MİLYONER PATRON DADISINİ KIZINI EMZİRİRKEN YAKALADI… VE İNANILMAZ BİR KARAR VERDİ!
.
.
Milyoner Patron Dadısını Kızını Emzirirken Yakaladı… Ve İnanılmaz Bir Karar Verdi!
İstanbul’un en seçkin semtlerinden birinde, beyaz mermer zeminli, kristal avizelerle süslü görkemli bir villa yükseliyordu. Bu ihtişamlı evde 35 yaşındaki Burak Kaya yaşıyordu. Türkiye’nin en büyük inşaat şirketlerinden birinin sahibi olan Burak’ın hayatı, 7 ay önce yaşadığı büyük bir trajediyle değişmişti. Sevgili eşi Selin, kızları Elif’i dünyaya getirirken yaşanan doğum komplikasyonları nedeniyle hayatını kaybetmişti. Şimdi Burak, milyoner iş adamı olmanın yanında, 7 aylık öksüz kızına bakmak zorundaydı.
Elif, annesine çok benziyordu; aynı yeşil gözler, aynı ince yüz hatları… Ancak küçük kız sürekli ağlıyor, hiçbir mamayı kabul etmiyor, beş dadı da dayanamayarak işi bırakmıştı. Villa sessizdi, sadece bebek ağlamaları bu sessizliği bozuyordu. Burak, altın kaplamalı İtalyan deri koltuğunda oturmuş, altın sarısı güneş ışıklarının içeri süzüldüğü salonda yeni bir dadı adayıyla görüşüyordu.
Kapı çaldı, hizmetçi Fatma Hanım kapıyı açtı. İçeri giren kadın 28 yaşlarında, kahverengi saçları özenle toplanmış, sade ama temiz kıyafetler içinde Ayşe Demir’di. Hemşirelik geçmişi vardı ve çocuklarla çalışmayı seviyordu. Burak, soğuk bir sesle “Özgeçmişinizi inceledim, neden hemşireliği bıraktınız?” diye sordu. Ayşe’nin gözlerinde kısa bir hüzün belirdi; kişisel nedenler vardı.
Burak, “Burada çalışmak kolay değil. Elif çok hassas bir bebek. Annesini kaybetti ve sürekli ağlıyor, geceleri uyumuyor,” dedi. Ayşe ise sakin bir sesle yanıtladı: “Her bebeğin kendine özgü ihtiyaçları vardır. Sabır ve sevgiyle çözülmeyen sorun yoktur.”
Burak, aylık 40.000 lira maaş teklif etti. Ayşe, Elif’in odasının yanında kalacaktı ve sadece ona bakacaktı. Elif ise hiçbir mamayı içmiyordu, kilo alamıyordu. Ayşe, farklı yöntemler deneyebileceğini söyledi ve ertesi sabah işe başladı.
O gece, villa sessizliğe büründü. Saatlerce suskunluk oldu; Elif ağlamıyordu. Burak şaşkındı. Ertesi sabah, işe gitmeden önce Elif’in odasına göz attı. Ayşe, bebeği kucağında nazikçe sallıyor ve ninni söylüyordu. Elif huzurlu bir şekilde gülümsüyordu. Burak, Ayşe’nin villaya gelişinden iki hafta sonra evin havasının tamamen değiştiğini fark etti. Artık bebek ağlamaları yerine ninniler ve Elif’in mutlu gülüşleri duyuluyordu.
Ayşe ile Elif arasında özel bir bağ oluşmuştu. Ayşe, Elif’i beslerken ona masallar anlatıyor, türküler söylüyordu. Elif, onun sesini duyunca hemen sakinleşiyor, gözleri ışıldıyordu. Ancak Ayşe’nin kimsenin bilmediği bir sırrı vardı. Her gün öğle vakti, Elif uyurken banyoya gidip sessizce ağlıyordu. Göğsünde süt birikmiş, acı veriyordu ama kimseye söylemiyordu. Çünkü üç ay önce prematüre doğan bebeği Zehra’yı kaybetmişti.
Bir gün Burak, toplantısının erken bitmesiyle villaya döndü. Sessizlik hakimdi. “Ayşe Hanım,” diye seslendi. Cevap gelmedi. Merakla Elif’in odasına çıktı ve kapı aralıkken içeri baktı. Ayşe, rahat sandalyesinde oturmuş Elif’i emziriyordu. Bu Burak için inanılmaz bir manzaraydı. “Ne yapıyorsunuz?” diye bağırdı. Ayşe korkuyla irkilip bebeği göğsüne bastırdı.
Ayşe gözyaşları içinde anlattı: “Elif mama içmiyordu, çok açtı. Ben de ona kendi sütümü vermeye başladım. Benim de üç ay önce kaybettiğim bir bebeğim vardı. O acıyla Elif’e yardım etmek istedim.” Burak önce şaşırdı, sonra Ayşe’nin acısını gördü ve sessizce dinledi. “Neden bana söylemediniz?” diye sordu. “Anlayışla karşılanmayacağını düşündüm,” dedi Ayşe.
Burak, “Bu durumu bir doktorla konuşmalıyız,” dedi. Ertesi gün ünlü pediatrist Dr. Mehmet Özkan villaya geldi. Elif’i muayene etti, kan tahlilleri aldı. “Elif mükemmel sağlıklı,” dedi doktor. Son iki haftada aldığı kilo, büyüme hızı olağanüstüydü. Ayşe’nin sağlık testleri temizdi, enfeksiyon riski yoktu. Doktor, “Anne sütü her zaman formülden üstündür,” diyordu.
Burak, Ayşe’ye şartlarını iletti: “Tahlil sonuçları temiz çıkarsa devam edebilirsiniz. Ama bu bizim sırrımız olacak. Düzenli doktor kontrollerine gideceksiniz. Elif’in sağlığında en ufak bir sorun olursa derhal bırakacaksınız.” Ayşe gözleri dolu, teşekkür etti.
Günler geçtikçe, evde huzur arttı. Burak eve geldiğinde Ayşe Elif’i emziriyor, Burak belgelerini inceliyordu. Bir akşam Burak, “Hiç evlenmek istemediniz mi?” diye sordu. Ayşe, “Eşim vardı ama hamile olduğumu öğrenince kaçtı,” dedi. Burak, “Belki o gitmeseydi seni tanıyamazdım,” diye cevap verdi.
Aralarındaki bağ güçleniyordu. Burak, “Elif seni gerçek annesi sanıyor. Bu seni rahatsız ediyor mu?” diye sordu. Ayşe, “Hayır, bu beni mutlu ediyor,” dedi. Burak, “Sen sadece dadı değilsin. Bu ev yeniden bir yuva oldu. Ben de sana bağlandım,” diye itiraf etti.
Bir gün Burak, Ayşe’ye evlenme teklif etti. Ayşe şaşırdı ama kabul etti. Çünkü bu sadece bir evlilik değil, Elif’i koruma kararıydı. Nikah günü yakın dostların katılımıyla gerçekleşti. Elif, beyaz elbisesiyle annesinin kucağındaydı.
Ancak Burak’ın kayınvalidesi Sevgi Hanım bu durumu kabullenmedi. Mahkemede velayet davası açtı. Ayşe’nin Elif’i emzirmesi ve aralarındaki bağ sebep gösterildi. Mahkeme günü Elif, Ayşe’nin kucağında huzurla oturuyordu. Yargıç, Elif’in en iyi ortamda olduğunu ve velayetin Burak’ta kalmasına karar verdi.
Basında “Milyoner çocuğunu dadısına emzirtti” manşetleri çıktı. Şirket ortakları baskı yaptı. Burak, “Ailem benim için her şeyden önemli,” diyerek şirketten ayrılma kararı aldı. Yanında çalışanlar da onunla birlikte yeni bir şirket kurdu.
Ayşe, Elif’i bırakmadı. Bir gün hastalanan Elif’i hastaneye götürdüler. Doktor, Elif’in anne-babasından ayrı kalmanın travmasını yaşadığını, beslenme sorunları ve depresyon belirtileri olduğunu söyledi. Burak ve Ayşe, Elif’in yanında kalmaya karar verdiler.
Yıllar geçti. Elif büyüdü, konuşmaya başladı. Ayşe, Elif’in gerçek annesi olmasa da kalpten annesiydi. Burak ve Ayşe’nin aşkı, toplumsal önyargılara rağmen güçlendi. Bir gün eski kayınvalide Sevgi Hanım pişmanlıkla onları ziyaret etti ve aileye katıldı.
Ayşe hamile kaldı. Doğan oğullarına Arda adını verdiler; Ayşe’nin kaybettiği bebeğin adıydı. Aile tamamlanmıştı.
Bir gün Elif, annesine “Ben gerçekten senin karnından mı çıktım?” diye sordu. Ayşe, “Sen benim kalbimden çıktın. Bu çok daha özel,” dedi.
Sonunda hikayeleri bir televizyon kanalında belgesel oldu. Başkalarına umut verdi. Ayşe, benzer durumdaki kadınlara destek olmak için “Anne Kalbi Derneği”ni kurdu.
Bugün Elif ve Arda sağlıklı, mutlu çocuklar. Burak’ın şirketi büyüyor. Aile, sevgiyle kurulduğunu herkese gösteriyor.
.
Videoyu izleyin:
News
अजनबी से मुलाक़ात: प्यार, भरोसा और दिल छू लेने वाली अनसुनी दास्तां
अजनबी से मुलाक़ात: प्यार, भरोसा और दिल छू लेने वाली अनसुनी दास्तां कहते हैं दोस्तों, कभी-कभी जिम्मेदारी इंसान को वहां…
Sheikh Ki Biwi Ko Naukar Registan Mein Oont Ka Doodh Pilakar Lagataar 5 Din Tak Kiya
Sheikh Ki Biwi Ko Naukar Registan Mein Oont Ka Doodh Pilakar Lagataar 5 Din Tak Kiya दुबई का आसमान हमेशा…
“Hemşire Sade Bir Kadını Görmezden Geldi — Oğlunun Hastane Direktörü Olduğunu Bilmiyordu”
“Hemşire Sade Bir Kadını Görmezden Geldi — Oğlunun Hastane Direktörü Olduğunu Bilmiyordu” . . Hemşire Sade Bir Kadını Görmezden Geldi…
Milyoner Fakir Bir Kızı oğlunu korurken yakaladı, şaşırdı ve bir karar aldı…
Milyoner Fakir Bir Kızı oğlunu korurken yakaladı, şaşırdı ve bir karar aldı… . . Milyoner, Fakir Kızı Oğlunu Korurken Yakaladı,…
“PASTANIN YEME!” MİLYONER FAKİR KIZIN KÖR KIZINI KURTARDIĞINI GÖRDÜ!
“PASTANIN YEME!” MİLYONER FAKİR KIZIN KÖR KIZINI KURTARDIĞINI GÖRDÜ! . . “Pastanın Yeme!” Milyoner Fakir Kızın Kör Kızını Kurtardığını Gördü!…
MİLYONERİN ÜÇÜZLERİ HİÇ YÜRÜMEMİŞTİ. AMA YENİ TEMİZLİKÇİ GELDİĞİNDE İMKÂNSIZ GÖRÜNEN BİR ŞEY OLDU
MİLYONERİN ÜÇÜZLERİ HİÇ YÜRÜMEMİŞTİ. AMA YENİ TEMİZLİKÇİ GELDİĞİNDE İMKÂNSIZ GÖRÜNEN BİR ŞEY OLDU . . Milyonerin Üçüzleri Hiç Yürümemişti. Ama…
End of content
No more pages to load