“YEMEK KARŞILIĞINDA TAMİR EDEBİLİR MİYİM” DİYE DALGA GEÇTİLER. AMA O ESKİ BİR OTOMOBİL EFSANESİYDİ

.
.

Yemek Karşılığında Tamir Edebilir Miyim?

Levent’in asfaltında sabah güneşi parlıyordu. Premium Motors tamirhanesinde gün, sıradan başlamıştı. Şık tamirciler, son model arabalar, teknik ekipmanlar… Fakat birden, kirli kıyafetleriyle, gri saçları dağınık, eski lastik terlikleriyle perişan görünümlü bir adam kapıdan içeri girdi. Kemal Özkan’dı bu kişi. Evsizdi, ama gözlerinde bir bilgelik parlıyordu.

Tamirhanedekiler önce alay etti. “Hey, bu evsiz içeri girmeye çalışıyor!” dediler. Oğuz, Murat, Serkan ve Emre, Kemal’e küçümseyerek baktılar. Oysa hiçbiri, bu adamın bir zamanlar kim olduğunu bilmiyordu.

O sırada tamirhanede bir kriz vardı. Elif Yıldız’ın lüks Genesis G80 arabası arızalanmıştı. Motor çalışıyor ama güç gelmiyordu. Murat usta, Serkan ve Emre ellerinden geleni yapmış, tüm parçaları kontrol etmiş ama sorunu bulamamışlardı. Elif ise endişeliydi; arabaya acil ihtiyacı vardı.

Kemal, “Bir göz atsam olur mu?” diye nazikçe sordu. Oğuz alayla, “Amca burası lüks tamirhane. Sokaktan topladığın arabaları tamir ettiğin yer değil,” dedi. Kemal ise, Genesis’in motorunu ve olası sorunu birkaç cümlede özetledi: “Elektronik kontrol modülünde bir hata var. Sensör yanlış sinyal gönderiyor, bilgisayar gücü kesiyor.” Tamirciler şaşırdı. Murat, Kemal’in söylediklerinin mantıklı olabileceğini fark etti.

Kemal, “Bu tür sorunları sık gördüm. Sensör yanlış sinyal gönderirse bilgisayar güvenlik moduna geçer,” dedi. Sonra, “Para istemiyorum. Sadece bir köfte ekmek yeter,” diye ekledi. Herkes şaşırdı. Elif, bu adamda farklı bir şey olduğunu hissetti.

Bekir Usta’dan tarayıcı getirildi. Bekir, Kemal’i görünce saygıyla selamladı. Kemal’in ellerinde cihaz doğal duruyordu. Kısa sürede hata kodunu buldu: PF30 eksantrik mil sensörü arızası. Murat şaşkınlıkla, “Tarayıcı olmadan nasıl anladınız?” diye sordu. Kemal, “Sadece motor sesini dinleyerek,” dedi. Sensörü resetledi, parametreleri ayarladı. Motor çalışınca tamirhanede sessizlik oldu. Elif arabayı test etti ve heyecanla döndü: “Hiç bu kadar iyi gitmemişti!”

Murat, Kemal’e para uzattı. Kemal ise nazikçe reddetti: “Sözüm köfte ekmekti.” Elif kartını verdi, “Her zaman ulaşabilirsiniz,” dedi. Kemal ise sadece köfte ekmek istedi. “İnsanlar genellikle en basit ihtiyacı unutur,” dedi. Sonra sessizce tamirhaneden ayrıldı.

Birkaç gün sonra Kemal yine oradaydı. Bu kez tamirhanenin karşısında, uzaktan izliyordu. Tamirciler yeni bir arızayla uğraşıyor, bir BMW motoru sorun çıkarıyordu. O sırada bir kadın, Ayşe, hasta oğlu Kerem’le taksiden indi. Çocuk ateşliydi, acilen hastaneye gitmeleri gerekiyordu. Ama araba çalışmıyordu. Kemal, gururunu bir kenara bırakıp yardıma koştu. Motor sesini dinledi, “Yakıt pompası arızalı,” dedi. Murat, “Bu kadar hızlı nasıl anladınız?” diye sordu. Kemal, “Deneyim,” dedi. Parça getirildi, Kemal elleriyle motoru tamir etti. BMW çalıştı. Ayşe gözyaşlarıyla teşekkür etti. Hakan avukat, Kemal’e büyük bir para teklif etti. Kemal yine reddetti: “Çocuğunuzun sağlığı yeter.”

Bu olaydan sonra Kemal’in videosu sosyal medyada yayıldı. “Evsiz tamirci lüks arabayı tamir ediyor!” başlığıyla binlerce kişi izledi. Yorumlar arttı: “Bu adam bir efsane olmalı!” Elif, babasının gençliğinde bahsettiği ‘Altın Eller Kemal Özkan’ı hatırladı. Araştırınca Kemal’in 90’larda üç kez ulusal ralli şampiyonu olduğunu, teknik yeniliklerle otomobil dünyasına katkı sağladığını öğrendi. Fakat bir trafik kazasında ailesini kaybetmiş, sonra alkol bağımlılığıyla hayatı dağılmıştı.

Elif, Murat, Serkan ve Emre, Kemal’i bulmak için İstanbul’da aramaya başladılar. Haliç köprüsü altında, pis bir köşede, elinde rakı şişesi ve kızının fotoğrafıyla otururken buldular. Elif nazikçe yaklaştı. “Kemal Bey, kim olduğunuzu biliyoruz. Babam sizin hayranınızdı. Ben onu kurtaramadım, ama sizi kurtarmak istiyorum.” Kemal gözyaşlarıyla, “Ailemi koruyamadım, bu yetenek ne işe yarar?” dedi. Elif, “Kader bazen kontrol edemeyeceğimiz şeydir, ama şimdi birlikte yeni bir hayat kurabiliriz,” dedi.

Murat, “Tamirhanemizde çalışır mısınız?” diye sordu. Elif, “Sadece iş değil, yeni bir başlangıç. Kıyafet, ev, alkol tedavisi – hepsi bizden,” dedi. Kemal, uzun tereddütten sonra kabul etti. Birkaç hafta rehabilitasyon gördü, yeni bir evde yaşamaya başladı. Premium Motors’ta çalıştı, kısa sürede tamirhanenin en değerli ustası oldu. Ünü yayıldı, müşteriler sıraya girdi. Kemal, genç tamircilere bilgi ve hayat dersi verdi.

Bir gün, Hakan avukat özel kurşun geçirmez Genesis arabasını getirdi. Motor duruyordu. Hakan, alkollü sürücü kazası mağduru bir ailenin vekiliydi. Kemal, sabote edildiğini fark etti, arabayı gece boyunca tamir etti. Hakan’a, “Adaleti sağlayın. Alkollü sürüş affedilemez,” dedi. Hakan minnetle ayrıldı.

Yıllar geçti. Kemal, Elif’in desteğiyle alkolü bıraktı. Premium Motors’un ünü arttı. Sonunda, Kemal Özkan Rehabilitasyon ve Sosyal Yardım Tamirhanesi açıldı. Birinci kat ücretsiz tamir hizmeti, ikinci kat rehabilitasyon merkezi, üçüncü kat teknik okul oldu. Açılışta Kemal, eski fotoğrafını gösterdi: “Bu merkezin ilhamı kızım Melek. Hep ‘Baba her şeyi tamir eder’ derdi. Uzun süre kendimi tamir edemedim. Ama şimdi başkalarına yardım ediyorum.”

Kemal’in hikayesi, ikinci şansın, iyileşmenin ve insanlığın gücünün simgesi oldu. Artık yalnız bir evsiz değil, hayatlara dokunan bir ustaydı. Her gün bir kişiye daha umut veriyor, “Bir hikaye bitip başka hikaye başlıyor,” diyordu.

.
play video: