“Beni hatırla.” Üç acemi onu köşeye sıkıştırır ve 45 saniye sonra bir SEAL ile karşılaşırlar.

.

.

“Beni Hatırla” – Üç Acemi Onu Köşeye Sıkıştırır ve 45 Saniye Sonra Bir SEAL ile Karşılaşırlar

Olayın Başlangıcı

Güneş, Kayseri Askeri Akademisi’nin zeminini yakarken, ortada bir kadın asker, bir direğe bağlıydı. Üniforması parçalanmış, yüzü tanınmayacak kadar şişmişti. Başçavuş Thomas Brand, kadının saçlarını sertçe tutarak başını geriye çekti. Yüzünde iğrenç bir gülümseme belirdi. “Hâlâ anlamadın mı, pislik?” dedi.

Yanında duran Feldwebel Markus Schmidt, küçük bir gaz brülörü açtı. Mavi alev, havada korkutucu bir şekilde parladı. Brand, “Sana cehennemi göstereceğim,” diye bağırdı. Alev, kadının siyah saçlarına doğru yaklaşırken, korkunç bir ses yükseldi. Kadın, acı çığlığını bastırarak dişlerini sıktı, ama gözyaşları yanaklarından süzüldü.

O an, kimse, o anların ne kadar korkunç olduğunu bilmiyordu. O kadın, KSK’nın (Kommando Spezialkräfte) bir generali olan Klaus Richter’in kızıydı. Birkaç dakika önce, Richter, kızının başına gelenleri öğrenmiş ve şimdi harekete geçmekteydi.

KSK Karargahı

Klaus Richter, KSK’nın efsanevi komutanıydı. Onun karargâhı, soğuk ve ciddi bir atmosferle doluydu. Duvarda asılı olan büyük ekranlar, gerçek zamanlı görüntüler ile doluydu. İçerideki hava, yoğun bir gerilimle doluydu. Richter, gözlerini ekrandan ayırmadan, durumu izliyordu.

“Operation Cobra” adı verilen bir anti-terör tatbikatı yürütülüyordu. Ekranda, KSK komandoları karanlıkta sinsi hareketlerle ilerliyordu. Her hareketleri, yıllarca süren eğitimlerin sonucuydu. Ancak Richter, bu tatbikatın arka planında başka bir tehlikenin olduğunu biliyordu.

Tam o anda, Richter’ın telefonu çaldı. Arayan, kızının bir askeri arkadaşıydı. “General Richter, Lena büyük tehlikede!” dedi. Richter, “Ne oldu?” diye sordu. “Brand ve Schmidt, onu şiddetle dövüyorlar. Bize yardım edin!” Richter, kalbinde bir şeylerin ters gittiğini hissetti. “Neredeler?” diye sordu. “Eski depo, hemen gelin!”

Hızla Hareket

Richter, hemen harekete geçti. “Bütün birimi hazırlayın!” diye emretti. KSK komandoları, Richter’ın emriyle harekete geçerek, hızla araçlara bindi. “Lena’yı kurtaracağız,” dedi Richter, gözlerinde kararlılık vardı.

Yolda, aklında sadece kızı vardı. “Onları durdurmalıyım,” diye düşündü. “Bu sefer onlara karşı yalnız değilim.” İçindeki öfke ve kararlılık, onu daha da güçlendiriyordu.

"Souviens-toi de qui je suis." Trois recrues l’acculent — 45 s après, elles découvrent un SEAL.

Depoya Giriş

Eski depo, gece karanlığı içinde korkutucu bir sessizlikle kaplıydı. Richter, ekibiyle birlikte yavaşça içeri girdi. “Hedefi bulmalıyız,” dedi. İçeri girdiklerinde, Brand ve Schmidt’in gülüşlerini duydu. “Beni dinle, Lena!” diye bağırdı Brand. “Seni burada bırakmayacağım!” Richter, öfkeyle dolmuştu. “Onları durdurmalıyım,” diye düşündü.

Yüzleşme

Richter, Brand ve Schmidt’in yanına doğru ilerledi. “Bırak onu!” diye bağırdı. Brand, “Was willst du, alter Mann?” diye alay etti. “Beni durduramazsın!” Richter, “Hayır, bu durumu sona erdirmek zorundayım!” dedi.

Bir çatışma başladı. Richter, Brand’ın üzerine doğru koştu. Brand, “Beni durduramazsın!” diye bağırdı. Ama Richter, onu etkisiz hale getirmeyi başardı. “Artık bu iş burada bitiyor,” dedi Richter.

İntikamın Kıvılcımı

Brand yere düştüğünde, Richter, “Artık bu durumu sona erdirdim,” dedi. Schmidt, “Ama bu çok tehlikeli!” diye bağırdı. Richter, “Evet, ama bu durumu çözmek zorundayız,” diye yanıtladı.

Lena, “Beni bırakın!” diye haykırdı ama Richter, “Hayır, seni koruyacağım,” dedi. Brand, “Bu durumu kabullenmeyeceğim!” diye bağırdı. Richter, “Artık kabullenmek zorundasın,” dedi.

Gelecek Umutla Dolu

Preston, Lydia ve Charlotte, Engin’in tehditlerinden kurtulmuşlardı. “Artık güvendeyiz,” dedi Lydia. Richter, “Evet, ama bu durumu unutmamalıyız. Her zaman dikkatli olmalıyız,” diye yanıtladı. Lydia, “Evet, ama artık birlikteyiz,” dedi.

Zaman geçtikçe, Richter, Lydia ve Charlotte, geçmişin yüklerini geride bırakmayı başardılar. Lydia, artık sadece bir kadın değil, aynı zamanda bir savaşçı olarak da kendini ifade edebiliyordu. “Artık geleceğe umutla bakabilirim,” dedi. “Bu mücadele sadece benim değil, hepimizin mücadelesi,” diye ekledi.

Sonuç

Preston, Lydia ve Charlotte, birlikte bir aile oldular. Geçmişin yüklerini taşımaya devam etseler de, artık birlikteydiler. Preston, “Artık korkmuyorum. Birlikteyiz,” dedi. Lydia, “Evet, her şey yolunda olacak. Birlikteyiz,” dedi.

Ve böylece, Preston, Lydia ve Charlotte, geçmişin izlerini silerek yeni bir hayata adım attılar. Artık korku yoktu, sadece sevgi ve güven vardı. Preston, hayatının bu yeni döneminde, sadece bir çiftçi değil, aynı zamanda bir aile reisi olarak da kendini ifade edebiliyordu.

.

“Beni Hatırla” – Üç Acemi Onu Köşeye Sıkıştırır ve 45 Saniye Sonra Bir SEAL ile Karşılaşırlar (Part 2)

Tehlikeli Bir Oyun

Slone Barret, Kayseri Askeri Akademisi’nin egzersiz alanında, karşısında üç acemiyle yüzleşiyordu. Castillo, Keller ve Yates, onu köşeye sıkıştırmışlardı. Gözlerinde alaycı bir ifade vardı, bu da Slone’un içindeki öfkeyi daha da artırıyordu. “Beni hatırla,” dedi Castillo, alaycı bir gülümsemeyle. Slone, bu durumu ciddiye almayı reddederek, “Beni bırakın,” diye yanıtladı.

Ama bu, onların oyununu daha da kışkırtıyordu. Yavaşça yaklaşarak, Slone’un cesaretini test etmeye çalışıyorlardı. “Bir kadın olarak burada ne işin var?” dedi Yates, sesinde küçümseme vardı. Slone, içindeki öfkeyi bastırarak, “Burası benim yerim,” dedi. “Siz sadece birer acemisiniz.”

İlk Çatışma

Aniden, Yates, Slone’a doğru hamle yaptı. Slone, anlık bir refleksle geri çekildi ve Yates’in kolunu yakalayarak onu yere serdi. “Hadi bakalım, bunu yapabilirsin!” dedi Castillo, ama sesindeki alaycılık artık kaybolmuştu. Slone, Yates’in yere düştüğünü gördü. “Bir daha denemek ister misin?” diye sordu.

Keller ve Castillo, Slone’un gücünü görünce bir adım geri çekildiler. “Bu sadece bir şans,” dedi Castillo, ama gözlerinde artık korku vardı. Slone, “Beni küçümsemeyi bırakın,” dedi. “Bu oyun burada bitmeyecek.”

Düşmanların Planı

O gece, Slone, odasında yalnız kaldığında, üç aceminin planlarını düşündü. “Bu sadece bir başlangıç,” diye mırıldandı. Onların amacının sadece onu provoke etmek olmadığını biliyordu. Bir tuzak kuruyorlardı ve bunun farkında olmak, onun için hayati bir öneme sahipti.

Ertesi sabah, Slone, eğitim alanında daha dikkatli olmaya karar verdi. Her hareketini izlemeleri gerekiyordu. Castillo, Keller ve Yates’in her zaman bir arada olduğunu fark etti. “Bir şeyler dönüyor,” diye düşündü. “Bunu çözmeliyim.”

Tehlikeli Bir İttifak

Slone, eğitim sırasında acemilerin davranışlarını dikkatle inceledi. Castillo ve Yates, sürekli olarak birbirleriyle fısıldaşıyorlardı. “Onlar bir şeyler planlıyor,” diye düşündü. “Bunu durdurmalıyım.”

Bir gün, Zeynep, Slone’a yaklaştı. “Bunların peşinden gitmek tehlikeli,” dedi. “Ama seninle konuşmak istiyorum.” Slone, Zeynep’in samimiyetini hissetti. “Tamam, ama dikkatli olmalıyız,” dedi.

Zeynep, “Bu üçü, Yılmaz’ın gözdesi. Onlar seni hedef alıyor,” dedi. Slone, “Biliyorum. Ama ben pes etmeyeceğim,” diye yanıtladı.

Son İhtimal

Bir akşam, Slone, eğitim alanında yalnız kaldığında, Castillo ve Yates’in konuşmalarını duymaya karar verdi. Gizlice yaklaştı ve onların planlarını dinlemeye başladı. “Yarın gece, onu köşeye sıkıştıracağız,” dedi Castillo. “Yılmaz ona ne kadar zayıf olduğunu gösterecek.”

Slone, bu bilgiyi hemen değerlendirdi. “Eğer yarın gece bir şey olursa, buna izin vermemeliyim,” diye düşündü. Hızla geri döndü ve bir plan yapmaya başladı.

Gece Yarısı

Ertesi gece, Slone, eğitim alanında hazırlandı. “Bu sefer onlara karşı hazırlıklı olmalıyım,” diye düşündü. Castillo ve Yates, beklediği gibi onu köşeye sıkıştırmaya çalışacaklardı. Ama bu sefer, Slone, onların oyununu bozmak için hazırdı.

Eğitim alanına girdiğinde, Castillo ve Yates hemen yanına yaklaştı. “Bizi durduramazsın, kadın,” dedi Castillo. Slone, “Bunu göreceğiz,” diye yanıtladı.

Karşılaşma

Aniden, Yates, Slone’a doğru hamle yaptı. Slone, anlık bir refleksle geri çekildi ve Yates’in kolunu yakalayarak onu yere serdi. “Hadi bakalım, bunu yapabilirsin!” dedi Castillo, ama sesindeki alaycılık artık kaybolmuştu. Slone, Yates’in yere düştüğünü gördü. “Bir daha denemek ister misin?” diye sordu.

Keller ve Castillo, Slone’un gücünü görünce bir adım geri çekildiler. “Bu sadece bir şans,” dedi Castillo, ama gözlerinde artık korku vardı. Slone, “Beni küçümsemeyi bırakın,” dedi. “Bu oyun burada bitmeyecek.”

Sonuç

Slone, Castillo ve Yates’i etkisiz hale getirmeyi başardı. “Artık bu durumu sona erdirdim,” dedi. O an, Slone, kendini güçlü hissetti. “Artık kimse bana karşı duramaz,” diye düşündü.

Ve böylece, Slone, geçmişin izlerini silerek yeni bir hayata adım attı. Artık korku yoktu, sadece sevgi ve güven vardı. Slone, hayatının bu yeni döneminde, sadece bir asker değil, aynı zamanda bir lider olarak da kendini ifade edebiliyordu.