MİLYARDER 17 YIL SONRA AİLESİNİ ZİYARET EDİYOR… VE GÖRDÜĞÜNDE NEREDEYSE BAYILIYOR…

.
.

Milyarder 17 Yıl Sonra Ailesini Ziyaret Ediyor

Mehmet Yılmaz, 17 yıl önce ailesine veda ederken, onlara bir gün zengin olarak döneceğine dair söz vermişti. Şimdi, 42 yaşında, milyarlarca lira değerinde bir telekomünikasyon imparatorluğuna sahipti. Ancak, başarılarının tadı acıydı. İçten içe, asıl nedeninin ailesini görmek olduğunu biliyordu. Bir stratejik arsayı satın almak için dönmüştü ama kalbinde başka bir arzu vardı.

Dönüş Yolculuğu

Berraksu’daki eski evine sadece üç blok kalmıştı. Derin bir nefes alarak, kasabadaki değişiklikleri gözlemlemeye başladı. Sokaklar daha kalabalıktı ama kasabanın o basit çekiciliği hala duruyordu. Tanıdık köşeyi döndüğünde kalbi neredeyse duracaktı. Eskiden kendi evi olan yerin önünde şimdi “Büyükanne ve Büyükbaba Evi” yazılı bir tabela vardı. Bahçede yaşlı insanlar dolaşıyor, eski mango ağacının gölgesinde çay servis ediliyordu.

Mehmet, Ayşe’yi yıllar sonra bile anında tanıdı. Gözlerinde aynı tatlılık vardı ama yüzünde hatırlamadığı izler taşıyordu. O sırada, 20 yaşlarında uzun boylu bir genç, yaşlılara yardım ediyordu. Mehmet’in gözleri doldu; o, sadece 3 yaşında bıraktığı oğlu Emre’ydi.

İlk Karşılaşma

Titreyerek park etti ve arabadan indi. Terk ettiği çocuk oradaydı. Ayşe, onu ilk gören oldu. Gözleri bir an için fal taşı gibi açıldı ama hemen ifadesini topladı. Çay servis etmeye devam etti. Ancak Mehmet, onun ellerinin de hafifçe titrediğini fark etti. Emre, annesine hasta bir adamı işaret etti ve ona su teklif etmesini söyledi.

Emre, bir bardak su ve kibar bir gülümseme ile Mehmet’e yaklaştı. Mehmet, oğlunun yüzündeki her detayı hafızasına kazımaya çalışarak, “İyi misiniz? Gölgede biraz oturmak ister misiniz?” diye sordu. Mehmet, titreyen elleriyle suyu kabul etti. “Teşekkür ederim,” dedi. “Çok naziksiniz,” diye yanıtladı Emre. “Burada biz herkese bakarız.”

Geçmişin Yükü

Mehmet, “Buradan birini tanıyor musunuz?” diye sordu. Oğlunun onu tanımadığını öğrenmek, midesine bir yumruk gibi geldi. 17 yıl gerçekten de bir sonsuzluktan farksızdı. “Bu ev bana anılar getiriyor,” dedi. Emre merakla yanına oturdu. “Ayşe Hanım burayı güzel bir şeye dönüştürdü, değil mi?” diye gurur dolu bir sesle yorum yaptı.

Emre, aileleri tarafından terk edilmiş 15 yaşlıya bakıyordu. Her kelime, Mehmet’in kalbine bir kıymık gibi saplanıyordu. O kendi ailesini terk ederken Ayşe, başkaları tarafından terk edilenleri kucaklıyordu. “Bunu uzun zamandır mı yapıyorsunuz?” diye sordu Mehmet. “Ben küçüklüğümden beri dedem hastalandığında ve onunla artık kimse ilgilenemediğinde başladı,” diye yanıtladı Emre.

Duygusal Anlar

Mehmet, Emre’yi takip ederek beyaz saçlı bir adamın oturduğu yere gitti. Bu, onun babası Ahmet’ti ama tanıyamadığı zayıf düşmüş bir versiyonuydu. “Bir ziyaretçi getirdim,” dedi Emre. Ahmet’in gözleri Mehmet’e döndü ama tanıma ifadesi yoktu. Mehmet, babasının eline usulca dokundu. Derisi soğuk ve pütürlüydü. “Merhaba Ahmet Bey,” diye boğuk bir sesle konuştu.

Yaşlı adam birkaç saniye onu izledi. Ancak sonra tekrar ufka baktı. Emre, “Siz büyük babamı hastalığından önce tanıyor muydunuz?” diye sordu. Mehmet hemen cevap veremedi. “Tanıyordum. Evet, çok zaman oldu,” dedi sonunda.

Yeni Bir Başlangıç

Ayşe, yaşlılar için ilaçlarla dolu bir tepsi taşıyarak yaklaştı. “İyi günler. Size yardımcı olabilir miyim?” diye sordu. “Ben şehirden geçiyordum ve burayı gördüm. Yaptığınız iş gerçekten çok güzel,” diye yanıtladı Mehmet. “Teşekkür ederim. Büyük bir sevgiyle yaptığımız bir iş,” dedi Ayşe.

Mehmet, Ayşe’nin gözlerinden hızla geçen çaresizliği gördü. Ama yaşlılar fark etmeden önce toparlandı. “Her şey yolunda arkadaşlar. Bir çözüm bulacağız,” dedi kararlı bir sesle. Ama Mehmet, Ayşe’nin titrediğini gördü. “Anne, borç ne kadar?” diye sordu Emre alçak sesle. “15.000 Lira,” diye iç çekti Ayşe.

Zor Bir Karar

Mehmet, yardım etmek için karşı konulmaz bir dürtü hissetti. “15.000 lira, benim için bu para çok küçük bir miktar,” dedi. Ama Ayşe, “Sadakaya ihtiyacımız yok. Teşekkürler,” diye kararlılıkla yanıtladı. “Ama ben bir iş adamıyım ve sosyal projelere yatırım arıyorum. Sizin yaptığınız iş takdire şayan,” diye ısrar etti Mehmet.

Ayşe, “Biz onurumuzu satmayız,” dedi sesini hafifçe yükselterek. Emre, “Anne, belki de onun söyleyeceklerini dinlemeliyiz,” diye önerdi. “Hayır,” dedi Ayşe. “Sadaka kabul etmiyoruz.” Mehmet, “Tamam, ama lütfen bir çözüm bulalım,” dedi.

Zaman Geçiyor

O gün, Mehmet Ayşe’nin ve Emre’nin hayatlarını gözlemlemeye devam etti. Ayşe, her yaşlıya kişiselleştirilmiş bir dikkatle ilgileniyordu. “Burası özel bir yer,” diye düşündü Mehmet. Ayşe, terk edilmiş insanların yaşamak için yeni bir neden bulduğu bir topluluk yaratmıştı.

Bir akşam, Mehmet Ayşe ile konuşmak istedi. “Sizinle bir dakika konuşabilir miyim?” diye rica etti. Ayşe tereddüt etti ama kabul etti. “Yardım edebilirim,” dedi Mehmet. “Ama kabul etmeyeceğiz,” dedi Ayşe. “Ben sadece yardım etmek istiyorum,” dedi Mehmet.

Duygusal Bağlar

Mehmet, Ayşe’nin gözlerinde tanıdık bir şey buldu ama düşüncesini uzaklaştırdı. “Kabul edemem. Teklifiniz için teşekkürler ama başka bir yol bulacağız,” dedi. Mehmet, “Tamam, ama fikrinizi değiştirirseniz birkaç gün daha burada olacağım,” dedi.

Ayşe, “İyi günler Yılmaz Bey,” dedi ve arkasını dönüp eve girdi. Mehmet, “Onun ismi tanıdığını fark etti. Artık emindi. Ayşe, onu gördüğü andan itibaren tam olarak kim olduğunu biliyordu.”

Yeni Bir Hayat

Ertesi sabah, Mehmet odasının kapısındaki ısrarlı vuruşlarla uyandı. Kapıyı açtığında endişeli yüzlü Emre’yi buldu. “Mehmet Bey, yardımınıza ihtiyacım var,” dedi. “Annem bu gece bayıldı ve hastanede,” diye açıkladı Emre.

Mehmet hemen hastaneye koştu. Ayşe, “Durumu stabil ama çok zayıf,” diye yanıtladı. “Doktor, bir kriz daha atlatamayabileceğini söyledi.” Mehmet, “Beni tanıdı,” dedi. “Döndüm baba ve artık gitmeyeceğim,” diye söz verdi.

Aile Olmak

Ahmet, “Beni çocuklarım korkunç bir huzur evine koyduğunda o kabul etti beni. Burada gerçek bir ailem var,” dedi. Mehmet, “Ailem bir arada,” dedi. “Şimdi sizin birbirinizi affetmeniz ve birlikte ilerlemeniz gerekiyor,” dedi Ahmet.

Mehmet, “Beni affedebilir misin?” diye sordu. “Bilmiyorum,” diye yanıtladı Emre. “Ama seni tanımak istiyorum,” dedi Mehmet. “Bir aile olmak istiyorum.”

Yeniden Doğuş

Mehmet, Ayşe’nin yanında oturduğu bir akşam, “Bir karar verdim,” dedi. “Huzurevi ve toplum merkezi projesinin bir parçası olmaya devam edebilirsin. Ama kişisel hayatımızdan uzak dur.”

Ayşe, “Anlaşıldı,” dedi. “Ama sizden uzak durmak istemiyorum. Sadece sizi uzaktan görebileceğim yerde yaşamak istiyorum.”

Gelecek

Ertesi gün, Ayşe, “Bir karar verdim,” dedi. “Huzurevi ve toplum merkezi projesinin bir parçası olmaya devam edebilirsin.” Mehmet, “Anlaşıldı,” dedi. “Ama kişisel hayatımızdan uzak dur.”

Ayşe, “Peki,” dedi. “Ama sizden uzak durmak istemiyorum.” Mehmet, “Sadece burada olmak istiyorum,” dedi.

Yeni Bir Başlangıç

Sonunda, Mehmet, Ayşe ve Emre birlikte yeni bir hayat kurmaya başladılar. Herkesin geçmişte yaşadığı acılar vardı ama birlikte geleceğe umutla bakmaya karar verdiler.

Mehmet, “Aile olmak zor bir şey,” dedi. “Ama birlikte her şeyi aşabiliriz.” Ve umut dolu bir geleceğe doğru adım attılar.

Sonuç

Bu hikaye, aile bağlarının güçlülüğünü ve sevginin her zorluğu aşabileceğini gösteriyor. Mehmet, 17 yıl sonra ailesine döndü ve geçmişteki hatalarını telafi etme fırsatı buldu. Ayşe ve Emre ile birlikte, yeni bir başlangıç yaptılar. Aile olmak, birbirine destek olmak ve birlikte güçlü kalmak demektir.

.