DAMAT GELİNİN YÜZÜNÜ PASTAYA SOKUYOR… ÖFKELİ GELİN TÖRENİ MAHVEDİYOR

.
.

Damat Gelinin Yüzünü Pastaya Sokuyor: Düğün Günü Kaosu

Zeynep Yılmaz, 200 misafirin düğünlerinin en çok beklenen anını heyecanla beklediği bir gün geçirmekteydi. Düğün hayali sonunda gerçekleşiyordu, ama nişanlısı Kemal Demir’in sabahından beri yüzündeki garip ifadeler Zeynep’i rahatsız ediyordu. Düğün töreninin en önemli anı olan pasta kesme zamanı geldiğinde, Zeynep’in içindeki endişe daha da arttı.

Kemal, üç katlı pastanın önüne geldiklerinde elini Zeynep’in elinden daha sıkı tuttu. “Sürpriz aşkım!” diye bağırdı ve Zeynep’in yüzünü pastaya zorla soktu. Zeynep, bir anda yere düştü. Gelinliği lekelenmiş, duvağı yırtılmıştı. Yüzünden pasta parçaları süzülüyordu. Salonda bir sessizlik oldu; 200 çift göz ona dikilmişti. Bazıları şokta, bazıları ise gülüşlerini gizlemeye çalışıyordu. Kemal, dünyanın en komik şakasını yapmış gibi yüksek sesle gülüyordu.

Öfke ve Utanç

Zeynep, yavaşça ayağa kalktı. Krem şantinin ağır tadı, aşağılanmanın gözyaşlarıyla karışmış halde dilinde kalmıştı. Yüzüğü parmağından çıkarıp Kemal’in yüzüne fırlattığında elleri titriyordu. “Aklını mı kaçırdın?” diye bağırdı. Sesi öfke ve utançla doluydu. Kemal, “Ah Zeynep, sakin ol. Sadece bir şakaydı,” diye yanıtladı. Ama Zeynep, “Şaka mı? Tüm ailemizin önünde mi?” diye haykırdı.

Zeynep, gelinliğinin eteğini toplayıp salonun çıkışına doğru koştu. Arkasında misafirlerin fısıldamaları yankılanıyordu. İkinci kata çıkan merdivende tökezleyip düştü ama yine de o durumdan uzaklaşmak için çaresizce yukarı çıkmaya devam etti. İkinci kattaki tuvalette, yüzünü temizlemeye çalışırken, en yakın arkadaşı Ayşe peşinden koşarak içeri girdi.

“Aman Tanrım, bunu görmen lazım!” dedi Ayşe, elleri titreyerek telefonu tutuyordu. “Hiçbir şey görmek istemiyorum, Ayşe. Sadece gitmek istiyorum.” Zeynep, “Ciddiyim, gitmek istiyorum,” diye tekrarladı. Ama Ayşe, “Görmen gerekiyor,” diyerek ısrar etti. Ayşe, Kemal’in barın yanında sağdıçlarla konuştuğu kaydedilmiş bir videoyu gösterdi.

Şok Edici Gerçekler

Videoda Kemal’in sesi net bir şekilde duyuluyordu: “Bahse girdim. Balayından önce vazgeçecek.” Zeynep, dünyasının başına yıkıldığını hissetti. Tekrar düşmemek için lavaboya tutundu. “Ne diyor o?” diye sordu. Ayşe, “Gerisini dinle,” dedi. Videoda, sadıçlardan biri Kemal’in çok acımasız olup olmadığını soruyordu. “Kadının milyonlar değerinde bir şirketi var. Babası bana tamamen güveniyor. Neredeyse her şeye erişim sağladım. Sadece onunla birkaç ay daha evli kalmaya dayanmam gerekiyor. Ya sonra bir şekilde sıvışırım.”

Zeynep gözyaşlarına boğuldu. Ayşe ona sarıldı ama o zar zor nefes alabiliyordu. “Bu videoyu ne zamandır elinde tutuyorsun?” Zeynep sordu. “Onu çocuklarla özel konuşurken görünce kaydettim. İçimden bir ses, normal bir konuşma olmadığını söyledi.”

Aile İçindeki Tartışma

Zeynep, aynada kendine baktı. Yüzü artık temizdi ama kırmızı gözleri yaşadığı aşağılanmanın tüm hikayesini anlatıyordu. “Daha fazla şey öğrenmem gerekiyor. Bu bugün başlamış olamaz,” dedi Ayşe. Zeynep, “Ne demek istiyorsun?” diye sordu. “Kemal’in belgelerime, şifrelerime, babamın şirketine erişimi oldu. Eğer bunu gerçekten bu kadar zamandır planlıyorsa…”

Zeynep, koridordaki ayak seslerini duyunca konuşmayı kesti. 78 yaşındaki annesi Fatma, kötü niyetli insanları sezmede her zaman keskin bir içgüdüsü olmuştu. “Kızım, iyi misin?” diye sordu. “Anne, sana çok ciddi bir şey anlatmam gerekiyor.” Fatma, banyo kapısını kapattı ve üç kadın toplandı. Zeynep videoyu annesine gösterdi. O da sessizce ve giderek ciddileşen bir ifadeyle izledi.

“Zeynep, ben bu adamla ilgili defalarca seni uyarmaya çalıştım,” dedi Fatma. Video bitince, “Biliyorum anne, seni dinlemeliydim. Ama artık kendini suçlamanın faydası yok. Ne yaptığını öğrenmeli ve daha fazlasını yapmasını engellemelisin.”

Tehlikeli Planlar

Ayşe, “Fatma Hanım, siz ona hiç güvenmediğinizi söylerdiniz. Neden?” diye sordu. “Anne içgüdüsü ama fark ettiğim bazı tuhaf şeyler de var. Şirketimizle ilgili Zeynep’in hiç anlatmadığı detayları biliyordu. Sadece içerideki insanların erişebileceği finansal hareketlilikleri tanıyordu.” Zeynep’in karnına bir kramp girdi. “Ne tür hareketlilikler?”

Fatma, “Kuzey bölgesindeki deponun satışından bahsettiğini hatırlıyor musun?” diye sordu. “Sen ona bundan bahsetmiş miydin?” Zeynep, “Hayır anne. Babamın satmayı düşündüğünü bile bilmiyordum işte.” Fatma, “Dahası da var. Geçen hafta baban, şirket sistemindeki bazı şifrelerin onun izni olmadan değiştirildiğini söylemişti.”

Zeynep, “Ne?” diye haykırdı. “Yeni bir çalışan yapmıştır diye düşündük ama şimdi…” Zeynep, bulmacanın parçalarını birleştirmeye başladı. “Kemal her zaman işle ilgili konularda yardım etmeyi teklif ederdi. Teknolojiden anladığını ve bazı süreçleri optimize edebileceğini söylerdi. O da tamamen güvenerek ona bazı temel şifreler vermişti.”

Kaçış Planı

“Anne, ben ona bazı şifreler verdim. İşbirlikçi bir eş oluyorum sanmıştım,” dedi Zeynep. “Hangi şifreler, Zeynep?” Fatma, “Stok sisteminin, kurumsal e-postanın bazı temel şeylerin.” dedi. Fatma gözlerini kapadı ve derin bir nefes aldı. “Kızım, o şifrelerle senin hayal ettiğinden çok daha fazlasına erişebilir.”

Tam o sırada banyo kapısı çalındı. Kemal’in sesiydi. “Zeynep, aşkım bunu çözelim. Bu sadece kontrolden çıkan bir şakaydı.” Üç kadın birbirine baktı. Zeynep sessiz olmaları işareti verdi. “Birkaç dakika sonra aşağı iniyorum Kemal.”

“Tamam aşkım. Seni aşağıda bekliyorum. Zaten herkesten özür diledim ve bir yanlış anlaşılma olduğunu açıkladım.” Ayak sesleri uzaklaşınca Zeynep bir karar aldı. “Anne, şimdi eve gidiyoruz. Şirket sistemlerine yapılan erişimleri bugün kontrol etmem gerekiyor. Ya parti, parti canı cehenneme. Ne kadar büyük bir problemle karşı karşıya olduğumu öğrenmem lazım.”

Fatma başıyla onayladı. Ayşe, “Bizi götürebilir misin? Şimdi aşağı inip o adamla yüzleşmek istemiyorum.” “Tabii ki, arka taraftaki acil çıkış kapısından çıkalım.” Üç kadın yangın merdivenlerinden indi. Zeynep hala gelinliğini giyiyordu ama umursamıyordu. Tek endişesi Kemal’in aile şirketinin sistemlerine erişimiyle neler yaptığını öğrenmekti.

Dönüş Yolunda

Arabada Zeynep’in anne babasının evine giderken Fatma, 40 yıllık eşi ve aile şirketinin ortağı Ahmet’i aradı. “Ahmet, derhal ofise gitmen gerekiyor. Acil bir durum var.” “Cumartesi gecesi ne oldu?” “Zeynep, Kemal’in şirketi çalmaya çalıştığını öğrendi. Son aylardaki tüm erişimleri ve hareketlilikleri kontrol etmen gerekiyor.”

Hattın diğer ucundan bir sessizlik geldi. “Hemen oraya gidiyorum. Mehmet’i de yanıma alıyorum.” Mehmet, ailenin 20 yıldan fazla süredir muhasebecisiydi. Şirkete giren çıkan her kuruşu bilen tam güvenilen bir adamdı.

Acil Durum

Zeynep’in anne babasının evine, İstanbul’un lüks bir semtindeki büyük eve vardıklarında Zeynep, giysilerini değiştirmek için koşarak yatak odasına gitti. Gelinliği ona yaşadığı aşağılanmayı sürekli hatırlatıyordu. Ahmet’ten haber beklerken Fatma, üçüne kahve hazırladı. Eve varmalarından 40 dakika sonra ev telefonu çaldı.

“Babam!” diyerek Zeynep koşarak telefonu açtı. “Kızım, durum düşündüğümüzden çok daha kötü. Ne öğrendiniz?” “Mehmet burada benimle anlatsın.” Muhasebecinin sesi telefonda ciddi ve endişeli geldi. Zeynep, “Son 3 haftada tanımadığımız hesaplara şüpheli transferler yapılmış. Toplam tutar 200.000 lirayı geçiyor.”

Zeynep’in bacakları tutuldu. Mutfak sandalyesine oturdu. “Nasıl yani Mehmet Bey?” “Transferler sizin erişim bilgilerinizle onaylanmış ancak saatler sizin rutinizle uyuşmuyor. Sizin sistem asla giriş yapmadığınız gece saatlerinde, hafta sonlarında gerçekleşmiş.”

Şok ve Korku

O zaman ben yapmadım açıkçası. “Hayır. Ama yapan kişi sizin tam erişim verilerinize sahipmiş.” Zeynep konuşmayı hoparlörden dinleyen annesine baktı. “Mehmet Bey, bu hesapların izini sürmek mümkün mü?” “Bunu zaten yapıyorum ama beni daha çok endişelendiren bir şey var.” “Ne?”

“Önemli tedarikçilerle yapılan bazı sözleşmeler değiştirilmiş, fiyatlar şişirilmiş ve fark hayali hesaplara yönlendiriliyor.” “Ne kadar paradan bahsediyoruz?” “Bu tempoda devam ederse, 6 ay içinde şirketin 1 milyon liradan fazla zararı olacak.” Zeynep yeniden gözyaşlarına boğuldu. Fatma ona sarıldı ve telefonu aldı.

“Mehmet, bu tersine çevirmek için ne yapabiliriz?” “İlk olarak Zeynep’in tüm erişimlerini iptal edip yenilerini oluşturmak. İkincisi, değiştirilen tüm sözleşmeleri belirleyip değişiklikleri geri almak. Üçüncüsü, çıkan paranın izini sürmek.”

Kaçış Planı

“Geri almak mümkün mü?” “Duruma bağlı. Para hala ara hesaplardaysa evet, zaten yurt dışına transfer edildiyse veya nakit olarak çekildiyse işimiz zorlaşır.” Ahmet telefona geri döndü. “Fatma, bugün eve dönmelisiniz. Eğer Kemal bir şeylerden haberdar olduğunuzu öğrenirse hırsızlıkları hızlandırabilir veya kanıtları silmeye çalışabilir.”

“Nerede kalacağız?” “Kız kardeşinin Uludağ’daki evini hatırlıyor musun?” Zeynep’i oraya götür. Yarın sabah Mehmet’le birlikte ifade vermeye gideceğim ve gerekli yasal tedbirleri alacağım.” Zeynep gözyaşlarını sildi ve telefonu geri aldı. “Baba, bir şey daha var. Ayşe, Kemal’in dolandırıcılığı arkadaşlarına itiraf ettiği bir video kaydetti.”

Kanıtların Peşinde

“Hangi video?” Zeynep, vaftiz annesinin parti sırasında yaptığı kayıt hakkında bilgi verdi. Ahmet bir an sessiz kaldı. “Bu çok önemli bir kanıt Zeynep. O videoyu iyi saklayın. Çoktan üç farklı yere kaydettim.” Zeynep, mutfağın diğer tarafından bağırdı. “Harika. Şimdi Uludağ’a gidin ve yasal kısmı ben ve Mehmet halledelim.”

Telefonu kapattıktan sonra Zeynep, birkaç saat içinde öğrendiği her şeyi sindirmek için birkaç dakika sessiz kaldı. “Anne, nasıl bu kadar aptal olabildim?” “Aptallık değildi Zeynep, saflıktı. Sevdiğin birine güvendin. Ama tüm işaretler oradaydı.”

Duygusal Çatışma

Zeynep, “Siz hep ondan şüphelenmiştiniz.” “Şüphelenmek ve emin olmak farklı şeylerdir. Kendin keşfetmen gerekiyordu.” Ahmet’le konuşma boyunca sessiz kalan Ayşe, ikisine yaklaştı. “Zeynep, sana bugün öğrendiğim bir şeyi anlatabilir miyim?” “Ne oldu?”

“Jay’i hatırlıyor musun? Partinin catering şirketinde çalışan o genç kadın.” “Hatırlıyorum.” “Bana anlattığına göre törenden önce Kemal’i telefonda konuşurken görmüş. Birine ‘plan mükemmel işliyor’ diyordu.” “Hangi plan?” “Tam olarak açıklayamadı ama bugünden sonra her şeyi açıklamak daha kolay olacak.”

Zeynep’in tüyleri ürperdi. “Pasta yapılan o aşağılanma sence kasıtlı mıydı? Beni dengesiz göstermek için mi?” “Olabilir. Senin dengesiz olduğunu iddia ederek boşanmak isteseydi böyle bir sahne iyi bir bahane olurdu.” Fatma öfkeyle başını salladı. “Bu adam tahmin ettiğimden daha hesapçı çıktı.”

Yüzleşme Zamanı

“Dahası da var,” dedi Ayşe. “Jale, onun pazartesi günü biriyle buluşup son detayları ayarlamak için sözleştiğini duydu.” “Hangi detaylar bilmiyoruz ama eğer bir şeyi hızlandırıyorsa…” Zeynep sandalyeden kalktı. “Anne, pazartesiyi bekleyemeyiz. Hemen harekete geçmeliyiz.”

“Ne düşünüyorsun?” “Babama arayıp ondan ve Mehmet Bey’in her şeyi ortaya çıkarana kadar ofiste kalmalarını isteyeceğim. Eğer Kemal pazartesi günü bir şeyi hızlandırmayı planlıyorsa pazar bizim son şansımız.” Fatma kabul etti ve Zeynep tekrar babasını aradı. “Baba, planlar değişti. Bu gece orada kalıp her şeyi ortaya çıkarana kadar çalışabilir misiniz?”

“Tabii ki kalırız. Mehmet zaten pizza ve kahve getirdi. Gerekirse sabahlarız.” “Teşekkürler baba.” Zeynep, “Bir şey daha. Kemal Bey seni aramaya çalıştı mı?” “Partiden çıkalı beri telefonuma bakmadım. Neden?” “Seni arayıp burada sordu. Bir yanlış anlaşılma olduğunu ve çözmek istediğini söyledi.”

Tehlikeli Oyunlar

Zeynep telefonuna baktı ve Kemal’den 17 cevapsız arama gördü. “Çıldırmış olmalı ya da partiden kaybolduğunu öğrenip bir şeyi hızlandırmaya çalışıyor.” Fatma, “Evet. Bu beni endişelendiriyor,” dedi. Ayşe, “O gece doğrudan Uludağ’a gitmelerini önerdi.” Zeynep’in teyzesinin evi arabayla iki saat uzaktaydı ve Ahmet ile Mehmet her şeyi araştırırken pazar gününü geçirmek için güvenli bir yer olurdu.

“İyi fikir. Hemen valizleri hazırlayalım.” Zeynep birkaç kıyafet ayırırken Fatma, evde sakladığı şirketten önemli belgeleri bir çantaya koydu. Her zaman tedbirli bir kadın olmuştu ve önemli kontratların ve evrakların kopyalarını ev ofisindeki bir kasada tutardı. Zeynep, “Burada bir şey buldum,” diye bağırdı Fatma ofisten. “Ne oldu anne?”

“Geçen hafta Kemal’in kaybettiğini söylediği o evrakları hatırlıyor musun? Yeni ambalaj tedarikçisinin kontratlarını hatırlıyorum. Aramak için çok sinirlenmişti. Burada kasada duruyorlar.” Zeynep koşarak aşağı indi ve annesinin tuttuğu evraklara baktı. “Anne, bu rakamlar bana gösterdiğinden tamamen farklı.”

“Evet. Sana gösterdiği evraklarda fiyat normaldi. Bunlarda asıllarında fiyat %40 şişirilmiş.” “Yani bana göstermek için sahte bir kopya mı yaptı?” “Aynen öyle. Ve fiyat farkı onun hesabına gidiyor.” Fatma evrakları diğer belgelerle birlikte çantaya koydu. “Bu onun yaptıklarının bir kanıtı daha.”

Planın Uygulanması

Yarım saat sonra üçü Ayşe’nin arabasındaydı ve Uludağ’a doğru yol alıyorlardı. Zeynep, Kemal’in aramalarını cevaplamamaya karar verdi. Ancak iyi olduğunu ve pazartesi konuşacaklarını söyleyen bir mesaj gönderdi. Yolculuk boyunca görmezden geldiği tüm işaretleri düşünmekten kendini alamadı. Kemal her zaman şirket işlerine yardım etmeyi teklif ederdi.

Finansı anladığını ve süreçleri optimize edebileceğini söylerdi. Bunu özen ve ilgi olarak yorumlamıştı ama şimdi bunun saf hesap olduğunu fark ediyordu. Ayşe, “Sana bir soru sorabilir miyim?” “Tabii ki.” “Ona hep mi şüpheleniyordun yoksa sadece bugün mü başladın?”

Ayşe cevap vermeden önce birkaç saniye sessiz kaldı. “Dürüst olmak gerekirse yaklaşık 3 hafta önce şüphelenmeye başladım.” “Neden?” “Hastaydın ve ofisten sana bazı evrakları getirmeyi teklif ettiğini hatırlıyor musun?” “Hatırlıyorum. İşten eve dönüyordum. Onu ofisten çıkarken gördüm.”

Olayların İç Yüzü

“Sorun ne?” Zeynep, “Sen masandan belgeleri alacağını söylemiştin ama onu gördüğümde babanın odasının bulunduğu yönetim binasından çıkıyordu.” Zeynep midenin bulandığını hissetti. “Emin misin?” “Eminim. Bir de dosyası epey doluydu. Sadece birkaç kağıt değil.”

“Neden bana söylemedin?” “Söylemeyi düşündüm ama sen düğün hazırlıklarıyla o kadar mutluydun ki bir de nereye gittiği konusunda yanılıyor olabilirdim.” Ayşe, “Bana yalan söyledi,” dedi. “Belgeleri masamdan çabucak aldığını söyledi.”

Konuşmayı arka koltuktan dinleyen Fatma derin bir iç çekti. Zeynep, “Bu adam ailemizin tamamını kandırdı. Yaptığı işte çok iyi.” “Nasıl yani?” “İyi düşün. Güvenini kazandı. Şirkete erişim sağladı. Babanın sempatisini kazandı. Mükemmel bir düğün organize etti. Bütün bunları yaparken şirketimizi soydu.”

Yüzleşme Zamanı

Zeynep, Uludağ’daki halasının evine vardıklarında saat neredeyse gece yarısı olmuştu. Ev boştu. Halası yılın bu zamanında hep seyahat ederdi ama Fatma’nın anahtarları vardı. Şöminesi ve dağların güzel manzarası olan sıcak bir yazlıktı. Başka koşullarda Zeynep orada olmayı çok isterdi. Ama o anda sadece onu bekleyen sorunları düşünebiliyordu.

Pazar sabahı Zeynep, telefonun çalmasıyla uyandı. Babasıydı. “Zeynep, önemli haberlerimiz var.” “Anlat baba.” “Mehmet paranın bir kısmının izini sürmeyi başardı. Sahte belgelerle açılmış hesaplarda ama henüz yurt dışına transfer edilmemiş.” “Bu iyi mi?” “Çok iyi. Geri alabileceğimiz anlamına geliyor. Ama kötü bir şey daha var.”

Zeynep bir kötü habere daha hazırlandı. “Ne oldu?” “Bazı satış sözleşmelerini değiştirdiğini öğrendik. Peşin ödeyen önemli müşteriler artık taksitle bizim için çok kötü koşullarla ödeyecek.” “Bu ne kadar tutuyor?” “Sadece bu yıl için 500.000 liradan fazla zarar.”

Zeynep yeniden gözyaşlarına boğuldu. Fatma ona sarıldı ve telefonu aldı. “Mehmet, bu tersine çevirmek için ne yapabiliriz?” “İlk olarak Zeynep’in tüm erişimlerini iptal edip yenilerini oluşturmak. İkincisi, değiştirilen tüm sözleşmeleri belirleyip değişiklikleri geri almak. Üçüncüsü, çıkan paranın izini sürmek.”

Kaçış Planı

“Geri almak mümkün mü?” “Duruma bağlı. Para hala ara hesaplardaysa evet, zaten yurt dışına transfer edildiyse veya nakit olarak çekildiyse işimiz zorlaşır.” Ahmet telefona geri döndü. “Fatma, bugün eve dönmelisiniz. Eğer Kemal bir şeylerden haberdar olduğunuzu öğrenirse hırsızlıkları hızlandırabilir veya kanıtları silmeye çalışabilir.”

.