O Yarbay, Kadın Generali Aşağıladı – Herkesin Önünde Yediği O Tokatla Gelen İtiraf

.
.

“Kadından Paşa Olur mu?” – Yarbayın İtirafı ve Hayatını Değiştiren Hikaye

I. Subay Gazinosunda Bir Akşam

2024 yılının sonbahar aylarında, Hakkâri Dağ ve Komando Tugayı’nın subay gazinosunda, alkol kadehlerinin şıngırtıları ve kahkahalar arasında, Kıdemli Yarbay Alparslan Kaya, genç bir teğmene laf atıyordu. 53 yaşındaki Alparslan, 30 yıllık askerlik kariyerinde doğunun en çetin coğrafyalarında görev yapmış, terörle mücadelede sayısız başarı elde etmiş, kendini ordunun bel kemiği olarak gören bir piyade subayıydı. Disiplinli, sert ve otoriter bir komutandı. Ancak onun en bilinen özelliklerinden biri, kadın askerler hakkındaki önyargılarıydı.

O akşam, gazinoda yeni atanan genç teğmen Mert Erdem hakkında konuşuluyordu. Mert, 28 yaşında, uzun boylu, düzgün fiziğiyle dikkat çeken, efendi tavırlarıyla herkesin takdirini kazanan bir subaydı. Kara Harp Okulu’ndan birincilikle mezun olmuş, Foça Jandarma Komando Okulu’nda zorlu eğitimleri başarıyla tamamlamıştı. Ancak Mert’in birliğe katılmasıyla birlikte, hakkında dedikodular yayılmaya başlamıştı. En dikkat çeken söylenti ise, Mert’in annesinin bir general olduğuydu. Hem de bir kadın general.

Bu bilgi, Yarbay Alparslan’ın kulağına ulaştığında, alaycı bir gülümsemeyle karşılık verdi:
“Demek paşa çocuğu ha? Kadın paşa mı? Kadından paşa mı olurmuş be? Şimdi bu çocuğun anası da asker miymiş?”

Bu sözler, o akşam subay gazinosunda yankılandı. Diğer subaylar, bu alaycı sözlere ya gülerek ya da sessiz kalarak eşlik etti. Ancak Mert, bu sözleri duyduğunda sessizce başını eğdi. Karşılık vermedi. Ama o an, Yarbay Alparslan’ın bu sözlerinin ileride başına büyük işler açacağından haberi yoktu.

II. Yarbay Alparslan’ın Önyargıları

Yarbay Alparslan, kadınların orduda yer almasına karşı değildi, ancak onlara sadece geri hizmetlerde ve idari işlerde yer verilmesi gerektiğini düşünüyordu. Ona göre, kadınlar hiçbir zaman erkeklerle eşit seviyede olamazdı. Kadın askerlerin fiziksel olarak yetersiz olduğunu ve ordunun sert koşullarına dayanamayacaklarını savunuyordu. Bu önyargılar, onun kadın subaylara karşı küçümseyici bir tavır sergilemesine neden oluyordu.

Mert Erdem’in annesinin bir general olduğunu öğrenmek, Yarbay Alparslan’ın önyargılarını daha da körüklemişti. Mert’in başarılarını annesinin torpiliyle elde ettiğine inanıyor, bu yüzden de ona karşı bir öfke besliyordu. Ancak Mert, bu önyargılarla başa çıkmak için sabırla çalışmaya devam ediyordu. Emrindeki askerler, onun disiplinli ve adil bir komutan olduğunu fark etmeye başlamıştı.

III. Beklenmedik Ziyaret

Bir gün Tugay’a Genelkurmay Başkanlığı’ndan bir denetleme heyetinin geleceği haberi ulaştı. Heyetin başkanı, Korgeneral Ayla Demir’di. Yarbay Alparslan, bu ismi duyduğunda donup kaldı. Bu isim, Mert Erdem’in annesine aitti. Ordunun ilk kadın korgenerali olan Ayla Demir, aynı zamanda Genelkurmay Harekât Başkanı’ydı. Yarbay Alparslan, birkaç gün önce subay gazinosunda sarf ettiği sözlerin ortaya çıkmış olabileceğinden endişelenmeye başladı.

Denetleme günü geldiğinde, Korgeneral Ayla Demir, Tugay’a giriş yaptı. Kendisinden emin adımlarla yürüyen, kararlı bir duruşu olan bu kadın general, tüm subayları etkisi altına almıştı. Subaylarla yapılan kısa bir toplantının ardından Ayla Demir, doğrudan Yarbay Alparslan’dan bir rapor almak istediğini belirtti.

Koparma Gülleri Boşa - YouTube

IV. Korgeneral ile Yüzleşme

Saat tam 14:00’te Yarbay Alparslan, Korgeneral Ayla Demir’in karşısına çıktı. 30 yıllık askerlik kariyerinde sayısız üst düzey subaya rapor vermiş olmasına rağmen, bu seferki görüşme farklıydı. Korgeneral Demir, ilk başta Alparslan’ın raporunu dinledi. Ancak bir süre sonra onu keserek, raporun samimiyetsiz olduğunu söyledi. Ardından, kadın askerler hakkındaki düşüncelerini sordu.

Yarbay Alparslan, kadın askerlerin erkeklere kıyasla daha az yetenekli olduğunu ima eden cevaplar verdi. Ancak Korgeneral Demir, bu cevaplardan hiç memnun kalmadı. Alparslan’ın önyargılarını yüzüne vurdu ve kadınların ordudaki yerini sorguladı. Daha sonra, kendi askerlik geçmişine dair bir video izletti. Videoda, genç bir kadın asker, erkek meslektaşlarıyla aynı zorlu eğitimlerden geçiyor, yaralandığı halde görevine devam ediyordu. Bu kadın, genç Ayla Demir’di.

Videoyu izleyen Yarbay Alparslan, derin bir utanç hissetti. Korgeneral Demir, toplantının sonunda, Alparslan’a sert bir şekilde uyarıda bulundu:
“Astlarınızı kişisel geçmişlerine göre değil, yeteneklerine göre değerlendirin.”

V. Soruşturma ve Görevden Alınma

Ancak bu olay burada bitmedi. Birlikteki bazı subaylar, Yarbay Alparslan’ın ayrımcı sözlerini üst makamlara rapor etmişti. Milli Savunma Bakanlığı Teftiş Kurulu, Alparslan hakkında bir soruşturma başlattı. Yemekte söylediği sözler ve birliğindeki tutumu, askeri disiplini zayıflatma ve cinsiyet ayrımcılığı gerekçesiyle incelendi.

Yarbay Alparslan, soruşturma sırasında söylediklerini inkâr etmeye çalıştı. Ancak, müfettişler ellerindeki tanık ifadeleri ve ses kayıtlarıyla gerçeği ortaya koydu. Alparslan, sonunda hatalarını kabul etmek zorunda kaldı. Soruşturma sonucunda, Yarbay Alparslan ordudan ihraç edildi. 30 yıllık kariyeri, birkaç önyargılı söz yüzünden sona ermişti.

VI. Pişmanlık ve Özür

Ordudan ihraç edilmesinin ardından Yarbay Alparslan, hayatında ilk kez kendi önyargılarını sorgulamaya başladı. Korgeneral Ayla Demir’in gösterdiği video ve Mert’in sakin duruşu, onun düşüncelerinde derin bir değişim yarattı. Artık, kadın askerlerin yeteneklerini sorgulamanın ne kadar yanlış olduğunu fark etmişti.

Bir gün, cesaretini toplayarak Korgeneral Ayla Demir’in yanına gitti. Onunla yüzleşti ve içtenlikle özür diledi. Alparslan, kendi kibri ve önyargıları yüzünden hem Mert’e hem de Ayla Demir’e haksızlık ettiğini kabul etti. Korgeneral Demir, Alparslan’ın özrünü kabul etti. Ancak ona, gerçek bir özrün sadece sözlerle değil, eylemlerle gösterileceğini söyledi.

VII. Gerçek Değişim

Alparslan, emeklilik hayatında gerçek bir değişim geçirdi. Önyargılarını sorguladı, kadın askerlerin karşılaştığı zorlukları anlamaya çalıştı ve genç subaylara liderlik ve eşitlik konusunda dersler vermeye başladı. Harp Akademisi’nde ders vermek, onun için bir misyon haline geldi. Kendi hatalarını paylaşarak, genç subayların aynı hataları tekrar etmesini engellemeye çalışıyordu.

Bir gün, ders verdiği sınıfta tanıdık bir isimle karşılaştı: Yarbay Mert Erdem. O genç teğmen, artık bir yarbay olmuştu. Alparslan, Mert’le konuştu ve ondan bir kez daha özür diledi. Mert, Alparslan’ın değişimini görmüş ve onu affetmişti.

VIII. Geleceğe İlham

Bu olay, sadece bir Yarbay’ın önyargılarından kurtulma hikayesi değil, aynı zamanda Türk Silahlı Kuvvetleri’nde cinsiyet eşitliğinin önemini vurgulayan bir ders oldu. Korgeneral Ayla Demir ve oğlu Yarbay Mert Erdem, Alparslan’ın hayatında bir dönüm noktası olmuştu. Alparslan, kendi hatalarını kabul ederek, daha iyi bir insan ve lider olmayı öğrenmişti.

Bu hikaye, önyargıların nasıl yıkılabileceğini ve insanların değişim için asla geç kalmadığını gösteren bir örnek olarak hafızalarda yer etti. Ve her şey, bir kadının, hem bir anne hem de bir general olarak, cesareti ve kararlılığıyla, bir orduyu ve bir insanı değiştirmesiyle başladı.

Son.

.