TOPLANTIYA GİRME, BU BİR TUZAK! – MİLYONER, DİLENCİ ÇOCUKLA ALAY EDİYOR, TA Kİ…

.
.

Tuzak: Bir Sokak Çocuğunun Hikayesi

Yağmurlu bir öğleden sonra, İstanbul’un kalabalık sokaklarında 12 yaşındaki Can, ev yapımı çikolatalı toplarını satmaya çalışıyordu. İstiklal Caddesi’nde, duraklayan araçların arasında dengede durarak, “İki beş, üçü yi!” diye bağırıyordu. Yorgun ama neşeli bir sesle, Olena Hanım’ın yaptığı çikolataları satmaya çalışıyordu. Olena Hanım, Ukrayna’dan gelmiş, yaşlı bir kadındı ve Can’a hem anne hem de öğretmen olmuştu. Can, ailesiz büyümüş, sokaklarda hayatta kalmayı öğrenmişti; bu yüzden Olena Hanım onun için çok önemliydi.

O gün, Can’ın satışı pek iyi gitmemişti. Akşam 7’yi geçmişti ve yalnızca yarısını satabilmişti. Olena Hanım’ın gülümsemesi, onun için en büyük motivasyon kaynağıydı. Ancak o sırada, dikkatini çeken bir şey oldu. Bir grup adam, güçlü bir holding binasının önünde konuşuyordu. Can, onların seslerini duydu ve içgüdüsel olarak yaklaştı. Kulak kabarttı ve konuşmalarının bir dolandırıcılık planı hakkında olduğunu anladı.

“Toplantıya girmeyin, bu bir tuzak!” diye bağırdı, ama kimse onu ciddiye almadı. Gülüşmeler arasında, Can’ın sesi kayboldu. Ancak bu, onu durdurmadı. İçinde bir şeyler kıpırdandı; bu bilgiyi birine ulaştırması gerekiyordu.

Planın Ortaya Çıkması

Can, cesaretini topladı ve lobiye daldı. “Yarın sabah Demir Karahan belgeleri imzalayacak ve bu adamlar ona tuzak kuruyor!” diye haykırdı. Ancak yine de kimse onu dinlemedi. O an, Can’ın aklına Olena Hanım’ın dersleri geldi. “Gerçek her zaman söylenmelidir,” derdi. Bu sözler, Can’ın cesaretini artırdı.

Demir Karahan, Türkiye’nin en zengin iş insanlarından biriydi ve Tekno TR’nin sahibi olarak tanınıyordu. Can, onun ismini gazetelerde sıkça görmüştü. Şimdi, bu adamın dolandırılmak üzere olduğunu biliyordu ve bu durumu engellemek için elinden geleni yapmalıydı.

Cesaretle Yüzleşme

Can, binanın kapısına doğru koştu. “Demir Bey!” diye bağırdı. Adam, Can’ı görünce önce şaşırdı ama sonra ciddileşti. “Ne oldu çocuk? Acelem var,” dedi. Can, “Yarın toplantıda bir tuzak var. O adamlara dikkat etmelisiniz!” diye yanıtladı.

Demir Karahan, Can’ın gözlerindeki çaresizliği fark etti. “Neden bahsediyorsun?” diye sordu. Can, “Onlar Ukraynaca konuşuyorlardı. Sözleşmede gizli maddeler olduğunu, 6 ay içinde şirketinizi kaybedeceğinizi söylediler,” dedi.

İlk başta, Demir Karahan bu durumu ciddiye almadı. Ancak Can’ın kararlılığı ve gözlerindeki inanç onu düşündürmeye başladı. “O kaydı bana göster,” dedi. Can, cebinden bozuk telefonu çıkarıp, kaydı oynattı. Konuşmalar, Can’ın duyduğu gibi, dolandırıcılık planlarını içeriyordu.

Gerçeklerin Ortaya Çıkması

Demir Karahan, kaydı dinledikten sonra yüzündeki ifade değişti. “Bunu tekrar et,” dedi. Can, kaydı tekrar oynattı. “Satın aldığımız üç yönetici her şeyi yönetim kurulunda onaylayacaklarını zaten garanti ettiler,” dediler.

Demir Karahan, “Burada kim Ukraynaca anlıyor?” diye sordu. Yöneticiler birbirine baktı. O sırada, genç bir kadın öne çıkarak, “Ben biraz anlıyorum,” dedi. Demir Karahan, “Bunu baştan dinle ve bana tam olarak ne konuştuklarını söyle,” diye emretti.

Kadın, kaydı dikkatle dinledikten sonra, “Sözleşmedeki gizli maddelerden bahsediyorlar,” dedi. Demir Karahan’ın yüzü değişti. “Hemen içeri girin!” diye emretti.

Yeni Bir Başlangıç

O gece, Demir Karahan ve Can, birlikte çalışmaya başladılar. Can, Tekno TR’nin içindeki sorunları çözmek için yeni bir bölüm oluşturulmasına yardımcı oldu. Bu bölüm, sosyal inovasyon ve sürdürülebilir kalkınmaya odaklanacaktı. Can, bu süreçte kendini geliştirerek, olgunlaşmaya başladı.

Demir Karahan, Can’a güvenmeye başladı. Bir iş insanı olarak, Can’ın gözlem yeteneğini takdir etti. Can, sadece bir sokak çocuğu değil, aynı zamanda bir lider olma yolunda ilerliyordu.

Olena Hanım ile Bağlantı

Can, Olena Hanım’a her zaman minnettar kaldı. Onun öğretileri, Can’ın hayatında önemli bir rol oynadı. Olena Hanım, Can’ın başarılarını izlerken gururlanıyordu. Can, her zaman onu yanına almayı ve ona yardım etmeyi istiyordu.

Bir gün, Can, Olena Hanım’a yeni bir teklif sundu. “Seni de bu projeye dahil etmek istiyorum. Senin bilgeliğin ve deneyimin bizim için çok değerli,” dedi. Olena Hanım, “Seninle gurur duyuyorum, Can. Bu fırsatı değerlendirmelisin,” diye yanıtladı.

Sonuç

Zamanla, Can ve Demir Karahan, Tekno TR’yi büyük bir başarıya dönüştürdü. Can, sadece bir sokak çocuğu olarak başladığı bu yolculukta, şimdi önemli bir iş insanı olmuştu. Olena Hanım’ın desteği ve cesareti, Can’ın hayatında her zaman önemli bir yer tutuyordu.

Can, her zaman unutmayacağı bir ders aldı: “Gerçek dinleme, kulaklarla görmek demektir.” Bu ders, onun hayatını değiştirdi ve birçok insanın hayatına dokunmasına olanak sağladı.

Sonunda, Can, geçmişte yaşadığı zorlukları geride bırakarak, yeni bir başlangıç yapmıştı. Artık sadece kendisi için değil, başkaları için de bir umut ışığıydı. Ve bu yolculuk, ona gerçek anlamda dinlemenin ve görünmeyeni görmenin gücünü öğretmişti.

.