Komutan, generali asker sanıp ona bağırır; bu, hayatının en büyük hatasıdır.
.
Komutan, Generali Asker Sanıp Ona Bağırır — Bu, Hayatının En Büyük Hatasıdır
BÖLÜM 1: BUZ KESEN BİR KIŞ GÜNÜ
Bavyera Alpleri’nin eteklerinde rüzgâr o gün adeta bıçak gibiydi. Termometreler eksi 18 dereceyi gösteriyor, hissedilen sıcaklık ise eksi 25’i buluyordu. Gökyüzü griydi, kar sert ve acımasızca savruluyordu.
Üçüncü Dağcı Taburu’nun askerleri, uzun bir kış yürüyüşünün ikinci günündeydi. İki yüzü aşkın asker, ağır teçhizatlarla yüklü halde dar bir dağ yolunda ilerliyordu. Her adım, bedenleri kadar iradelerini de zorluyordu.
Parmaklar hissizleşmişti. Ayak parmakları botların içinde donmaya başlamıştı. Nefesler buhar olup havaya karışıyor, askerlerin çoğu sadece önlerindeki sırt çantasına bakarak ayakta kalmaya çalışıyordu.
Er Lukas Fischer de onlardan biriydi. Yirmi yaşında, kısa boylu, sessiz bir askerdi. Soğuğun vücudunu kemirdiğini hissediyordu. Parmak uçları karıncalanıyor, dişleri kontrolsüzce titriyordu. Donma belirtilerini biliyordu ama ses çıkaramıyordu.
“Biraz daha dayan… sadece biraz daha,” diye fısıldadı kendi kendine.
BÖLÜM 2: FARKLI YÜRÜYEN KİŞİ
Lukas, yürüyüş kolunun biraz kenarında ilerleyen küçük yapılı bir figürü fark etti. Kıyafeti askerlerinkine benziyordu ama yürüyüşü farklıydı.
Diğer askerler rüzgârla savrulurken, bu kişi dimdik ve sarsılmadan yürüyordu. Adımları dengeliydi. Gövdesi sabitti.
“Bu kim?” diye mırıldandı Lukas.
Arka sıralardan fısıltılar yükseldi:
“Bölükten biri mi?”
“Hayır… ama yürüyüşüne bak. Profesyonel gibi.”
O kişi konuşmuyor, sadece ileri bakıyordu. Soğuk onun için bir engel değilmiş gibi görünüyordu.
BÖLÜM 3: SICAK ARABADAKİ KOMUTAN
Yürüyüş kolunun en arkasında siyah bir komuta aracı ilerliyordu. Aracın içinde, sıcaklık yüksekti. Isıtıcı sonuna kadar açıktı.
Tabur Komutanı Yarbay Jürgen Weber, arka koltukta oturmuş kahvesinden bir yudum aldı. Yüzünde memnuniyetsiz bir ifade vardı.
“Şu hale bak,” dedi alaycı bir sesle. “Bunlar mı dağcı asker?”
Yaveri temkinli bir sesle konuştu:
“Efendim, hissedilen sıcaklık eksi 25 derece. Askerlerin durumu iyi görünmüyor. Belki temposu—”
Weber elini kaldırarak sözünü kesti.
“Hayır. Tümen komutanı yarın geliyor. Bu yürüyüş bugün bitecek. Bahane istemiyorum.”
Weber için önemli olan tek şey vardı: Üstlerine kusursuz bir görüntü sunmak.
BÖLÜM 4: BAĞIRIŞ
Weber’in gözü yürüyüş kolunun kenarındaki o küçük figüre takıldı.
“Bu ne böyle?” dedi sinirle. “Nizamdan çıkmış.”
Aracı durdurdu.
Kapıyı sertçe açtı, soğuk yüzüne çarptı ama umursamadı.
“Hey! Sen! Buraya gel!” diye bağırdı kar fırtınasının içinde.
Yürüyüş aniden durdu. Herkes nefesini tuttu.
Küçük figür yavaşça başını çevirdi. Yüzü maske ve gözlükle kapalıydı. Acele etmeden Weber’e doğru yürüdü.
Yaklaştıkça Weber fark etti: Bu bir kadındı.
İçinden alaycı bir gülümseme geçti.
“Ne bu? Tümen gözlemcisi misin? Astsubay?” diye sordu küçümseyerek.
Kadın sessizdi.
“Benimle konuşulunca cevap verilir!” diye bağırdı Weber.
Kadın sakin bir sesle konuştu:
“Bir denetim göreviyle buradayım.”
Weber güldü.
“Denetim mi? Kadınlar da artık denetçi oluyor demek.”
Askerlerin yüzleri gerildi. Kimse ses çıkaramadı.

BÖLÜM 5: SOĞUK GERÇEK
Kadın gözünü Weber’den ayırmadan konuştu:
“Bu askerlerin el durumunu kontrol ettiniz mi?”
Weber’in yüzü kızardı.
“Ne saçmalıyorsun sen?”
“Termal içlik ve soğuk hava eldivenlerinin durumu uygun görünmüyor.”
Weber öfkeyle bağırdı:
“Bu benim yetkim! Rapor mu yazacaksın? Yaz bakalım!”
Kadın başını hafifçe salladı.
“Anlaşıldı,” dedi sakinlikle.
Arkasını döndü ve yürüyüşüne devam etti.
Weber homurdanarak arabasına bindi.
“Bir kadın bana ders veriyor… denetimmiş,” diye söylendi.
BÖLÜM 6: GERÇEK KİMLİK
Weber’in bilmediği bir şey vardı.
O kadın, sıradan bir gözlemci değildi.
O, Genel Teftiş Kurulu Başkanı Tümgeneral Kara Herbst idi.
Aylarca bu tabur hakkında şikâyetler alınmıştı:
— Teçhizat yolsuzluğu — Güvenlik ihlalleri — Askerlere sistematik baskı
Her şey kâğıt üzerinde kusursuzdu.
Bu yüzden Herbst bizzat sahaya inmişti. Rütbesini gizleyerek.
Ve şimdi, her şeyi kendi gözleriyle görüyordu.
BÖLÜM 7: FIRTINA VE ÇÖKÜŞ
Akşam çöktüğünde rüzgâr şiddetlendi. Çadırlar aceleyle kurulmuştu. Denetimsiz. Hatalı.
Bir anda fırtına patladı.
Çadırlar savruldu. Direkler kırıldı. Askerler yere düştü.
Bir asker bayıldı.
Herbst hiç tereddüt etmeden koştu.
“Sağlık ekibi! Hemen!”
O an herkes anladı.
Bu kadın sıradan biri değildi.
BÖLÜM 8: EN BÜYÜK HATA
Ertesi sabah tümen komutanı geldi.
Ve Kara Herbst, maskesini çıkardı.
Rütbesi ortaya çıktı.
Weber’in yüzü bembeyaz oldu.
Dün bağırdığı kişi… bir generaldi.
Bu, hayatının en büyük hatasıydı.
SON
O gün sadece bir yürüyüş değil, bir sistem çöktü.
Ve askerler ilk kez gerçekten görüldü.
.
.
News
Sunny Deol- Isha Deol ने Dharmendra के Birthday पर किया इमोशनल पोस्ट | Dharmendra Birth Anniversary
Sunny Deol- Isha Deol ने Dharmendra के Birthday पर किया इमोशनल पोस्ट | Dharmendra Birth Anniversary धर्मेंद्र का 90वां जन्मदिन:…
Dharmendra 90th Birthday: Hema Malini ने ऐसे बयां किया हाल-ए-दिल! Sunny, Bobby Deol भी हुए इमोशनल
Dharmendra 90th Birthday: Hema Malini ने ऐसे बयां किया हाल-ए-दिल! Sunny, Bobby Deol भी हुए इमोशनल धर्मेंद्र का 90वां जन्मदिन:…
Dharmendra 90th Birthday Celebration | धर्मेंद्र जी के जन्मदिन उनके घर के बाहर लाखों फैंस का भीड़
Dharmendra 90th Birthday Celebration | धर्मेंद्र जी के जन्मदिन उनके घर के बाहर लाखों फैंस का भीड़ धर्मेंद्र का 90वां…
Hema Malini post on Dharmendra birthday: धर्मेंद्र के जन्मदिन पर हेमा मालिनी ने शेयर की इमेशनल पोर्ट
Hema Malini post on Dharmendra birthday: धर्मेंद्र के जन्मदिन पर हेमा मालिनी ने शेयर की इमेशनल पोर्ट बॉलीवुड के हीमैन…
Denizciler üsteki bir SEAL askerini soymaya çalıştılar; askerin savaşa hazır olduğundan habersizlerdi.
Denizciler üsteki bir SEAL askerini soymaya çalıştılar; askerin savaşa hazır olduğundan habersizlerdi.. . . “Denizciler Üstteki Bir SEAL Askerini…
“Yaklaşma.” Eğitim sırasında etrafını sardılar – Onun bir GROM dövüş şampiyonu olduğunu bilmiyorlardı
“Yaklaşma.” Eğitim sırasında etrafını sardılar – Onun bir GROM dövüş şampiyonu olduğunu bilmiyorlardı . Yaklaşma 1. Bölüm: Yeni Gelen Polonya’nın…
End of content
No more pages to load






