MİLYONER TERCÜMANSIZ PANİKLEDİ, TEMİZLİKÇİ TEKLİF ETTİ VE İNANILMAZ BİR ŞEY YAPTI

.
.

Milyoner Tercümansız Panikledi: Sema’nın Hikayesi

İzmir’in merkezindeki Kavasoğlu Holding’in lüks ofisinde, CEO Ekrem Kavasoğlu hayatının en büyük krizini yaşıyordu. 50 milyon lira değerinde bir anlaşma, şirketin geleceği için kritik önemdeydi. Ancak, şehirdeki en saygın Fransızca tercümanı Cemal Çetin ciddi bir trafik kazası geçirmiş ve hastaneye kaldırılmıştı. Ekrem, pencereden dışarı bakarken, çaresizlik içinde ne yapacağını düşünüyordu. Fransız yatırımcılar, yalnızca 30 dakika içinde ofise geleceklerdi ve aralarındaki tek köprü olan tercüman artık yoktu.

Ekrem’in aklında binlerce işçi, işten çıkarılma korkusu vardı. Tüm bir imparatorluğu, yıllarca süren özverili çalışmanın sonucunu kaybetme riskiyle karşı karşıyaydı. Sekreteri Deniz, “Belki toplantıyı erteleyebilirsiniz,” dedi ama Ekrem bu fikre kesin bir dille karşı çıktı. Fransızların geleneksel ve protokole bağlı insanlar olduğunu biliyordu; hazırlıksız görünmek, onları ciddi almadıkları izlenimine sokabilirdi.

O sırada, temizlikçi Sema Demira, koridorda temizlik arabasını iterek geçiyordu. İki yıldır güçlülerin ofislerini temizleyen Sema, geçmişindeki yıkımı gizleyerek görünmez biri olmayı öğrenmişti. Kimse onun bir zamanlar Fransız çok uluslu bir şirkette 1000 kişilik bir ekibi yönettiğini bilmiyordu. Ancak Ekrem’in sesindeki çaresizliği duyduğunda içinde bir şeyler kıpırdadı. “Bu lanet şirkette Fransızca bilen kimse yok mu?” çığlığı koridorda yankılandı.

Sema, yıllardır gölgelerde kalmasına sebep olan korkusuyla yüzleşmek zorunda kaldı. Daha önce asansörde karşılaştığında başıyla selamladığı patronuna yardım etme kararı aldı. Temizlik arabasını durdurdu, derin bir nefes aldı ve ofisin kapısını çaldı. Yöneticiler ona davetsiz misafir gibi baktı. “Temizliğe ihtiyacımız yok,” dedi biri alaycı bir ses tonuyla. Ancak Sema, akıcı Fransızcasıyla cevap verdiğinde odadaki herkesin ağzı açık kaldı.

Sema’nın Cesareti

Sema, “Fransızca konuşabiliyorum,” dedi. “Bir yıl Paris’te yaşadım.” Bu cümle, odadaki herkesin dikkatini çekti. Ekrem, Sema’nın kendisine yardım edebileceğini fark etti. “Gerçekten yapabilir misin?” diye sordu. Sema, içindeki korkuya rağmen, “Evet, yapabilirim,” dedi. Bu sadece bir iş toplantısını tercüme etmekle ilgili değildi; yıllardır gömülü kalmış bir kimliğe geri dönmekti.

Deniz, “Sema Hanım’ı yönetici tuvaletine götür. Ona uygun bir kıyafet ayarla,” dedi. Herkes harekete geçti. Sema, temizlik üniformasını çıkardığında, geçmişinin ağırlığını omuzlarından atıyormuş gibi hissetti. Yeni kıyafetlerini giyerken, kendine bakarken tanıyamadı. “Artık temizlikçi Sema değilsin,” dedi kendi kendine. “Sen, bir zamanlar başarılı bir yöneticiydin.”

Sema, toplantı odasına gitmeden önce birkaç dakika yalnız kalmaya ihtiyacı olduğunu söyledi. Zihinsel olarak hazırlanmaya çalışırken, geçmişiyle yüzleşmek zorundaydı. Bir zamanlar sahip olduğu gücü ve saygıyı yeniden kazanmak için bu fırsatı değerlendirmek zorundaydı.

Toplantı ve Müzakere

Toplantı odasına girdiğinde, üç Fransız yatırımcı bekliyordu. Ekrem, Sema’yı tanıtırken, “Bu, Sema Demira. Şirketimizin yeni uluslararası ilişkiler direktörü,” dedi. Sema, Fransızca selam vererek konuşmaya başladı. “Bonjour, je suis Sema Demira, conseillère principale chez Kavasoğlu.” (Merhaba, ben Kavasoğlu’nda baş danışman Sema Demira.)

Fransızlar, Sema’nın akıcı Fransızcasıyla etkilenmiş görünüyordu. Rene Bomon, “Sizinle tanışmak bir onur,” dedi. Sema, toplantıyı profesyonelce başlatarak, “Bugün burada Kavasoğlu Holding’in Avrupa pazarına açılması hakkında konuşmak için toplandık,” dedi.

Ekrem, sunumuna İngilizce olarak başladı. Sema, her cümlede durarak, sadece kelime kelime tercüme etmekle kalmadı, aynı zamanda Kavasoğlu’nun stratejilerini ve hedeflerini Fransız yatırımcılara daha etkili bir şekilde iletti. Ekrem, Sema’nın sadece bir tercümandan çok daha fazlası olduğunu fark etti. O, bir diplomat, bir müzakereciydi.

Toplantı ilerledikçe, Sema, Fransızların taleplerine karşı Kavasoğlu’nun çıkarlarını savundu. Tavizler önerdi, uzlaşma noktaları buldu. Ekrem, Sema’nın her hareketinin ve sözünün yılların tecrübesiyle cilalanmış bir satranç oyuncusununki gibi olduğunu gördü.

Geçmişle Yüzleşme

Toplantının ortasında, Sema, önerilen finansal yapıda bir tuzak olduğunu fark etti. “Görünüşte normal ama detaylara bakınca 5 yıl içinde hisse payımızın %18 azalmasına neden olacak bir mekanizma var,” dedi. Ekrem’in yüzü kızardı. “Bu bir aldatmaca mı?” diye sordu.

Sema, “Hayır, iş dünyasında buna agresif müzakere taktiği denir,” dedi. “Ama şeffaf da değil.” Ekrem, Sema’nın bilgisine hayran kaldı. “Bu kadın sadece dil bilmiyor, iş dünyasının en karmaşık konularında bile uzmanlık gösteriyor,” diye düşündü.

Toplantı sona erdiğinde, Fransızlar, Sema’nın önerilerini kabul ettiler. Ekrem, “Bizi kurtardınız,” dedi. “Eğer bu detayları fark etmeseydiniz, büyük bir kayıp yaşayabilirdik.” Sema, “İşim bu,” dedi. “Yıllarca büyük Fransız şirketlerinin nasıl çalıştığını öğrendim.”

Yeni Bir Başlangıç

Toplantıdan sonra, Ekrem, “Bundan sonra Kavasoğlu Holding’de başka bir rolünüz olacak,” dedi. “Uluslararası ilişkiler direktörü olmanızı istiyorum. Maaşınız pozisyona uygun olacak.” Sema, “Bu çok cömert bir teklif ama reddetmeyi düşünmeyin bile,” dedi. Ekrem, “Eğer geçmişinizle ilgili endişeleriniz varsa şunu bilin ki beni ilgilendiren tek şey yetenekleriniz ve bugün gördüğüm profesyonellik,” diye yanıtladı.

Sema, “Kabul ediyorum,” dedi gözleri parlayarak. “Ve sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım.” Ekrem, “Bu sabah temizlik personelimizin arasında bir mücevher keşfettik,” dedi. “Kim bilir daha ne hazineler gözden kaçırıyoruz.”

Ertesi sabah, Sema, eski hayatının küçük dairesine son kez baktı. “Karanlığın sonu gelmişti,” diye düşündü. “Işığa doğru bir adım daha atıyordum.” Kavasoğlu Holding’in önünde arabadan inerken, bir zamanlar her gün temizlik arabasıyla girdiği binaya bambaşka gözlerle baktı.

Sema, “Günaydın Ali Bey,” dedi. “Evet, artık farklı bir pozisyonda çalışacağım.” Ali, “Uluslararası ilişkiler direktörü,” dediğinde, Sema’nın içinde bir gurur dalgası hissetti.

Sonuç

Sema, toplantı odasına girdiğinde, herkesin dikkatini çekti. Temizlikçi Sema, şimdi Kavasoğlu Holding’in uluslararası ilişkiler direktörüydü. Ekrem, “Sizinle iş yapmak bir zevkti,” dedi. Sema, “Ben sadece işimi yapıyorum,” dedi mütevazı bir şekilde. Ancak, artık görünmez biri değildi. Kendi geçmişiyle yüzleşmiş, hayatına yeni bir yön vermişti.

Sema, İzmir Körfezi’nin muhteşem manzarasına bakarken, “Belki de kırılan şeyler yeniden birleştirilebilirdi,” diye düşündü. “Belki de ikinci şanslar gerçekten vardır.” Hayatının en önemli tercümesini tamamlamak için, geçmişi ve geleceği arasındaki köprüyü kurmaya kararlıydı.

.