Milyoner, oğlunu çöpleri karıştırırken buldu… ve nedeni onu şok etti.
.
.
Milyoner, Oğlunu Çöpleri Karıştırırken Buldu… Ve Nedeni Onu Şok Etti
Julián, Türkiye’nin en başarılı iş insanlarından biriydi. Cam ofislerin, milyarlarca liralık anlaşmaların adamıydı. Hayatı başarılarla doluydu; büyük şirketlerin sahibi, lüks arabaların, gösterişli partilerin adamıydı. Ancak bir gün, her şeyin anlamını değiştiren bir olay yaşadı.
O sıradan bir öğleden sonraydı. Julián, planladığından erken işten çıkmaya karar verdi. Evine gittiğinde, kapıyı açar açmaz mutfağın kapısında duran manzara karşısında donakaldı. Küçük oğlu, gözlerinde yaşlarla, çöplerin olduğu sepeti karıştırıyordu. Çaresizlikle, açlıkla, içinde bulunduğu durumu anlamaya çalışan bir çocuktu o. Çocuk, kirli kağıtları, artık yiyecek kırıntılarını ayırmaya çalışıyordu. Julián’ın kalbi sıkıştı. Bu, onun hayal bile edemeyeceği bir durumdu.
Küçük çocuk, babasının geldiğini fark etmedi bile. O an sadece açlığını giderecek bir şeyler bulmak istiyordu. Julián, yavaşça yanına yaklaştı, kalbi göğsünde deli gibi atıyordu. Oğlunun o halde olduğunu görmek, onu derinden sarstı. Çocuk, tezgahın yüksekliğine bile ulaşamıyor, bu yüzden bu çaresiz yönteme başvuruyordu.
“Evlat, ne yapıyorsun?” diye sordu Julián, sesi titreyerek. Çocuk irkildi, yüzü gözyaşları ve sümükle kaplanmıştı. Elinde, çöpten aldığı sertleşmiş bir ekmek parçasını tutuyordu. Titreyen sesiyle, “Baba, açım. Bana kimse yemek vermiyor,” dedi. Julián’ın sırtından soğuk bir ürperti geçti. Nasıl olurdu da, böyle bir evde, bu kadar imkana rağmen oğlu aç kalabilirdi?
Julián diz çöktü, oğlunu sıkıca kucakladı. Ama çocuk, gözyaşları içinde, “Sen yokken, annem bana hiç yemek vermiyor,” diye fısıldadı. Julián, hemen ne demek istediğini anladı. O evde, oğluna bakması için bıraktığı kadın, aslında ona gereken ilgiyi göstermiyordu. Dışarıda herkes ona saygı duyuyor, sevdiğini söylüyordu. Ama gerçek bambaşkaydı.
Öfke ve endişe ile evin içinde dolaşmaya başladı. Her adımda, o beyaz duvarlar, o pahalı süs eşyaları ona anlamsız geliyordu. Ne anlamı vardı ki? Oğlu aç kalıyordu. Sonunda salonda, elinde telefonuyla oturan kadını buldu. Kadın, Julián’a bakmadan, sanki hiçbir şey olmamış gibi davranıyordu.
“Anlat bana, neden oğlum çöpleri karıştırıyor?” diye sordu Julián, sesi kırılmış ama kararlıydı. Kadın, aniden solgunlaştı. Bir şeyler uydurmaya çalıştı, “Belki de abartıyorsun, ona yemek verdim, istemedi sadece,” dedi. Ama çocuk, babasının kucağındayken titreyerek kadını işaret etti, “Yalan söylüyorsun, bana hiç yemek vermiyorsun,” dedi.
Ortamdaki sessizlik dayanılmazdı. Julián, o an dünyanın yıkıldığını hissetti. Bu sadece bir ihmal değil, ihanetti. O en değerli varlığını, oğlunu ona emanet etmişti. Kadının yüzü korku ve pişmanlıkla doluydu ama hala soğuk görünmeye çalışıyordu.
Julián, oğlunun gözlerine baktı ve “Sana söz veriyorum, artık asla aç kalmayacaksın,” dedi. İçinde öfke ve acı birikmişti. Bu durumun basit bir kelimeyle geçiştirilemeyeceğini biliyordu. Gerçekle yüzleşmeli, hayatını ve oğlunun hayatını değiştirmeliydi.
Kadın, çaresizce ağlayarak yaklaşmaya çalıştı. Julián, elini kaldırdı ve “Bir adım bile yaklaşma,” diye bağırdı. Sesinin yankısı evin içinde dolaştı. Kadın, şaşkınlık ve korku içinde donup kaldı. O an Julián’ın gözünde, o çocuk için gösterdiği sevgisizliğin bedeli ağırdı.
“Beni dinle, bir daha asla buraya adım atmayacaksın, oğlumun yanına yaklaşamayacaksın,” dedi. Kadın, bağırarak, yalvararak gitmemesi için çabaladı ama Julián kararlıydı. Kadın, hakaretler ve ağlamalar arasında evi terk etti. Kapı çarpıldı, evde sessizlik hakim oldu. Ama bu sessizlik, bir rahatlama gibiydi.
O gece, Julián titreyen elleriyle oğlunu mutfağa götürdü. Buzdolabını açtı, elindeki malzemelerle sıcak bir yemek hazırladı. Yardım almadı, çünkü oğlunun yanında olmalıydı. Yemek masasına oturduklarında, oğlan açlıkla yemeği hızlıca yedi. Julián ise gözlerinden yaşlar süzülerek onu izliyordu.
“Özür dilerim evlat,” dedi Julián, sesi kırılarak. “Seni daha önce fark etmediğim için. Bundan sonra asla aç kalmayacaksın. Sen benim en değerlimsin. Kimse seni incitemez.” Yemeğin ardından oğlunu odasına götürdü, dikkatle örtüp yanından ayrılmadı. Çocuk uyuyana kadar yanında kaldı.
O gece Julián uyuyamadı. Tavanı izlerken, kadının sahte gülümsemeleri, oğlunun çaresizliği aklından çıkmıyordu. Hayatında radikal kararlar almaya başladı. Gereksiz iş toplantılarını iptal etti, işleri devretti. Oğluna daha çok vakit ayırmaya başladı. Okula götürdü, birlikte oyunlar oynadı, bisiklet sürmeyi öğretti. Her anı, gerçek başarının parayla değil, sevgiyle ölçüldüğünü hatırlattı ona.
Günler geçtikçe, o karanlık gölge evden uzaklaştı. Yerini kahkahalar, güven ve sevgi aldı. Julián, oğlunun yüzündeki o eski gülümsemeyi yeniden görmenin mutluluğunu yaşadı. Bir gün parkta oğlunu koşarken izledi, derin bir nefes aldı ve anladı ki; para ev satın alabilir, arabalar alabilir; ama gerçek sevgi ve iyilik satın alınamaz.
O andan itibaren Julián için en büyük zenginlik, oğlunun elini tutmak, onun koruyucusu ve rehberi olmaktı. Çünkü gerçek zenginlik, kalpten gelen sevgi ve saygıydı.
.
News
जिसे पूरी सब्जी वाले समझ रहे थे। उसके एक कॉल से पूरी एयर लाइन बंद हो गई। फिर जो हुआ।
जिसे पूरी सब्जी वाले समझ रहे थे। उसके एक कॉल से पूरी एयर लाइन बंद हो गई। फिर जो हुआ।…
“Milyoner Fakir Rolüne Girip Çalışanlarını Dener — Biri Beklenmedik Bir Şey Yapar”
“Milyoner Fakir Rolüne Girip Çalışanlarını Dener — Biri Beklenmedik Bir Şey Yapar” . . Milyoner Fakir Rolüne Girip Çalışanlarını Dener…
MİLYONER PATRON DADISINİ KIZINI EMZİRİRKEN YAKALADI… VE İNANILMAZ BİR KARAR VERDİ!
MİLYONER PATRON DADISINİ KIZINI EMZİRİRKEN YAKALADI… VE İNANILMAZ BİR KARAR VERDİ! . . Milyoner Patron Dadısını Kızını Emzirirken Yakaladı… Ve…
MİLYONER, ÇALIŞANININ BEBEĞİNİ TAŞIDIĞINI GÖRÜP ŞOK OLDU!
MİLYONER, ÇALIŞANININ BEBEĞİNİ TAŞIDIĞINI GÖRÜP ŞOK OLDU! . . Milyoner, Çalışanının Bebeğini Sırtında Taşıdığını Görüp Şoke Oldu! Rafael Domínguez, işlerinin…
Milyoner, kızının hastanede yattığını öğrendi, nedeni ise şoke etti!
Milyoner, kızının hastanede yattığını öğrendi, nedeni ise şoke etti! . . Milyonerin Kızının Hastaneye Kaldırılması ve Şoke Eden Gerçek Maceió…
उस साल एक तूफ़ानी रात में, नदी किनारे एक बेघर बूढ़े आदमी ने एक छोटी बच्ची को बचाया जो बाढ़ में बह जाने वाली थी। अगली सुबह जब वह उठा, तो उसे वह बच्ची कहीं नहीं मिली…
उस साल एक तूफ़ानी रात में, नदी किनारे एक बेघर बूढ़े आदमी ने एक छोटी बच्ची को बचाया जो बाढ़…
End of content
No more pages to load