1937 model eski Cadillac’ı miras alınca herkes güldü… içindeki büyük sırdan haberleri yoktu

.

Beni Ciddiye Almadılar: Defne’nin Hikayesi

Giriş

Beni ciddiye almadılar — ta ki beş saniyede ön cephedeki dokuz kişiyi tek hamlede devirmeme kadar. Bu, benim hikayemin başlangıcıydı. Adım Defne. 27 yaşındayım ve yaklaşık altı yıldır Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yapıyorum. Güneyde, güneşin kış mevsiminde bile mola vermediği sıcak ve ağır bir şehir olan Adana’da doğdum. Babam her gün şafak sökmeden önce inşaat işine gitmek için evden çıkarken, annem o dışarıdayken üç çocuğa tek başına bakıyordu. Sıradan bir aileydik; büyük imkanlarımız yoktu. Onurlu bir şekilde hayatta kalmaktan başka büyük hayallerimiz de yoktu.

Aile ve İlk Yıllar

Babam, hayatın avantajsız doğanlar için zor olduğunu ama karakterin günlük mücadelede inşa edildiğini söylerdi. Ben buna inanırdım. Romantik bir karar değildi; alevli bir vatanseverlikten ya da üniforma giymek istemekten değildi. Bir yöne ihtiyacım olduğu için, bana yapı, amaç ve dürüst olmak gerekirse aileme yardım edebilecek sabit bir maaş veren bir şey olduğu içindi. Annem, bu kararı duyduğunda üzülmekten çok korkuyordu. Türk ordusunun kadınlara karşı nazik olmakla tanınmadığını biliyordu. Direnç, güvensizlik ve belki de aşağılanmayla karşılaşacağımı biliyordu. Ama aynı zamanda, yapmaya karar verdiğim bir şeyden vazgeçmek için çok inatçı olduğumu da biliyordu. Bu yüzden sadece bana sarıldı ve ne zaman olsa eve dönmemi söyledi.

Askeri Akademideki Zorluklar

Askeri akademi, hayal ettiğimden daha kötüydü. Fiziksel zorluğundan değil; bunu bekliyordum. Eğitmenlerin bana bakış şekliydi. Sanki bir davetsiz misafirdim. Sanki oradaki varlığım, yakında düzeltilecek idari bir hataydı. İlk günlerde kimse benimle doğrudan konuşmadı. Emirler gruba yüksek sesle veriliyordu ama yanımdan geçerken her zaman bir duraklama, göz ucuyla bir bakış vardı. Sanki her an yıkılmamı bekliyorlardı.

Dayanıklılık ve Direniş

Sınıfta başka kadınlar da vardı ama azdı ve aralarında bile her birinin yalnız savaştığını hissediyordum. Bağ kurmadan. Çünkü herhangi bir zayıflık işareti hepimize karşı kullanılacağını biliyorduk. Temel eğitimin başlangıcından üç hafta sonraki belirli bir sabahı hatırlıyorum. Tamam takazatla on kilometre koşmamız gerekiyordu. Mangada ortalardaydım. Tempoyu koruyordum. Babamın çocukken bana öğrettiği gibi nefesimi kontrol ediyordum. Dayanıklılığın hız değil, durmamak olduğunu söylerdi. Bu yüzden durmadım. Ama bitiş çizgisini geçtiğimizde, kırkların başında yüzünde yara izleri olan ve sesi sanki yerden geliyormuş gibi görünen baş eğitmen bana baktı ve herkesin duyabileceği şekilde yüksek sesle ordudaki kadınların savaş tanklarındaki süsler gibi olduğunu söyledi. Uzaktan güzel ama savaş başladığında işe yaramaz. Kimse gülmedi ama kimse de karşı çıkmadı. Öfkemi yuttum. Başımı eğdim ve kantine gittim.

İçsel Savaş

O gece yatakhanenin dar ranzasında uzanırken, bir gün bu sözleri geri alacağıma dair kendime yemin ettim. Sonraki aylar direnmekle geçti. Yorgunluğa, kontrollü açlığa, kısa gecelere, bakışlara, şaka olarak gizlenmiş yorumlara, erkeklerde kullanılmayan hor görme tonuyla verilen emirlere direnmek. Orada tek kadın ben değildim ama ayrı bir kategori gibi muamele görüyorduk. Sanki varlığımıza tahammül ediliyordu, kabul edilmiyordu.

.

İlk Büyük Sınav

Bir gün, temel eğitim sırasında, bir sorgulama simülasyon egzersizine katıldık. Bizi izole odalara koydular. Gözlerimiz kapalıydı. Eğitmenler etrafımızdaki masalara vurarak sorular bağırıyordu. Fikir, bizi psikolojik baskıya karşı direnmeyi öğretmekti ama benimle farklıydı. Seansımı yöneten eğitmen, kişisel sorular sormaya başladı. Ailem hakkında, Adanalı bir kızın orada ne işi olduğu hakkında, erkek arkadaşım olup olmadığı, çocuk sahibi olmayı planlayıp planlamadığım, ordunun bunun için yer olduğunu düşünüp düşünmediğim hakkında sorular giderek daha müdahaleci, giderek daha aşağılayıcı hale geldi.

Duygusal Çöküş

Kan tadı gelene kadar dudağımı ısırdım. Protokolün gerektirdiğinden başka hiçbir şey cevap vermedim. Ad, rütbe, kimlik numarası. Sonunda beni serbest bıraktıklarında o odadan titreyerek çıktım. Korkudan değil, bastırılmış öfkeden doğruca tuvalete gittim. Kapıyı kilitledim ve 5 dakika sessizce ağladım. Sonra yüzümü yıkadım. Derin nefes aldım ve formasyona geri döndüm. Kimsenin bilmesine gerek yoktu.

Yeniden Doğuş

Akademiden sonra Ankara yakınlarında bir hava üssüne atandım. Baskant, büyük bir üsttü. Yüksek rütbeli subayların, yabancı ziyaretçilerin, resmi törenlerin sürekli hareket ettiği bir yerdi. İlk görevim idariydi. Bu beni şaşırtmadı. Kadınlar nadiren hemen operasyonel görevlere yerleştirilirdi. Bu nedenle aylarca belgeleri arşivleyerek, çizelgeleri düzenleyerek, raporlar hazırlayarak geçirdim. Önemli ama görünmez bir işti. Görevlerden dönen kirliler, yorgun ama gözlerinde önemli bir şey yaptıklarının parıltısı olan askerleri görüyordum.

İlk Çatışma

Bir gün, öğle yemeği sırasında, Mason Shaw, gürültüyle içeri girdi. Geniş omuzları ve kendine güveniyle, Oberfeldwebel Alex Shadowcross’un yanından geçerken ona sertçe çarptı. Tabakları yere fırladı ve yemek, linoleum zemin üzerinde patlayarak dağıldı. O an, Elif’in içindeki öfke kabardı. “Beni küçümseyemezsin,” diye düşündü.

Dönüm Noktası

Tam o sırada, Elif, genç bir adamın kalabalığın arkasından ilerleyerek yanına geldiğini gördü. Bu, Elif’in eski bir arkadaşının, GROM’dan bir meslektaşının, Ali’nin ta kendisiydi. Ali, Elif’in geçmişini biliyordu ve ona her zaman destek olmuştu. Genç adamlar, Ali’yi görünce bir an duraksadılar. Ali, kararlı bir şekilde Elif’in yanında durdu. “Bırakın bu kadını,” dedi. “O, ülkemiz için savaşmış bir kahramandır.”

Geçmişin Gölgesi

Ali’nin sözleri, genç adamları şaşırttı. Elif, Ali’nin yanında durduğunu görünce bir nebze rahatladı. Ancak, genç adamlar hâlâ cesaretlerini kaybetmemişti. “Sadece bir kadın,” dediler alaycı bir şekilde. “Ne yapabilir ki?” Elif, içindeki öfkeyi kontrol etmeye çalışarak, “Sadece bir kadın değilim. Ben bir savaşçıyım,” dedi.

Yeniden Doğuş

O günden sonra, Elif, kasabasında bir değişim yaratmak için harekete geçti. GROM’daki tecrübelerini paylaşmak, genç kadınlara ilham vermek ve onları güçlendirmek istiyordu. Ali ile birlikte, yerel bir topluluk merkezi kurdular. Burada, kadınlara kendilerini savunma, liderlik ve hayatta kalma becerileri öğretmeye başladılar.

Topluluk Merkezi

Topluluk merkezi, sadece bir eğitim alanı değil, aynı zamanda kadınların bir araya gelip deneyimlerini paylaştığı bir yer haline geldi. Elif, burada kadınların kendi hikayelerini anlatmalarını sağladı. Her hafta düzenlenen toplantılarda, katılımcılar birbirlerine destek oluyordu. Elif, bu süreçte sadece bir eğitmen değil, aynı zamanda bir rol model haline geldi.

Zorluklarla Yüzleşmek

Ancak, bu süreç kolay olmadı. Elif, toplumun bazı kesimlerinin hala önyargılı olduğunu biliyordu. Kadınların güçlü olmasını kabul etmeyen bazı erkekler, topluluk merkezine karşı çıkmaya başladılar. “Kadınlar bu işlerle uğraşmamalı,” diyorlardı. Elif, bu tür eleştirilerle yüzleşmek zorunda kaldı ama asla pes etmedi.

Dayanışma

Bir gün, Elif ve Ali, topluluk merkezinde bir etkinlik düzenlemeye karar verdiler. Bu etkinlikte, kadınların hikayelerini paylaşacakları bir platform oluşturacaklardı. Elif, etkinliğin tanıtımını yaparken, genç adamlardan biri, Mason, geri döndü. Elif, onun geçmişteki tavırlarını hatırlıyordu ama bu sefer farklı bir yüzle karşılaştı.

Mason’un Değişimi

Mason, Elif’in yanında durarak, “Özür dilerim,” dedi. “Geçmişte sana karşı yaptıklarım için. Şimdi, senin ne kadar güçlü olduğunu anlıyorum.” Elif, Mason’un değişimini gördüğünde şaşırdı ama aynı zamanda bunu bir fırsat olarak değerlendirmek istedi. “Eğer gerçekten değiştiysen, gel, bize katıl. Burada, kadınların kendilerini savunmalarına yardım ediyoruz,” dedi.

Yeni Bir Ekip

Mason, Elif’in davetini kabul etti ve topluluk merkezine katıldı. Burada, kadınlara yardımcı olmak için çalışmaya başladı. Elif, Mason’un geçmişteki hatalarından ders aldığını ve şimdi doğru yolda olduğunu görmeye başladı. İkisi birlikte, kadınların güçlenmesi için çalışıyorlardı ve bu süreçte, kendi aralarındaki bağ da güçlenmeye başladı.

Birlikte Başarı

Zamanla, topluluk merkezi büyüdü ve daha fazla kadına ulaştı. Elif, Mason ve Ali, kadınların kendilerine güven duymalarını sağlamak için çeşitli atölyeler düzenlediler. Bu atölyelerde, kadınlar kendilerini savunmayı, liderlik becerilerini geliştirmeyi ve dayanışma içinde olmayı öğrendiler. Elif, bu süreçte sadece bir eğitmen değil, aynı zamanda bir lider haline geldi.

.

Toplumun Dönüşümü

Topluluk merkezi, yerel basında haber olmaya başladı. Elif’in ve ekibinin çalışmaları, diğer şehirlerde de örnek alındı. Kadınların güçlenmesi ve toplumda daha fazla yer edinmeleri için yapılan çalışmalar, birçok kişinin dikkatini çekti. Elif, bu süreçte sadece bir kadın değil, aynı zamanda bir lider olduğunu kanıtladı.

Sonuç

Elif’in hikayesi, sadece bir kadının değil, birçok kadının hikayesiydi. Zorluklarla dolu bir geçmişten gelen Elif, şimdi güçlü bir lider olarak topluma hizmet ediyordu. Onun hikayesi, hayatta her zaman doğru olanı yapmanın önemini vurguluyordu. Bazen, hayatın en zor anları, en büyük dersleri öğretir. Elif, sonunda gerçek anlamda bir aileye sahip olduğunu fark etti. Aile, sadece kan bağı değil, aynı zamanda sevgi, saygı ve destekle inşa edilen bir bağdır.

Bu hikaye, insanın içsel gücünü bulma yolculuğunda, cesaretin ve kararlılığın önemini vurguluyor. Elif, geçmişini geride bırakarak, geleceğini inşa etmek için mücadele etti. Artık o, sadece bir kadın değil, aynı zamanda bir liderdi. Ve bu, sadece kendisi için değil, tüm kadınlar için bir zaferdi.