“CİHAZLARI KAPAT, KIZIN UYANACAK!” — dedi yoksul çocuk milyoner babaya… ve inanılmaz bir şey oldu!

.
.

Karanlıkta Işık

Hindistan’ın küçük bir köyünde, yeşilliklerin ve nehirlerin sesi duyulan bir yerde, Arjun adında bir çocuk yaşardı. Arjun sadece on iki yaşındaydı, ama hayat ona çok şey öğretmişti. Anne babası çok önce vefat etmişti ve o, küçük kardeşi Rahul ile birlikte küçük bir kulübede yaşıyordu. Fakirliğin zorluğu hayatını ağırlaştırmıştı ama kalbinde umut hiç sönmemişti.

Arjun her sabah erken kalkar, şehre giderdi. Orada çöp kutularının yanında iş arar ya da yiyecek bulmaya çalışırdı. Küçük kardeşi Rahul sık sık hasta olurdu ve onun ilaçları için para bulmak Arjun’un en büyük mücadelesiydi.

“CİHAZLARI KAPAT, KIZIN UYANACAK!” — dedi yoksul çocuk milyoner babaya… ve  inanılmaz bir şey oldu!

Bir gün Arjun, şehirde büyük bir hastanede zengin bir adamın kızı Neha’nın ağır hasta olduğunu ve komada olduğunu duydu. Doktorlar onun iyileşme ihtimalinin çok düşük olduğunu söylüyordu. Hastanenin kapısında sıkı güvenlik vardı ve sadece aile üyeleri içeri girebiliyordu.

Arjun düşündü, “Eğer oraya gidip yardım istersem, belki birileri beni dinler.” Kimliği olmamasına rağmen cesaretini toplayıp hastaneye gitti.

Kapıda dururken zenginlerin çocukları için nasıl mücadele ettiğini, doktorların ciddi yüz ifadeleriyle hastalara baktığını gördü. Arjun derin bir nefes aldı ve içeri girmeye çalıştı, ama güvenlik onu durdurdu.

“Buradan çekil, burası senin yerin değil,” dedi güvenlik görevlisi.

Arjun pes etmedi. Köşeye çekilip yüksek sesle, “Kardeşim de hasta, onun ilacına ihtiyacım var. Lütfen yardım edin,” dedi.

O sırada hastaneden geçen kıdemli doktor Dr. Rakesh, Arjun’un durumunu gördü ve yanına geldi. “Neden buradasın evlat?” diye sordu.

Arjun hikayesini anlattı. Doktor gözlerinde samimiyet ve acıyı gördü. Hastane müdürüyle konuştu ve Arjun’un içeri girmesine izin aldı.

Arjun Neha’nın odasına girdi. Komada olan kızın durumunu görünce kalbi kırıldı. Neha’nın da birinin kızı olduğunu, tıpkı kendi annesi ve kardeşi gibi olduğunu hissetti.

Birden Neha’nın babası Bay Verma odaya geldi. Çok üzgündü ve endişeliydi. Arjun’u görünce, “Sen kimsin? Buraya nasıl girdin?” diye sordu.

Arjun nazikçe, “Sadece umut etmenizi istiyorum. Annem de hastaydı ama asla umudumuzu kaybetmedik. Kızınızın da iyileşmesini istiyorum,” dedi.

Bay Verma onun sözlerini dinledi ve biraz sessiz kaldı. Sonra, “Cesaretin ve inancın bana da umut verdi,” dedi.

Arjun her gün hastaneye gelmeye başladı. Neha için küçük bir defter hazırladı, içine onun hızlıca iyileşmesi için hikayeler yazdı.

Birkaç hafta sonra Neha gözlerini açtı. Doktorlar bunun bir mucize olduğunu söyledi. Neha konuşmaya ve yürümeye başladı. Arjun’un gözlerinden mutluluk gözyaşları döküldü.

Bay Verma Arjun’u sarıldı ve, “Bize umut verdin. Sen artık ailemizin bir parçasısın,” dedi.

Arjun gülümseyerek, “Hepimiz birbirimize yardım etmeliyiz. İşte gerçek insanlık bu,” dedi.

Arjun’un hikayesi şehirde yayıldı. İnsanlar onu bir ilham kaynağı olarak gördü. Onun mücadelesi ve umudu birçok kalbe dokundu.

Zamanla Arjun eğitimine devam etti. Neha ve ailesi ona destek oldu. Okula kaydını yaptırdılar ve ona baktılar.

Arjun gösterdi ki, hayat ne kadar zor olursa olsun, umut, çalışma ve insanlıkla her zorluk aşılabilir.

Ana Mesaj: Hayat ne kadar zor olursa olsun, umudunuzu ve insanlığınızı kaybetmeyin. Küçük bir yardım bile birinin hayatını değiştirebilir.

PLAY VIDEO: