Belki Demet’le kavga eden, eve gizlice giren ve çocuğuna sarılıp uyuyakalan.

.

.

.

Can Yaman’ın Sessiz Yürüyüşü ve Demet’in Gözyaşları: Gerçek Aile Krizi

Giriş

İstanbul, 2025 yılının yaz ayları…
Magazin dünyasını sarsan bir olay yaşandı: ünlü çift Can Yaman ile Demet Özdemir, görgü tanıklarının aktardığı en çarpıcı ayrılık sahnesiyle gündeme oturdu. Sosyal medyada yayılan video, Demet’in bar çıkışı gözyaşlarıyla kameraya yansıması ve Can’ın onu durdurma çabaları, çiftin birlikte atlattıklarını düşündüğümüz aşk hikâyesinde dramatik bir kırılmaya işaret etti.

Bu gelişme, yalnızca bir magazin dedikodusunun ötesinde; aile içi çatlakların, ihanet söylentilerinin ve özlem dolu dönüş hikâyesinin kapısını aralıyor.


Gelişme

“Ne oldu da bu noktaya geldiler?”

Video görüntülerine göre olay, geçen hafta bir barın önünde patladı. Demet Özdemir hüngür hüngür ağlayarak mekânı terk ederken, Can Yaman onu nazikçe ama kararlı biçimde durdurmak istedi. Fakat Demet, uzaklaştı ve belirsiz bir çığlık atarak kayboldu.

O geceydi ki söylentiler gündeme düştü: Çift çocuklar üzerinden çatışmaya tuttu. Demet, sosyal çevresine “Can, bize, çocuklarına yeterince zaman ayırmıyor” dediğini, Yaman ise sürekli öfkeyle yanıt verdiğini söyledi.

Demet’in sözleri artık basit
bir şikâyet değildi:

“Bizimle yaşamıyorsun Can. Bize veda etmeden gittin! Önce sen ayrıldın!”

Bunu duyunca Can, bağırmadan, kapıyı vurmadan sadece sessizce çıktı.

Kayboluş: Tek Gece, Tek Resim

Halihazırda otelde konaklayan Can, yanına hiçbir şey almadı. Ne telefon, ne cüzdan — sadece eski bir aile fotoğrafı vardı. Gece boyunca düşüncelere daldı, çocuklarının sesi kulağında çınladı. Sabahın ilk ışığında kahvaltı masasının üzerine iki çay koydu: biri onun, biri Demet’in.

Altına da şu sözleri yazdı:

“Seni susturmam, seni sevmeyi bırakmadığım anlamına gelmez.”

Bu söz, ıssız odada sessiz bir üzüntüyle kayboldu.

Demet’in Sessiz Bekleyişi

Demet birkaç gün boyunca hayaleti andırdı. Telefonlara çıkmadı, sosyal medya paylaşmadı. Yakınlarda görücüye çıkmıyor, yalnızca çocuklarına şiir gibi bir sevgi gösterisiyle bakan bir anne gibiydi:

“En acısı, çocuklara babalarının kötü biri olmadığını anlatmak zorunda kalmak.”

Ve hal böyleyken Can hâlâ uzaktaydı.

3 Gün Sonra: Eve Dönen Sessizlik

Can çocuklarını özlemişti. Yalnızlıkla büyüyen vicdan azabıyla dolan gece saatlerinde sessizce eve döndü. Saat 03:00’te ıssız İstanbul sokaklarından geçerek bahçe kapısını açtı. Kapıyı bıraktığında mis gibi bebek sabunu kokusu doldu evin içine.

Demet anahtarları unutmuştu. Can çaresizce hüzünlü bir hatıralar selinin içinde evin içine süzüldü. Karanlıkta nefesini tutarak merdivenleri çıktı, koridorda ilerledi. Kapalı kapının ardında yavrularının huzurlu soluğu… İlk kez kez hissizleşmediğini, çünkü onları duyuyordu.

Ve orada durdu.

Odaya girdi, diz çöktü:

“Baba buradayım. Affedebilir misin?”

Yüreği, çocuklarının kokusu ve uykusunun verdiği sükûnetle yeniden atmaya başladı. Sessizlikler çığlığa dönüşmeden yavaşça ağlamaya başladı.

Sabah Uyanışı: Demet’in İkilemi

Sabahın ilk ışıklarıyla Demet kapıyı açtı. Can hâlâ oradaydı. İki küçük baş hayatını sürdürüyordu. O sırada Demet söz söylemedi, ama derin bir nefes aldı. Gözyaşlarını yutkundu ve sonra aşağı indi.

Oturarak yoğun düşüncelere daldı. Kalbi karışık. Aşk, kırgınlık, ve belki de umutla…

Yüzleşme: Yalnızca Bir Gün

Can merdivenleri indiğinde Demet girişte bekliyordu. İkisi göz göze geldi. Söz, Demet’ten çıktı:

“Bana kızabilirsin. Ama çocuklara hiçbir zaman bağırma, Can… Sessizliğin onları öldürür.”

Can başını indirdi, gönlü paramparça:

“O gece… Beni terk eden sensin demek, beni değil. Kendimi kaybettim. Affetmesen de onlar her gece dua ediyor. Lütfen… Bir kez, sadece onlara değil, sana kendime göz kırpmama izin ver.”

Demet bir süre cevap vermedi. Ancak sessizlik içinde bir zımni onay vardı.

Not ve Ayrılık

Ertesi sabah Can sessizce ayrıldı. Çocuklara öpücükler kondurup, Demet’e birkaç satırlık bir not bıraktı:

“En güzel rüyam hep senin kollarındaydı. İlk defa o gece uyanmak istemedim. Unutma: seni seviyorum. Hep seveceğim.”


Sonuç

Bu dramatik hikâye gerçek mi, kurgusal mı belirsiz. Ancak bu trajedi, ünlü çiftlerin de tıpkı bizler gibi insan olduğunu, hata yapabildiğini ve dönme cesareti gösterebildiğini hatırlatıyor.

Affetmek büyük bir güçtür. Yeniden başlamak ise daha büyük bir cesaret.

Can’ın bu sessiz dönüşü, Demet’in sessizliğinde yeniden bir parça umut saklı. Bu ikili için henüz hiçbir şey netleşmedi. Ama hayat, bazen bir geceyle değişir.


Sizce onlar yeniden birleşir mi? Aşk acıya rağmen yeniden yeşerir mi?

Yorumlarınızı bekliyoruz.

play video: