LÜKS RESTORANDA YEMEK İSTEDİ DİYE ÇOCUĞU AŞAĞILADILAR, AMA BABASI RESTORANIN SAHİBİYDİ!
.
.
RÜYA LOKANTASINDAKİ ÇOCUK
Bir Aşağılama, Bir Gerçek, Bir Baba
Soğuk ve yağmurlu bir Kasım akşamıydı. Bursa’nın taş kaldırımlarında su birikintileri oluşmuştu, sokak lambalarının ışığı, yağmur damlalarıyla dans ediyordu. Henüz 12 yaşında olan Tarık, ağır adımlarla yürüyordu. Ayağındaki yırtık spor ayakkabıdan sızan su, çorabını ıslatmıştı. Kafasında sadece bir düşünce vardı: Açlık.
Tarık’ın annesi Elif, üç hafta önce işinden atılmıştı. Her sabah erken kalkıyor, zengin mahallelerde temizlik işi arıyordu. Tarık ise sabahları okuluna boş mideyle gidiyor, öğle aralarında bir şey yemeden dersi sürdürüyor, akşam eve geldiğinde çoğu zaman sofrada sadece su ve ekmek buluyordu.
O gün okuldan çıkarken karnı artık dayanamayacak kadar acıkmıştı. Tesadüfen önünden geçtiği “Rüya Lokantası”nın vitrininden gelen sıcak yemek kokusu onu içeri girmeye zorladı. Lokanta, kentin en şık mekânlarından biriydi. İçeride aileler yemek yerken, Tarık içeri girdi ve tezgâhtaki kadına yaklaştı:
“Affedersiniz… Çok açım. Bir şeyler yiyebilmek için bulaşık yıkayabilirim, yerleri silebilirim…”
Kadının adı Sevim’di. Yüzüne küçümseyici bir ifade yerleşti.
“Burası hayır kurumu değil. Sokağın çocuğu iş mi bulacak şimdi burada?” dedi alayla. Genç garson Orhan da hemen yaklaşıp Tarık’ı aşağılamaya başladı. Sözleri, yüzüne atılan tokat gibiydi:
“Burası lüks bir restoran. Senin gibi dilencileri ağırlamıyoruz.”
Orhan, ardından eline aldığı bir kova kirli suyu Tarık’ın başından aşağı döktü. Lokantadaki bazı müşteriler bu sahneyi izlerken güldüler. Kimisi telefonuna çekti, kimisi başını çevirdi. Küçük Tarık ıslak kıyafetleriyle, utançtan kızarmış yüzüyle orada öylece kaldı.
Ama bir kişi — küçük bir kız — farklı davrandı. Alara adındaki bu çocuk, annesinin tüm uyarılarına rağmen yanına yaklaştı ve çantasından çıkardığı kurabiyeyi uzattı:
“Al. Bu annemin yaptığı. Çok güzel olur. Benimle paylaşabilirsin.”
Tarık’ın gözleri doldu. İlk kez biri ona insan gibi davranıyordu.
Tam o sırada lokantanın kapısı açıldı. İçeriye, koyu renkli takım elbisesiyle karizmatik bir adam girdi. Islak saçları ve sert bakışlarıyla tüm salonu susturdu. Sevim ve Orhan panikle ayağa kalktı.
Adam sessizce etrafı süzdü ve Tarık’a yaklaştı. Gözleri çocuğun perişan haline takıldı. Sonra Sevim’e döndü:
“Burada ne oluyor?”
Sevim, lokantanın sahibi Kaya Bey’in geldiğini anlamıştı. Kekeleyerek bir şeyler açıklamaya çalıştı ama Kaya Bey’in gözleri öfkeyle doluydu. Tarık’a yaklaştı, diz çöktü ve yumuşak bir sesle sordu:
“Adın ne, evlat?”
“Tarık…”
Adam durdu. Yutkundu.
“Annenin adı ne?”
“Elif…” dedi Tarık.
Kaya’nın gözleri doldu. Geriye çekilip bir adım attı. Sonra kelimeler döküldü dudaklarından:
“Ben… Ben senin babanım.”
Lokantada buz gibi bir sessizlik oldu.
Tarık donup kaldı. O an, içinde bir şeylerin kırıldığını hissetti. Annesi ona babasının Almanya’da öldüğünü söylemişti. Peki bu adam kimdi?
Kaya her şeyi anlattı. Yıllar önce Almanya’ya gitmiş, annesiyle bağları kopmuştu. Sonra tövbe edip kendini düzeltmiş, Türkiye’ye dönünce ailesini aramış ama bulamamıştı. Bu restoranı ise sadece “bir gün oğlum veya eşim buraya gelir” ümidiyle kurmuştu.
Sevim ve Orhan bu gerçeği öğrenince dehşete düştü. Kaya, onları derhal işten kovdu.
“Bir çocuğa, hem de kendi oğluma, nasıl böyle davranabildiniz? Aç bir çocuk size eğlence mi oldu?”
Tüm lokantadakiler utanç içindeydi. Özellikle Alara’nın annesi, az önce çocuğunu aşağılayan sözleri nedeniyle başını kaldıramıyordu. Küçük Alara, babasının elini tuttu.
“Baba, o çocuk artık aç değil, değil mi?”
Kaya gülümsedi:
“Hayır kızım, artık değil. Ve senin gibi insanlar oldukça, kimse aç kalmaz.”
Tarık’ın annesi Elif, olayları duyarak lokantaya gelmişti. Göz göze geldiler. Yıllar sonra karşı karşıya gelmişlerdi. İlk başta Elif öfkeliydi, ama sonra oğlunun gözlerindeki mutluluğu görünce yumuşadı.
“Yalnızca 10 dakika konuşabiliriz,” dedi Elif.
Bu konuşma, yılların açığını kapatmaya yetmeyecekti ama bir başlangıçtı. Kaya, onlara yardım etmek istediğini söyledi. Elif gururla reddetti ama en azından “çatıyı tamir ettirmeme izin ver” dediğinde sessiz kaldı.
Kaya, “Rüya Lokantası”nın adını değiştirdi: Umut Lokantası. Artık sadece zenginlerin değil, ihtiyacı olan herkesin girebileceği bir yer olacaktı. Herkese duyurdu:
“Gerçek lüks, ihtiyacı olana bir tabak yemek sunmaktır. Gerçek insanlık, bir çocuğu aşağılamak değil, ona kucak açmaktır.”
O gece Tarık ilk defa doydu. Sadece karnı değil, ruhu da.
Ve hayat, o günden sonra bir daha asla aynı olmadı.
.
News
Kadın sokakta yanlışlıkla milyarderi kurtardı — bu an onun geleceğini değiştirdi
Kadın sokakta yanlışlıkla milyarderi kurtardı — bu an onun geleceğini değiştirdi . . “Sokaktaki Karar” – Hayatı Değiştiren Bir Karşılaşma…
“‘OĞLUMA DOKUNMA!’ ÇIĞLIĞI… AMA HİZMETÇİNİN GERÇEĞİ HERKESİ AĞLATTI!”
“‘OĞLUMA DOKUNMA!’ ÇIĞLIĞI… AMA HİZMETÇİNİN GERÇEĞİ HERKESİ AĞLATTI!” . . “OĞLUMA DOKUNMA!” ÇIĞLIĞI… AMA HİZMETÇİNİN GERÇEĞİ HERKESİ AĞLATTI! İstanbul’un göz…
“KIZINIZ KÖR DEĞİL!” – MİLYONERE MÜTEVAZI TEMİZLİKÇİ KADIN BAĞIRDI, YENİ EŞ ŞOKA GİRDİ!
“KIZINIZ KÖR DEĞİL!” – MİLYONERE MÜTEVAZI TEMİZLİKÇİ KADIN BAĞIRDI, YENİ EŞ ŞOKA GİRDİ! . . . KIZINIZ KÖR DEĞİL –…
अरबपति सालों से कोमा में था… लेकिन सफाईवाली के बेटे की धुन ने कर दिया चमत्कार!
अरबपति सालों से कोमा में था… लेकिन सफाईवाली के बेटे की धुन ने कर दिया चमत्कार! अस्पताल का वह कमरा…
पुनर्जन्म | 4 साल की लड़की ने बताई अपने पिछले जन्म की कहानी | 4 साल की लड़की निकली दो बच्चों की माँ
पुनर्जन्म | 4 साल की लड़की ने बताई अपने पिछले जन्म की कहानी | 4 साल की लड़की निकली दो…
“Kajal Aggarwal Accident? 💔 Know the truth, every fan will be shocked!”
“Kajal Aggarwal Accident? 💔 Know the truth, every fan will be shocked!” . . Kajal Aggarwal Accident Rumors: The Truth…
End of content
No more pages to load