Tuba, fotoğraf çekimi sırasında kadının Engin’in kucağına oturduğunu görünce çılgına döndü.

.

.

Tuba Büyüküstün ve Engin Akyürek: Bir Fotoğraf, Bir Sessizlik, Bir Fırtına…

Türkiye’nin sevilen iki oyuncusu, Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün, son dönemde yaşadıkları trajik kaybın ardından bir kez daha gündemde. Ancak bu kez başlıklar ne bağış ne de umut içeriyor. Bu kez, aşkın sınandığı, travmanın gölgesinde sarsılan bir ilişki var ortada.


Sessizliğin Ardından Gelen Fırtına

Geçtiğimiz haftalarda yaşadıkları bebek kaybı sonrası kamuoyuna duyarlı bir bağışla umut olan çift, şimdi bambaşka bir krizin merkezinde. İddialara göre; Engin Akyürek’in katıldığı uluslararası bir moda çekimi sırasında yaşanan bir sahne, Tuba Büyüküstün’ün öfkesini tetikledi.

Setten sızdırılan fotoğraflarda, siyah saten elbiseli ünlü bir modelin, gülümseyerek Engin’in kucağına oturduğu görülüyordu. Sosyal medyada hızla yayılan kareler, ilk anda magazin gündemini meşgul etti. Ancak esas kırılma, Tuba’nın bu fotoğrafı görmesiyle yaşandı.


“Ben hâlâ bebeğimizin fotoğrafına sarılıyorum…”

Yakın kaynaklara göre, Tuba fotoğrafları görür görmez Engin’i arayarak telefonda gözyaşları içinde şu cümleleri sarf etti:

“Unuttun mu ben ne yaşıyorum Engin? O gülen kadın senin kucağında poz verirken, ben sabaha kadar kaybettiğimiz bebeğimizin fotoğrafına sarılıyorum. İçimdeki boşluğu doldurmaya çalışırken sen nasıl bunu yaparsın?”

Tuba went crazy to see the woman sitting in the Engin lap during the photo  shoot. - YouTube

Bu sözler, bir kıskançlıktan öte, yıkılmış bir annenin kalbindeki boşluğu gözler önüne serdi.


Engin’in Soğukkanlı Tepkisi ve Derinleşen Uçurum

Olay sonrası Engin’in yakın çevresine yaptığı açıklamalar da kamuoyuna sızdı. Oyuncunun şu sözleri, Tuba’yı daha da incitti:

“O bir fotoğraf çekimiydi. Yönetmen ne derse onu yaparım. O poza kadının değil, senaryonun kararıydı. Tuba her şeyi kalbiyle yaşıyor ama bu başka bir şey.”

Bu açıklama, Tuba’nın yaşadığı acıyı anlamaktan uzak bulundu. İlişkideki kırılganlığın ne kadar derin olduğu, bu sözlerle daha net ortaya çıktı.


Bebek Kaybının Ardından Gelen Yıkım

Bu olay basit bir kıskançlık krizi olarak değerlendirilemez. Çünkü bu tartışmanın gölgesinde, henüz doğmamış bir bebek, yaşanamamış bir annelik ve tamamlanmamış bir hayal yatıyor.

Tuba’nın yakın bir arkadaşına söylediği şu sözler, duygusal fırtınanın boyutunu anlatıyor:

“Ben onun kucağını hayal etmiştim… Ama bir kadınla değil, bebeğimizle. Şimdi o boş kucakta bir yabancının gülümsemesi var.”

Bu sözler, bir annenin içsel yıkımını, bir kadının hayal kırıklığını ve bir sevgilinin güvensizliğini birleştiriyor.


Tuba’nın Instagram Sözleri Gündem Oldu

Tartışmanın ardından Tuba’nın sosyal medya hesabından paylaştığı tek cümle, binlerce yorum aldı:

“Bazen en yakınındaki insan, seni en uzak hissettiren kişidir.”

Bu cümle bir sitemdi. Belki bir manifesto. Belki de kalbinin kırıldığını tüm dünyaya sessizce ilan etme şekliydi.

Yorumlar hızla yağdı:

“Tuba, yaşadığın her şey için üzgünüz.”

“Bu ilişki çok şey yaşadı, ama sizi çok seviyoruz.”

“Ne olur ayrılmayın…”


Kısa Süreli Ayrılık: Tuba Evi Terk Etti

İddialara göre, fotoğrafların ardından çıkan tartışma sonrası Tuba Büyüküstün, çiftin Bebek’teki evini kısa süreliğine terk etti. Çocuklarıyla birlikte Boğaz hattında başka bir eve taşındığı ve basından uzak kalmaya çalıştığı belirtildi.

Yakın dostları, Tuba’nın bu süreçte derin bir içsel kriz yaşadığını söylüyor. Tuba’nın sözleri bunu destekler nitelikte:

“Elini tuttuğumda bile korkuyorum… Ya bir kez daha kaybedersem? Ya bu kez aşk biterse?”


“Only You” ve Sosyal Medya Tepkisi

Yaşananlardan birkaç gün sonra Engin Akyürek’in bahçesine kırmızı güllerle yazdığı “Only You” (Sadece Sen) mesajı sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Kimileri bu hareketi romantik bir özür olarak görürken, kimileri de “Basının ilgisini çekmek istiyor” diyerek eleştirdi.

Ancak Tuba’nın bu harekete başta yanıt vermemesi, aralarındaki mesafenin hâlâ kapatılmadığını gösterdi.


Uzmanlara Göre Bu Bir Kayıp Tepkisi

Aile terapistleri ve psikologlar, yaşananları kıskançlıktan ziyade bir kayıp sonrası savunma refleksi olarak değerlendiriyor. Uzman Psikolog Derya K., şu yorumu yapıyor:

“Bir bebeğin kaybı, sadece bir canı değil, çiftin ortak hayalini de alır götürür. Tuba’nın gösterdiği yoğun tepki, kurduğu her şeyin yeniden yıkıldığı hissinden kaynaklanıyor.”


İlişkiyi Kurtarma Çabası: Profesyonel Destek

Çiftin basına yaptığı son ortak açıklamada, profesyonel yardım almaya başladıkları duyuruldu. Bu, ilişkilerini kurtarma yolunda atılmış ciddi bir adım olarak değerlendiriliyor.

Açıklamada şu ifadeler dikkat çekti:

“Bu aşk çok şey yaşadı. Çok yara aldı. Ama hâlâ hayattayız. Çünkü vazgeçersek, sadece birbirimizi değil… İçimizde büyüttüğümüz çocuğu da kaybedeceğiz.”


Aşk, Yaradan da Güçlü Olabilir mi?

Belki de bazı aşklar sarılarak büyür… Bazıları ise bir kadının gözyaşında çoğalır. Tuba ve Engin’in aşkı şu an tam da bu noktada: Bir sarılma hayali, bir boş kucakta kaybolan sevgiyle sınanıyor.

Ama belki de, en çok sevenler, en çok acı çekenlerdir. Ve belki de bu hikâyenin sonu, yeniden bir sarılmayla yazılacaktır.

PLAY VIDEO:


Son söz: Her aşk bir masal değildir. Ama her masalda biraz acı, biraz gözyaşı, biraz umut vardır. Tuba ve Engin’in hikâyesi henüz bitmedi. Ve kalp atmaya devam ettiği sürece, ikinci bir şans her zaman mümkündür.