MİLYONER ERKEN GELİNCE, OĞLUNUN MUTFAK ÇÖPÜNÜ KURCALAYIP YEMEK ARADIĞINI GÖRÜNCE ÖFKELENDİ
.
.
Çöp Poşetindeki Umut
Çeşme’nin en gösterişli villalarından birinde, deniz kokusunun zeytinliklerle karıştığı yağmurlu bir akşamda, Cihan Adalı işten yorgun argın evine dönüyordu. 50 yaşındaki başarılı iş adamı, milyonlarca liralık servetine rağmen kendini çoğu zaman yalnız hissediyordu. O gece, villanın lüks mutfağında bir şeyler atıştırmak için kapıyı açtığında beklenmedik bir manzarayla karşılaştı. Küçük oğlu Umut, kirli pijamasıyla çöp poşetini karıştırıyor, minik elleriyle atılmış yemek artıkları arasında yiyecek arıyordu.
Cihan’ın kalbi sıkıştı. Oğlu, babasını fark etmeden bayat bir ekmek parçasını hazine gibi tutuyordu. “Baba, ben açtım. Bugün bana akşam yemeği kalmamıştı,” dedi titrek sesiyle. Cihan’ın dünyası altüst oldu. Lüks villanın içinde, kendi çocuğu açlıktan çöp karıştırıyordu. Nasıl fark etmemişti? İşe o kadar gömülmüştü ki, evde olup bitenden habersiz kalmıştı.
Dizlerinin üstüne çöktü, oğlunun gözlerindeki korkuyu gördü. “Neden bana söylemedin?” diye sordu. Umut, gözlerini yerden kaldırmadan, “Serap teyze yaramaz çocukların yemek hak etmediğini söyledi. Ben de bugün okulda yaramazlık yapmışım,” dedi. Cihan’ın boğazındaki düğüm büyüdü. Çocuğunun yanaklarındaki çukur, kemiklerinin belirginliği gözünden kaçmamıştı.
O gece, Cihan için hayatının en büyük dönüm noktasıydı. Oğlunu tekrar kazanmak ve ona zarar verenleri adalete teslim etmek için yeni bir mücadele başlıyordu. Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte Cihan, Umut’un odasına girdi. Çocuk hala derin uykudaydı. Dolabını açtı, Umut’a aldığı pahalı kıyafetler neredeydi? Dolap neredeyse boştu. Birkaç solmuş tişört, bol gelen bir eşofman ve yıpranmış bir pijama…
Umut’u banyoya götürdüğünde sırtında ve kollarında mor izler gördü. “Bunlar ne Umut?” diye sordu sesi titreyerek. Çocuk hemen kollarını göğsüne çekti. “Düştüm baba,” dedi mırıldanarak. Cihan dizlerinin üzerine çöktü, oğlunun göz hizasına geldi. “Bana doğruyu söyle oğlum. Bu izleri kim yaptı?” Umut’un gözleri doldu. “Serap teyze bazen kızıyor. Çok gürültü yaptığımda veya bir şey kırdığımda beni tutuyor. Bazen çok sert tutuyor.”
Cihan’ın içinde bir yanardağ patladı. Nasıl olurdu da kendi evinde, kendi çocuğuna böyle davranılırdı? O gün tüm toplantılarını iptal etti, evde kalmaya karar verdi. Serap, ipek sabahlığı ve kusursuz makyajıyla mutfağa indiğinde kocasının evde olmasına şaşırdı. “Hayırdır Cihan?” diye sordu. “Sadece biraz evde çalışacağım,” dedi Cihan.
Cihan, evdeki güvenlik kameralarını incelemeye başladı. Görüntülerde Serap’ın, Cihan evde yokken Umut’a tamamen farklı davrandığını gördü. Çocukla konuşmuyor, sorularına cevap vermiyor, varlığını yok sayıyordu. Umut’un mutfağa girmesi engelleniyor, yemek dolaplarına erişimi kısıtlanıyordu. Özellikle bir kayıtta, Umut bir bardak su almaya çalışırken Serap gelip bardağı elinden alıyordu. Akşamları ise Cihan eve gelmeden önce sahte bir aile tablosu çiziliyordu.
Cihan, oğlunun güvenliğini sağlamak için profesyonel yardım almaya karar verdi. Ege Üniversitesi’nden çocuk psikoloğu Dr. Aysel Karahisar’a ulaştı. “Oğlunuz şu anda sistematik duygusal ve fiziksel istismara maruz kalıyor gibi görünüyor. Tüm kanıtları toplayın, oğlunuzun güvenliğini sağlayın,” dedi doktor.
Bir sabah, Dr. Karahisar villaya geldi. Serap, her zamanki gibi kusursuz görünümüyle misafirini karşıladı. Umut temiz ve şık giydirilmişti. Oturma odasında oyuncaklar özenle dizilmişti. Ancak doktorun tecrübeli gözleri, Umut’un vücut diliyle her şeyi anlamıştı. Umut, doktorun sorularına başta çekingen davransa da, yavaş yavaş açıldı. “Serap teyze bazen boş gönderiyor beslenme çantasını. Bugün yemeğe hak kazanmadın diyor ama öğretmenime söylemeye korkuyorum,” dedi.
Cihan, eski çalışanlarıyla da görüşmeye başladı. Neriman Hanım, Serap’ın Umut’a nasıl davrandığını gözleri yaşlı bir şekilde anlattı. “Çocuğu sokak köpeğinden beter tutuyordu. Ben bazen gizlice ona yiyecek veriyordum ama çocuk çok korkuyordu.” En çarpıcı anı, Umut’un yüksek ateşle hasta olduğu günlerdi; Serap ilaç vermeyi reddetmiş, Neriman gizlice müdahale etmişti.
Cihan, oğlunun odasında gizli bir defter buldu. İçindeki çizimler yalnızlık ve korku temalıydı. Bir sayfada, küçük bir çocuk figürü kapısı kilitli bir odada yalnız başına oturuyordu. Bir başka sayfada, çöp torbalarının yanında çömelmiş bir çocuk figürü vardı. O geceyi unutamamıştı.
Avukat Nazlı Hanım, acil koruma tedbiri için başvurdu. Mahkeme günü geldiğinde, Cihan ve ekibi tüm kanıtları sundular: güvenlik kamera kayıtları, mali belgeler, doktor raporları, Neriman’ın ifadesi, Umut’un çizimleri… Serap’ın avukatı ise Cihan’ı dengesiz, travmatik biri olarak göstermeye çalıştı. Ancak doktorlar ve tanıklar Umut’un sistematik istismara uğradığını net şekilde ifade ettiler.
Hakim, Umut’un ifadesini dinlediğinde salonda ağır bir sessizlik oluştu. 7 yaşındaki bir çocuğun basit ama dürüst anlatımı, yaşadığı travmayı çıplak bir şekilde ortaya koydu. Hakim, Umut’un geçici velayetini babası Cihan’a verdi. Serap’ın çocukla tüm teması yasaklandı. Çocuğun tedavi masrafları Serap tarafından karşılanacaktı. Duruşma sonrası Cihan, oğluna sarıldı. “Artık sadece sen ve ben olacağız. Bundan sonra kimse sana zarar veremeyecek.”
Aylar sonra villa tamamen farklı bir atmosfere bürünmüştü. Cihan, Umut’la birlikte yeni bir hayat kurmuştu. Umut’un odası turkuaz renge boyanmış, eski oyuncak ayısı yatağın başucunda duruyordu. Umut artık sosyal, neşeli bir çocuk olmuştu. Kabusları azalmış, arkadaşlarıyla doğum günü partileri düzenlemeye başlamıştı.
Cihan, yaşadıklarını başkalarına yardım etmek için kullanmaya karar verdi. Marina Adalı Çocuk Koruma Vakfı’nı kurdu. Vakfın açılışında Umut mikrofona çıktı: “Bazı çocuklar kötü şeyler yaşar ama sonra iyi zamanlar gelir. Eğer sizi seven insanlar varsa her şey daha kolay olur.” Salondaki herkes gözyaşları içinde alkışladı.
Bir yıl sonra, Umut babasına sordu: “Serap teyze neden öyle davranıyordu?” Cihan, “Bazı insanlar kendi karanlıklarıyla baş edemezler. Ama bu hiçbir zaman senin suçun değildi,” dedi. Umut düşünceli bir şekilde başını salladı. “Artık korkak değilim baba. Kötü insanlar geçici, iyi insanlar hep kalır.” Ege denizinin üzerinde güneş batarken, baba ve oğul yeni hayatlarına doğru ilk adımlarını atıyordu.
.
News
कोच्चि दहल उठा: मछली पकड़ने वाली नाव के डिब्बे से 36 शव बरामद, सीमा पर छिपा चौंकाने वाला सच
कोच्चि दहल उठा: मछली पकड़ने वाली नाव के डिब्बे से 36 शव बरामद, सीमा पर छिपा चौंकाने वाला सच ….
एक अरबपति एक टोकरी में एक बच्चे को पाता है और सच्चाई उसे हमेशा के लिए उसकी नौकरानी से जोड़ देती है
एक अरबपति एक टोकरी में एक बच्चे को पाता है और सच्चाई उसे हमेशा के लिए उसकी नौकरानी से जोड़…
Avika Gor’s grand Wedding with Milind Chandwani on National TV with Tv Actors and Family
Avika Gor’s grand Wedding with Milind Chandwani on National TV with Tv Actors and Family . . Avika Gor and…
Chhannulal Mishra: Classical music legend Chhannulal Mishra passes away, last rites to be performed in Kashi!
Chhannulal Mishra: Classical music legend Chhannulal Mishra passes away, last rites to be performed in Kashi! . . India Mourns…
Ahmedabad Plane Crash: Plane going from Ahmedabad to London crashes, many people died, horrifying video of the accident
Ahmedabad Plane Crash: Plane going from Ahmedabad to London crashes, many people died, horrifying video of the accident . ….
पुलिस पर फायरिंग करने वाले 3 आरोपियों का एनकाउंटर, योगी की चेतावनी से बाकी दंगाईयों में भरा ख़ौफ़!
पुलिस पर फायरिंग करने वाले 3 आरोपियों का एनकाउंटर, योगी की चेतावनी से बाकी दंगाईयों में भरा ख़ौफ़! . ….
End of content
No more pages to load