Barış Arduç, kaybettikleri bebeğin mezar taşını kendi elleriyle yaptırdı

.

.

Barış Arduç ve Elçin Sangu’nun Hayatındaki En Acı Kaybın Ardından Yürekleri Sarsan Anlar

Türkiye’nin en sevilen oyuncuları Barış Arduç ve Elçin Sangu, hayatlarının en zor sınavıyla karşı karşıya kaldılar. Bekledikleri mutluluk kısa sürdü ve ne yazık ki minik bebeklerinden biri doğum sırasında hayatını kaybetti. Bu kayıp, sadece onların değil, tüm sevenlerinin de kalbini derinden yaraladı.

Yasın Paylaşılması: İçten Bir Duygu Dalgası

Barış ve Elçin, özel hayatlarını genellikle gözlerden uzak tutan bir çift olarak bilinir. Ancak bu derin acıyı içlerinde tutmak yerine, duygularını paylaşmaya karar verdiler. Yapılan cenaze töreninde, binlerce insan bu acıyı paylaşmak için bir araya geldi. Oyuncu Barış Arduç’un kendi elleriyle yaptırdığı mezar taşı, onların oğullarına duyduğu sonsuz sevgiyi ve saygıyı simgeliyordu. Barış, gözyaşları içinde “Bu işi başka birinin yapmasına izin veremezdim. O benim oğlum ve anısı kalbimde yaşayacak,” diyerek yaşadığı derin acıyı samimi bir şekilde dile getirdi.

Törende Duygusal Anlar

Tören, çiftin seçtiği özel bir bahçede, ağaçların ve beyaz çiçeklerin arasında yapıldı. Barış’ın tasarladığı mezar taşında sadece “Sonsuz Aşkımız” yazıyordu. Bu basit ama etkileyici sözler, onların yaşadığı derin bağlılığı ve sevgiyi yansıtıyordu. Törene katılanlar arasında sanat, tiyatro ve televizyon dünyasından birçok ünlü isim yer aldı. Herkes, çiftin acısını paylaşmak ve destek olmak için oradaydı. Barış ve Elçin, el ele tutuşarak katılımcılara teşekkür etti ve “Bugün buradaki her bir kişi bize güç veriyor. Bu karanlık günlerde yanımızda olduğunuz için minnettarız,” dediler.

Barış Arduç ordered to do the tombstone for the baby who lost with his own  hands - YouTube

Acının Sessizliği

Cenaze töreni boyunca gözlemlenen en dikkat çekici şey, sessizlikti. Ne kamera sesi, ne fısıltı… Oradaki herkes o anın kutsallığını ve acının derinliğini hissetti ve saygı gösterdi. Gözyaşları, hüznü ve sevgiyi aynı anda yansıtan bu atmosfer, çiftin yaşadığı acının büyüklüğünü herkese hissettirdi.

Doğadan Güç Almak

Törenin ardından Barış ve Elçin, İstanbul’un biraz dışında, doğayla iç içe sakin bir eve çekildiler. Dünyanın gürültüsünden uzak, huzur ve sükûnet arayışındaydılar. Bu süreçte sosyal medya da sevdiklerinden destek mesajlarıyla doldu taştı. Arkadaşları, hayranları ve çalışma arkadaşları, onlara sevgi ve dayanışma dolu sözlerle moral vermeye çalıştı.

Elçin’in Mektupları: Sessiz Bir Diyalog

Elçin Sangu, yaşadığı acıyı kelimelere dökerek kendine bir terapi yolu buldu. Kaybettiği oğluna yazdığı mektuplar, hem sevgi dolu hem de hüzünlüydü. “Canım oğlum,” diye başladığı bir mektupta şöyle diyordu: “Her sabah seni düşünerek uyanıyorum. Bazen rüzgârın sesi içinde kahkahalarını duyduğumu sanıyorum. Yanımızda değilsin ama seni her yerde hissediyorum.”

Barış’ın Sanatla İyileşme Yolculuğu

Barış Arduç ise sanatla içsel yaralarını sarmaya çalıştı. Oyunculuğun yanında eskiden tutkuyla uğraştığı heykel işine geri döndü. Bahçede oğlundan ilham alan küçük figürler yaptı: kanatlar, yıldızlar, açık bir kalp… “Bunlar benim onunla konuşma yolum,” diyerek duygularını sanatla ifade etti.

Kabul ve Hayata Dönüş

Zamanla acı, kabullenme ve minik meleğin anısına saygı duruşuna dönüştü. Çift, oğullarının adını taşıyan bir vakıf kurdu. Amaçları, çocuklarını kaybetmiş ailelere manevi ve maddi destek sağlamak. Bu hareket, doktorlar, psikologlar ve gönüllüler tarafından hızla desteklendi. Vakfın açılış gününe yüzlerce kişi katıldı ve Barış ile Elçin, o zor yolculukta öğrendiklerini paylaştılar: “Acı geçmiyor ama onunla yaşamayı öğreniyorsunuz. Bugün bir kaybı değil, o küçük varlığın bize kattığı sonsuz sevgiyi kutluyoruz.”

Kamuoyu ve Medyanın Tavrı

Başta çiftin yaşadığı acıya saygı duyan medya, zamanla bu vakıf ve sosyal sorumluluk projelerine odaklandı. Barış ve Elçin, kamu önünde çok az görünmelerine rağmen her görünümleri derin bir etki yarattı. Elçin, anne ruh sağlığı konusunda yaptığı çalışmalardan dolayı bir yardım gecesinde ödül aldı. Konuşması, oradaki herkesin kalbine dokundu: “Kucağında tutamadığı ama sevgisini doğurmuş annelere adıyorum bu ödülü.”

Barış’ın Sessiz Ziyaretleri

Barış Arduç, oğlunun mezarını haftalık ziyaretlerle yaşattı. Mezarlığa diktiği beyaz gül ağacı, her bahar açarak hayatın ve umudun simgesi oldu. Bu sessiz ziyaretler, onun acıyla barışma ve huzur bulma yolu oldu.

Birinci Yıl Anması: Umut Balonları

Kaybın üzerinden bir yıl geçtiğinde, aile ve yakınları küçük, samimi bir anma töreni düzenledi. Bu, büyük bir medya etkinliği değil, dostların, vakıf gönüllülerinin ve destek olmuş ailelerin bir araya geldiği duygusal bir buluşmaydı. Gökyüzüne bırakılan beyaz balonların üzerinde, çocuklarını kaybetmiş ebeveynlerin yazdığı mektuplar vardı. Elçin, gözyaşları içinde “Her mektup bir hikaye, her balon ölmez bir hayal, sadece dönüşür,” dedi.

İnsanlık ve Umut Mesajı

Bugün Barış Arduç ve Elçin Sangu, sadece sanatçı kimlikleriyle değil; insanlıkları ve dayanışma ruhlarıyla da örnek gösteriliyor. En derin acıların bile başkalarına ışık olabileceğini gösterdiler. Onların hikayesi, kederin, umudun, empati ve dirençle nasıl birleşebileceğinin canlı kanıtı oldu.

Kaybettikleri oğulları, fiziksel olarak aralarında olmasa da, gösterdikleri sevgiyle, vakıfla ve her yardım eliyle yaşamaya devam ediyor. Barış, yakın zamanda yaptığı bir röportajda, “Acımız bir başkasının yalnızlık hissetmesini engelliyorsa, boşuna olmamış demektir,” diyerek hayatlarının yeni anlamını özetledi.

PLAY VIDEO:


Son Söz

Barış Arduç ve Elçin Sangu’nun bu içten ve güçlü duruşu, onların hayranları ve kamuoyu tarafından büyük takdir topladı. Onların yaşadığı acı, aynı zamanda pek çok insanın benzer kayıplarla yüzleşmesine cesaret verdi. Bu yürek burkan ama aynı zamanda umut veren hikaye, insanlığın en derin yönlerini bir kez daha gözler önüne serdi.