İki F-4 pilotu 1995’te uçuşta kayboldu — 26 yıl sonra uydu görüntüleri şok edici gerçeği gösterdi…

.
.

“1995’te Kaybolan İki F-4 Pilotu: 26 Yıl Sonra Ortaya Çıkan Şok Edici Gerçek”

I. Şok Edici Bir Kayıp

12 Haziran 1995, sabahın erken saatleri. Malatya 7. Ana Jet Üssü’nde gün yeni başlıyordu. Gökyüzü masmavi, hava sakin ve güneş ışıkları uçak pistine vuruyordu. Uçuş için mükemmel bir gündü. Ancak kimse, o gün gökyüzünde yaşanacak esrarengiz olayın, iki Türk pilotunun kaybolmasıyla sonuçlanacağını tahmin edemezdi.

O gün, 32 yaşındaki Yüzbaşı Kemal Öztürk ve 28 yaşındaki Üsteğmen Murat Yılmaz, özel bir eğitim uçuşu için görevlendirilmişti. Kemal, 10 yıllık deneyimiyle üssün en güvenilir pilotlarından biriydi. Kısa boylu ama güçlü yapılı, kararlı ve disiplinli bir askerdi. Murat ise genç bir pilottu. Uzun boylu, sarı saçlı ve mavi gözlüydü. Henüz beş yıllık bir pilot olmasına rağmen, üstün yetenekleri ve azmiyle dikkat çekiyordu. Kemal, Murat’ın hem abisi hem de akıl hocası gibiydi. İkisi, iki yıl boyunca birlikte çalışmış ve güçlü bir dostluk kurmuşlardı.

O gün, iki F-4 Phantom savaş uçağıyla Munzur Dağları üzerinde eğitim uçuşu yapacaklardı. Görevleri karmaşık manevralar içeren bir eğitim uçuşuydu. Bu uçuş, Murat için çok önemliydi. İlk defa Kemal gibi deneyimli bir pilotla ikili uçuş yapacaktı.

II. Gökyüzünde Kaybolan İki Uçak

Sabah 07:00’de uçaklar pistten kalktı. İlk olarak Kemal’in F-4’ü havalandı, ardından Murat’ın uçağı da havalandı. İki uçak, gökyüzünde yan yana süzülüyordu. İlk 15 dakika boyunca her şey yolundaydı. Hava şartları mükemmeldi, görüş mesafesi sınırsızdı ve rüzgar neredeyse hiç yoktu.

Kemal telsizden Murat’a seslendi:
“Kartal 2, nasılsın?”
Murat gülümseyerek cevap verdi:
“Mükemmelim, Kartal 1. Her şey kontrol altında.”

Uçaklar Munzur Dağları’na yaklaştığında, dağların karlı zirveleri ve derin vadileri muhteşem bir manzara sunuyordu. Ancak bu huzurlu anlar, radar ekranlarında beliren garip bir sinyalle bozuldu. Kemal hemen Malatya Kule ile irtibata geçti:
“Malatya Kule, burada Kartal 1. Radarımızda tanımlanamayan bir sinyal var.”

Kule, radarlarında hiçbir şey görmediklerini söyledi. Ancak Kemal ve Murat’ın radar ekranlarında garip bir sinyal belirmeye devam ediyordu. Sinyal hızla yaklaşıyordu. Kemal, Murat’a bağırdı:
“Manevra yap, sağa dön!”

İki uçak hızla manevra yaptı, ancak sinyal onları takip etmeye devam etti. Ve aniden, sinyal kayboldu. Her şey normale dönmüş gibi görünüyordu. Ancak bu, sadece fırtına öncesi sessizlikti.

III. 42 Saniyede Kaybolan Uçaklar

Sabah saat 07:49’da, Malatya Kule’deki radar operatörleri, iki F-4 Phantom’un sinyallerini kaybetti. İki uçak, aynı anda radar ekranından silinmişti. Operatörler şok içindeydi. Bu nasıl olabilirdi? İki uçağın aynı anda kaybolması neredeyse imkansızdı.

Üste alarm durumu ilan edildi. Helikopterler, arama uçakları ve kara ekipleri hemen harekete geçti. Munzur Dağları’nın son bilinen koordinatları taranmaya başlandı. Ancak ne bir enkaz, ne de pilotlardan bir iz bulunabildi. Sanki iki uçak yer yarılmış ve içine düşmüş gibiydi.

Arama çalışmaları günlerce sürdü. Helikopterler dağların üzerinden uçtu, termal kameralar kullanıldı, kara ekipleri her vadiyi, her mağarayı taradı. Ancak hiçbir şey bulunamadı. İki uçak ve iki pilot, tamamen kaybolmuştu.

IV. 26 Yıllık Gizem

Arama çalışmaları haftalarca devam etti, ancak hiçbir sonuç alınamadı. 26 yıl boyunca bu olay, Türk Hava Kuvvetleri’nin en büyük gizemlerinden biri olarak kaldı. Kemal ve Murat’ın aileleri, yıllarca sevdiklerinden bir haber almayı bekledi. Ancak umutlar zamanla azaldı.

Kemal’in eşi Ayşe, iki çocuğunu büyütürken her gece eşinin geri dönmesini diledi. Murat’ın yaşlı babası, oğlunun bir gün eve döneceğine inanarak yıllarca bekledi. Ancak zaman geçtikçe bu umutlar yerini derin bir acıya bıraktı.

V. Uydu Görüntülerindeki Şok Edici Keşif

2019 yılında, eski uydu görüntülerini inceleyen bir teknoloji şirketi, 12 Haziran 1995 tarihine ait görüntülerde garip bir şey fark etti. Munzur Dağları üzerinde, iki parlak nokta tespit edilmişti. Bu noktalar, F-4 uçaklarına ait olabilirdi. Ancak görüntülerdeki detaylar şok ediciydi: Uçaklar, havada asılı kalmış gibi görünüyordu. Hiç hareket etmiyorlardı.

Bir sonraki karede, uçakların çevresinde parlak bir enerji çemberi belirdiği görüldü. Bu çember, uçakları tamamen sarıyordu. Ve ardından, 30 saniye sonra, uçaklar tamamen kayboldu.

VI. Enkazın Bulunması

Uydu görüntülerinden elde edilen koordinatlara göre, 26 yıl sonra Munzur Dağları’nda yeni bir arama başlatıldı. Modern ekipmanlar ve dronelar kullanılarak bölge tarandı. Birkaç hafta sonra, derin bir vadide metal parçalar bulundu. Bu parçalar, Kemal’in kullandığı F-4’e aitti. Ancak enkaz, beklenenden çok daha küçüktü ve parçalar yüksek radyasyona maruz kalmıştı.

Kemal’in uçağının enkazı çevresinde yapılan arama sonucunda, 500 metre ötede bir mağarada Kemal’in kemikleri bulundu. DNA testi ile kimliği doğrulandı. Ancak Murat hala kayıptı.

VII. Murat’ın İzine Ulaşılması

Aramalar devam ederken, 15 kilometre uzaklıkta başka bir vadide Murat’ın kaskı bulundu. Kaskın yakınlarında, toprağa gömülü insan kemikleri tespit edildi. DNA testi sonucunda, bu kemiklerin Murat’a ait olduğu anlaşıldı.

VIII. Bilinmeyen Nesne ve Çözülmeyen Gizem

Uydu görüntülerindeki garip nesne ve enerji çemberi, hala açıklanamayan bir gizem olarak kaldı. Bilim insanları bunun bir atmosferik fenomen, elektromanyetik bir olay ya da bilinmeyen bir teknoloji olabileceğini öne sürdü. Ancak kesin bir sonuca ulaşılamadı.

IX. Kahramanların Mirası

Kemal Öztürk ve Murat Yılmaz’ın hikayesi, Türk Hava Kuvvetleri’nin tarihine altın harflerle yazıldı. Onlar, son nefeslerine kadar mücadele eden iki kahraman olarak anıldılar. İsimleri, anıtlara kazındı ve her yıl düzenlenen törenlerde saygıyla anılıyorlar.

Bu hikaye, sadece bir kayıp hikayesi değil, aynı zamanda cesaret, azim ve mücadele ruhunun bir sembolüdür. Gökyüzünde kaybolan bu iki kahramanın hikayesi, nesiller boyunca unutulmayacak ve her zaman hatırlanacaktır.

Son.

.