Baba ve Oğul Denizde Kayboldu, 25 Yıl Sonra Balıkçılar Tedirgin Edici Bir Şey Keşfetti…
.
.
Baba ve Oğul Denizde Kayboldu — 25 Yıl Sonra Balıkçıların Keşfettiği Gerçek Herkesi Sarstı
1. BÖLÜM — DENİZİN DİLİ
Karadeniz, Hüdaverdi Çelik için yalnızca bir deniz değildi. O, Hüdaverdi’nin dilini konuştuğu, öfkesini anladığı, ne zaman susacağını bildiği bir canlıydı. Yıllar boyunca tuzla sertleşmiş elleri, dalgaların ritmiyle çalışmayı öğrenmişti. Takvimler onun için anlamsızdı; zamanı gelgitlerle, rüzgârın yönüyle, martıların uçuşuyla ölçerdi.
Oğlu Oytun ise henüz on beşindeydi. Denizi babası gibi bir sınav alanı olarak değil, sonsuz bir macera olarak görüyordu. Ufka baktığında tehlike değil, ihtimal görüyordu. Onun için deniz, özgürlüğün ta kendisiydi.
İnsanlar limandan baktığında sıradan bir manzara görürdü: Bir baba, oğluna balık tutmayı öğretiyordu. Oysa Hüdaverdi ile Oytun arasında paylaşılan şey bundan çok daha derindi. Bu, nesiller arası aktarılan bir hayattı. Bir meslekti. Bir kaderdi.
2. BÖLÜM — MARTI
Teknenin adı Martı idi. Yedi metrelik, fiberglass gövdeli, dıştan takma motorlu eski bir balıkçı teknesi. Gövdesi çiziklerle doluydu, bazı yerleri yamalıydı ama Hüdaverdi için güvenilir bir dosttu.
Martı, sakin sularda çevikti. Ancak açık denizde, yanlış bir fırtınaya yakalanırsa, savunmasız kalabilirdi. Hüdaverdi bunu biliyordu. Yine de yılların verdiği deneyimle sınırları zorlamaya alışmıştı.
O sabah limanda güneş sessizce doğdu. Su altın rengine bürünürken kasaba henüz uyanıyordu. Komşular el salladı, bazıları şaka yaptı, bazıları sadece başını eğdi.
Kimse bunun son veda olacağını bilmiyordu.
3. BÖLÜM — AÇIK SUYA DOĞRU
O gün Hüdaverdi her zamankinden daha ileri gitmeye karar verdi. Limana gelen söylentilere göre açıkta büyük balık sürüleri vardı. Daha fazla balık, daha fazla para demekti. Daha fazla para ise Oytun için daha iyi bir gelecek.
Radyo, dış bankalarda hava değişiminden söz ediyordu. Bazı balıkçılar dönmeyi tercih etmişti. Ama Hüdaverdi fırtınaları tanıyordu. Daha kötüsünü görmüştü.
En azından öyle sanıyordu.
4. BÖLÜM — FIRTINANIN GELİŞİ
Ufukta gri bir çizgi belirdiğinde Oytun fark etmedi bile. Oltasıyla meşguldü, her dalgalanmayı heyecanla izliyordu. Hüdaverdi ise gökyüzüne bakıyordu.
Hava ağırlaşmıştı. Nem artmıştı. Deneyimli balıkçıların kelimeye dökmeden hissettiği o değişim vardı.
Saatler ilerledikçe rüzgâr sertleşti. Dalgalar Martı’yı daha sert savurmaya başladı. Ve sonra… motor öksürdü.
5. BÖLÜM — SON ÇAĞRI
Geceye doğru Sahil Güvenlik istasyonunun telsizinde bir cızırtı duyuldu.
“Hüdaverdi Çelik… su alıyoruz…”
Sonra sessizlik.
Operatör tekrar tekrar çağrı yaptı. Koordinat istedi. Yanıt gelmedi.
Kasabada haber hızla yayıldı. Liman doldu. Farlar suya çevrildi. Kimse konuşmuyordu ama herkes aynı şeyi düşünüyordu.
6. BÖLÜM — ARAMA
Arama kurtarma başladı. Devriye botları, helikopterler, gönüllü balıkçılar… Günlerce deniz tarandı.
Hiçbir şey bulunamadı.
Ne enkaz. Ne can yeleği. Ne de bir beden.
Dördüncü günün sonunda resmi rapor hazırlandı: Denizde kayıp.
7. BÖLÜM — PINAR’IN SESSİZLİĞİ
Pınar Çelik için sessizlik, acının en ağır haliydi. Bir mezar yoktu. Bir veda yoktu.
Her sabah iskeleye yürüdü. Her dönen tekneye baktı. Oytun’un ceketini hâlâ dolabında tutuyordu.
Kasaba zamanla normale döndü. Ama Pınar dönmedi.

8. BÖLÜM — EFSANEYE DÖNÜŞEN KAYIP
Yıllar geçtikçe hikâye değişti. Kimileri fırtınayı suçladı. Kimileri kaçakçılıktan söz etti. Bazıları Hüdaverdi’nin bilinçli olarak açıldığını iddia etti.
Gerçek ise denizin altındaydı.
Ve tam 25 yıl boyunca orada kaldı.
9. BÖLÜM — AĞA TAKILAN ŞEY
Yirmi beşinci yılın yazında, ticari bir trol teknesi derin sularda ağ çekerken ağır bir şeye takıldı.
Yüzeye çıkan şey paslı, midye kaplı bir metal iskeletti.
Üzerinde soluk bir isim okunuyordu:
Martı
10. BÖLÜM — GERİ DÖNEN GEÇMİŞ
Enkaz kıyıya çekildi. Dalgıçlar içeri girdi. Kabin beklenenden daha sağlamdı.
İçeride kişisel eşyalar bulundu.
Bir ceket. Bir fotoğraf. Ve kemikler.
Ama en sarsıcı olan, kabin duvarına kazınmış iki kelimeydi:
“Affet beni oğlum.”
11. BÖLÜM — SORULAR
Bu söz ne anlama geliyordu?
Bir suçluluk mu? Bir veda mı? Yoksa bir babanın son pişmanlığı mı?
Uzmanlar konuştu. Gazeteler yazdı. Teoriler çoğaldı.
Ama kesin olan bir şey vardı:
Hüdaverdi oğlunu seviyordu.
12. BÖLÜM — PINAR’IN YORUMU
Pınar yazıyı gördüğünde ağlamadı.
“Bu bir ihanet değil,” dedi. “Bu sevgi.”
Ona göre Hüdaverdi, kurtaramadığı için özür dilemişti. Başka bir şey değil.
13. BÖLÜM — DENİZİN KARARI
Deniz, sırlarını her zaman saklar. Ama bazen, yalnızca parçalar hâlinde geri verir.
Martı geri dönmüştü.
Ama cevaplarla değil.
14. BÖLÜM — SON
Pınar son kez iskelede durdu. Ufka baktı. Bu kez beklemedi.
Çünkü artık biliyordu.
Deniz almıştı.
Ve sonunda, geride kalanın dayanabileceği kadarını geri vermişti.
SON
.
News
Dharmendra 90th Birth Anniversary: Sunny Deol & Bobby Deol Celebrate Legend’s Life & Legacy
Dharmendra 90th Birth Anniversary: Sunny Deol & Bobby Deol Celebrate Legend’s Life & Legacy धर्मेंद्र का 90वां जन्मदिन: एक भावनात्मक…
Dharmendra की शोक सभा में बिखर गईं Hema Malini, कही ये बातें | Dharmendra Death News
Dharmendra की शोक सभा में बिखर गईं Hema Malini, कही ये बातें | Dharmendra Death News धर्मेंद्र की शोक सभा:…
Did Sunny Deol recover from the grief of Dharmendra’s death? After 16 days, he announced the good…
Did Sunny Deol recover from the grief of Dharmendra’s death? After 16 days, he announced the good… सनी देओल: पिता…
Dharmendra की आज पहली बर्थ एनिवर्सरी, Sunny-Esha ने किया इमोशनल पोस्ट। बिखरे परिवार की हुई चर्चा
Dharmendra की आज पहली बर्थ एनिवर्सरी, Sunny-Esha ने किया इमोशनल पोस्ट। बिखरे परिवार की हुई चर्चा धर्मेंद्र का जन्मदिन: परिवार…
Dharmendra’s 13th Day: Sunny Deol Gives Hema Her Biggest Right
Dharmendra’s 13th Day: Sunny Deol Gives Hema Her Biggest Right धर्मेंद्र की 13वीं: सनी देओल और हेमा मालिनी के रिश्ते…
धर्मेंद्र के निधन के बाद हेमा मालिनी के घर जाकर सनी देओल ने किया हंगामा | Hema Malini ! Sunny Deol
धर्मेंद्र के निधन के बाद हेमा मालिनी के घर जाकर सनी देओल ने किया हंगामा | Hema Malini ! Sunny…
End of content
No more pages to load






