“BANA BIR ÇOCUK VER, SERVETIMI SANA VERECEĞIM” DEDI MILYONER TEMIZLIKÇIYE

Bir Teklif, Bir Hayat

BANA BIR ÇOCUK VER, SERVETIMI SANA VERECEĞIM" DEDI MILYONER TEMIZLIKÇIYE -  YouTube

İstanbul’un kalbinde, İstiklal Caddesi’nin karmaşasında, yüksek bir ticaret binasının en üst katında, Yasemin Altun sessizce işini yapıyordu. Üç yıldır bu binada temizlikçi olarak çalışıyor, kimsenin dikkatini çekmeden, gölgeler gibi kayboluyordu. 32 yaşındaydı; hayatı zorluklarla doluydu ama asla pes etmemişti. Küçük Fatih Mahallesi’ndeki mütevazı dairesinde, kirayı ödemek için gün boyu çalışıyor, geceleri hayallerini kuruyordu. Mimarlık okumak, evlenip çocuk sahibi olmak… Ama zaman onu hep geride bırakmıştı.

O akşam, yağmurun İstanbul’u yıkadığı bir Ekim perşembesi, Yasemin yine ofisin koridorlarını temizliyordu. Yorgundu, ama işini sessizce yapıyordu. O sırada, ofisin sahibi Hakan Demirtaş, deri koltuğunda oturmuş, boğaza bakan pencereden dışarıyı izliyordu. Yorgun, ağırbaşlı ama kibar bir adamdı. Yasemin’i fark ettiğinde, nazikçe başını sallayarak selam verdi.

Yasemin, rafları temizlerken birden “Yasemin” sesini duydu. Hakan arkasını dönmeden konuşmaya başladı: “Kişisel bir soru sorabilir miyim?”

Yasemin şaşırdı, işi durdurdu, “Tabii ki Bay Demirtaş.”

“Çocukların var mı?” diye sordu Hakan.

Yasemin’in kalbi hızlandı, yutkundu: “Hayır efendim, yok.”

Hakan koltuğunu çevirdi, kahverengi gözleriyle derin bir şekilde baktı: “Peki ister miydin?”

Yasemin elleri terleyerek cevap verdi: “Evet, her zaman anne olmayı hayal ettim ama koşullar elverişli olmadı.”

Hakan ayağa kalktı, sırtını ona dönerek pencereye yürüdü. “Benim sana bir teklifim var,” dedi. “Bana bir çocuk verirsen, servetimi sana bırakacağım. Kendi evin olacak, çocuğun eğitimi garanti altında, çalışmak istemezsen bir daha çalışmana gerek kalmayacak kadar aylık gelir vereceğim.”

Yasemin o an ne yapacağını bilemedi. Zemin altında kayıyor gibiydi. Bu teklif gerçek olamazdı.

Hakan devam etti: “Dürüst bir kadınsın, üç yıldır seni izledim. İnsanlara nasıl davrandığını gördüm. Karakterin var. Çocuğumun böyle bir anneye sahip olmasını istiyorum.”

Yasemin temizlik bezini sıkıca tuttu, zihni karmakarışıktı. Hayatındaki tüm zorluklar, hayaller, kırgınlıklar bir anda önüne serilmişti. Bu bir rüya mıydı, yoksa kabus mu?

“Düşünmek istiyorum,” dedi.

“Tabii, istediğin kadar zaman al. İşte numaram,” diyerek kartvizitini verdi.

O gece Yasemin uyuyamadı. Küçük dairesinde aşağı yukarı yürüdü, boş buzdolabına baktı. Mimarlık hayali, evlenme arzusu, hepsi geçmişte kalmıştı. Ama anne olma hayali, yüreğinin en derinlerinde hala yaşıyordu.

Ertesi hafta sonu, küçük bir kafede Türk çayı içerken, sokaktan geçen aileleri izledi. O an kararını verdi. Bu teklif para meselesi değildi; anne olma şansıydı.

Pazartesi sabahı Hakan’ın numarasını çevirdi. “Ben Yasemin. Teklifinizi kabul ediyorum.”

Telefonun ucunda uzun bir sessizlik oldu. “Emin misin?” diye sordu Hakan.

“Evet, eminim.”

Böylece Yasemin’in hayatı değişmeye başladı.

Yeni Bir Hayatın Başlangıcı

Üç ay geçti. Yasemin artık Beşiktaş’ta deniz manzaralı geniş bir dairede yaşıyordu. Temizlikçi olarak çalışmasına gerek kalmamıştı. Hamileliği tıbbi testlerle doğrulandı. Hakan, sözünü tutmuştu.

Ancak aralarında sadece ticari bir anlaşma yoktu. Hakan her gün arıyor, doktor ziyaretlerine eşlik ediyor, onu yalnız bırakmıyordu. Yasemin, bu ilgiden hem korkuyor hem de huzur buluyordu.

Ocak ayının güneşli bir öğleden sonrası, Hakan Yasemin’in kapısını çaldı. Yasemin, açık mavi bir elbise giymiş, 4 aylık hamileydi.

“Bugün nasılsın?” diye sordu Hakan, elinde alışveriş poşetiyle.

“İyiyim. Sabah bulantılarım geçti,” dedi Yasemin.

Hakan poşetten bebek kitapları, vitaminler ve küçük sarı bir tulum çıkardı.

“Bunları yapmana gerek yok,” dedi Yasemin, tuluma dokunarak.

“Anlaşmayı unut,” dedi Hakan. “Sana bir şey söylemem gerek.”

Yasemin, yüzündeki gerginliği fark etti.

“15 yıl önce farklı bir adamdım,” dedi Hakan. “Genç, fevri. Şirketimi kurmaya odaklanmıştım. O zamanlar Elif adında bir kadınla çıkıyordum. Elif hamile olduğunu söylediğinde hazır değildim. Korkunç şeyler söyledim. Onu bebeği aldırmaya zorladım. Sonra da onu terk ettim.”

Gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı.

“Onu bulmaya çalıştım ama ortadan kayboldu. Sonra öğrendim ki bebeği kaybetmiş. Eğer yanında olsaydım, destek olsaydım, belki her şey farklı olurdu.”

Yasemin yanına yaklaştı. Hakan devam etti:

“15 yıl boyunca bu suçluluğu taşıdım. Para kazandım, şirketimi büyüttüm ama aile olmanın ne demek olduğunu unutamadım. Sana bu teklifi yaparken sadece varis istemiyordum. Geçmişteki hatamı düzeltmek için bir şans istiyordum. Şimdi ise seninle gerçek bir aile olmak istiyorum.”

Yasemin gözyaşlarını tutamadı. “Bunu neden şimdi söylüyorsun?”

“Çünkü seni izledim. Kendine ve bebeğimize nasıl baktığını gördüm. Bu sadece ticari bir anlaşma olamaz. Sana aşık oldum. Ve bunu bilmen gerekiyordu.”

Yasemin uzun süre sessiz kaldı. “Ben de sana karşı bir şeyler hissediyorum. Ama bu gerçek mi? Yoksa sadece suçluluğunu hafifletmek için mi?”

Hakan gülümsedi. “Bunu kanıtlamak gerekmez. Belki zamana bırakmalıyız.”

Geçmişin Gölgeleri

Bir pazar sabahı, Yasemin 7 aylık hamileyken telefon çaldı. Hakan arıyordu.

“Seni görmem gerek. Hemen.”

Yasemin’in kalbi yerinden fırladı. Elif, Hakan’ın geçmişindeki kadın, geri dönmüştü.

Bir saat sonra Hakan, solgun yüzüyle Yasemin’in kapısındaydı.

“Dün gece beni aradı,” dedi. “Bunca yıldan sonra beni buldu.”

Yasemin karnını göstererek oturdu. “Ne istedi?”

“Konuşmak. O da suçluluk hissediyor. Beni suçlamıyor. Belki böyle olması daha iyiydi,” dedi Hakan.

“Peki ya sen onu hala seviyor musun?”

Hakan gözlerinin içine baktı. “15 yıl boyunca sandım. Ama dün onu gördüğümde anladım ki bir anıya aşıktım. Gerçek bir insana değil.”

Yasemin’in gözlerinden yaşlar süzüldü.

“Hakan, bebek yüzünden benimle olmak zorunda değilsin.”

Hakan diz çökerek, “Seninle geçirdiğim bu son aylarda gerçek aşkın ne olduğunu öğrendim. Bu suçluluk ya da idealizasyon değil. Her sabah kalkıp sevdiğin kişinin yanında olmayı seçmek,” dedi.

Yeni Bir Aile

İki ay sonra Kerem doğdu. Sağlıklı, annesinin gözlerine ve babasının gülüşüne sahip bir erkek bebekti.

Hakan, oğlunu ilk kez kucağına aldığında ağladı. Yasemin, aralarındaki aşkın buna değdiğini biliyordu.

Kerem’in doğumundan 6 ay sonra Hakan evlenme teklif etti.

“Zorunluluktan değil, onsuz hayat hayal edemediğim için. Benimle evlenir misin?”

Yasemin, aynı yerde diz çökerek “Evet” dedi.

Düğün, Yasemin’in büyüdüğü mahallede sade bir camide yapıldı.

Hakan, suçluluk ve korkudan arınmış, sadece sevgiyle dolu bir adam olmuştu.

Yasemin, hayatında aldığı en iyi kararın bu olduğunu düşünüyordu.

Sonuç

Bazen hayat en beklenmedik tekliflerle karşımıza çıkar. Bazı kararlar, sadece maddi değil, manevi zenginlik getirir. Affetmek geçmişi değiştirmez ama geleceği aydınlatır. Yasemin ve Hakan’ın hikayesi, gerçek aşkın, umut ve ikinci şansın gücünü anlatır.

PLAY VIDEO: