“AÇLIKTAN KARNIM AĞRIYOR” DEDİ SOKAK KIZI – MİLYONERİN YAPTIĞI İSE…
.
.
Açlıktan Karnım Ağrıyor
Ankara’nın seçkin Çankaya semtinde bulunan Yılmaz malikanesinin bahçeleri, güneşin son ışıklarıyla yıpranmış bir güzellikteydi. Gölgeler uzarken, bu taş ve cam evin içindeki sessizliği sadece fıskiyelerin sesi bozuyordu. Ahmet Yılmaz, terasında şehri izliyordu. 50 yaşında, gri saçları ve derin kahverengi gözleriyle, uzaklara bakıyor gibiydi; sanki kaybolmuş bir şeyi arıyordu. Üzerinde her zaman giydiği kusursuz takım elbisesi, onun dünyaya karşı bir zırhıydı.
O sırada, dış mutfağın kapısında durarak yemek kokusunu içten içe özleyen bir çocuk belirdi. Ay, 9 veya 10 yaşlarındaki bir sokak kızıydı. Koyu saçları ve yüzündeki ciddiyet, onu diğer çocuklardan ayırıyordu. Ahmet, kızı izlerken içindeki merakla Elif’in sesiyle irkildi. Elif, Ahmet’in eşi, moda dergilerinden fırlamış gibi görünüyordu. “Yine o sokak çocuğunu mu gözlemliyorsun?” dedi. Ahmet, “Nereden geldiğini biliyor musun?” diye sordu. Elif, “Bilmiyorum ve umurumda değil,” diye yanıtladı. “Onu beslememeleri gerektiğini söyledim. Bu sadece onun geri gelmesine teşvik eder.”
Ahmet, “O sadece bir çocuk,” dedi. Elif, “Bu tür şeylerin günümüzde nasıl olduğunu biliyorsun. Saf olma Ahmet,” diye yanıtladı. Tam o sırada Fatma Hanım, evin kahyası, teras kapısında belirdi. “Afedersiniz Ahmet Bey, yemek 20 dakika içinde servis edilecek,” dedi. Ahmet, “Teşekkür ederim Fatma Hanım,” diye yanıtladı ama kadının yüzündeki endişeyi fark etti. “Bir sorun mu var?” diye sordu. “Hayır efendim, hiçbir sorun yok,” dedi Fatma Hanım, ama bakışları Elif’e kaydı.
Elif, “Cuma günü etkinlik hakkında konuşmamız gerekiyor,” dedi. Ahmet, “Yarın konuşmayı gözden geçireceğim,” diye yanıtladı. Elif, terastan ayrılırken Ahmet, kızı tekrar izlemeye karar verdi. Ay, kapının önünde oturmuş, dizlerini kucaklıyordu. İçinde derin bir tanıdıklık hissi belirmişti. Merdivenleri inerek bahçeye gitti. Fatma Hanım, mutfakta bir tencere çorba karıştırıyordu.
“Bu kız ay değil mi? Ne zamandır buraya geliyor?” diye sordu Ahmet. Fatma Hanım, “Belki 3 aydır efendim,” dedi. “Hiç konuşmuyor mu? Hiç yemek istemiyor mu?” “Hayır efendim. Sadece orada durup bakıyor. Bir keresinde zayıflıktan düştü, ona ekmek ve su verdim.” Ahmet boğazında bir düğüm hissetti. “İyi yapmışsın Fatma Hanım.” Pencereden dışarı baktığında, ayın hala orada durduğunu gördü. “Bana birisini hatırlatıyor,” dedi. “Evet efendim,” diye yanıtladı Fatma Hanım. “Gözleri Zeynep Hanım’ınkilerle aynı.”
Bu sözler Ahmet’i derin bir düşünceye daldırdı. Zeynep, hayatında bıraktığı boşluğu asla dolduramayacağı bir kayıptı. “Onunla konuşacağım,” diye karar verdi. Arka kapıya yönelerek, “Fatma Hanım, ev hala benim,” dedi. Bahçeye çıktığında, gökyüzü neredeyse tamamen kararmıştı. Kapıya doğru yürüdü ve garip bir endişe hissetti. Ay, onun yaklaştığını görünce hızla ayağa kalktı.
“Merhaba,” dedi Ahmet, mesafeyi koruyarak. “Sen aysın değil mi?” Kız cevap vermedi. Gözleri korku ve merak karışımıyla ona sabitlenmişti. “Ben Ahmet,” diye devam etti. “Bu benim evim. Her gün buraya geliyorsun değil mi?” Ay, küçük bir adım geri attı ama kaçmadı. Ahmet, “Aç mısın?” diye sordu. “Fatma Hanım senin için bir şeyler hazırlayabilir.” “Hayır, yapamaz,” dedi Elif’in soğuk sesi arkasından.
Ahmet döndü ve karısını bahçe girişinde kolları kavuşturmuş, gergin bir yüz ifadesiyle dururken gördü. “Ne yaptığını sanıyorsun Ahmet? Sadece konuşuyorum.” “Bir sokak çocuğuyla mı ve yemeğimizi mi teklif ediyorsun?” Elif yaklaştı. Ahmet, “O sadece bir çocuk,” diye karşılık verdi. “Bunun için kurumlar var. Yardım etmek istiyorsan belediye barınağına bağış yap. Sorunları evimizin içine getirme.”
Ahmet, Ay döndüğünde kızın çoktan karanlığa kaybolduğunu gördü. Açıklanamaz bir kayıp duygusu onu sardı. Kısa bir an için bu bilinmeyen çocukla bir bağlantı hissetmişti. Malikaneye döndüğünde, çalışma odasına çekildi. Orada kitaplar ve eski fotoğraflar arasında hayatının döndüğü aldatmacadan kaçabiliyordu.
Bir fotoğraf albümünü açtığında, Zeynep’in gülümseyen görüntüleri kalbini sıkıştırdı. Zeynep’in hayır etkinliklerinde çocuklarla çevrili olduğu bir fotoğraf dikkatini çekti. Gözlerini kıstı ve fotoğrafı lambaya yaklaştırdı. Görüntünün köşesinde, kısmen gizlenmiş kocaman kahverengi gözleri olan bir kız vardı. Ahmet kalbinin hızlandığını hissetti.
Fatma Hanım bir fincan çay getirerek içeri girdi. “Yemeğe inmediniz,” dedi. “Çay isteyebileceğinizi düşündüm.” Ahmet tereddüt etti. Sonra fotoğrafı Kahya’ya gösterdi. “Buradaki bu kıza bak. Hay olabilir mi sence?” Fatma Hanım gözlüklerini düzeltti ve görüntüyü inceledi. “Söylemek zor, efendim. Fotoğraf çok net değil ama Zeynep Hanım düzenli olarak bir yetimhaneyi ziyaret ederdi. Umut Yuvası.”
Ahmet, Zeynep’in bu konuda bahsettiğini hatırlamaya çalışıyordu. “Özel bir çocuktan bahseder miydi?” “Bilmiyorum efendim. Ama o ve Elif Hanım bir kez bu konuda tartıştılar.”
Ahmet, Elif’in geçmişi gizlemek için ne kadar ileri gidebileceğini düşünmeye başladı. “Fatma Hanım, Zeynep’in bu yetimhane ile ilişkisi hakkında bildiğin her şeyi bana söylemeni istiyorum.” Fatma Hanım tereddüt etti. “Zeynep Hanım bu konuda çok ketumdu efendim. Ama son haftalarda farklı görünüyordu. Daha endişeli.”
Ahmet, Zeynep’in yetimhaneye gittiğini duyduğunda, içindeki korku daha da büyüdü. “Zeynep’in bu yetimhane ile ilişkisini öğrenmem lazım,” dedi. Fatma Hanım, “Zeynep Hanım bir keresinde bir fotoğraf gösterdi. Küçük bir kız, koyu saçlı, büyük gözlü, ona bir yuva bulmasına yardım ettiğini söyledi,” dedi.
Ahmet, “Ay olabilir mi?” diye sordu. “Kesin olarak söyleyemem efendim. O kadar uzun zaman oldu ki ama gözleri Zeynep’in gözlerine benziyor.” Ahmet, “Onunla konuşacağım,” dedi kararlılıkla.
Ertesi sabah Ahmet, zihninde sorularla uyandı. Elif ve Zeynep’in onun ölümünden önce birbirlerini tanıdığı keşfi onu derinden rahatsız ediyordu. Elif neden bunu hiç bahsetmemişti? Ahmet, Elif ile konuşmak için mutfağa gitti. Fatma Hanım, kahve hazırlıyordu. “Günaydın Fatma Hanım,” dedi. “Zeynep’in ziyaret ettiği yetimhane hakkında konuşmak istiyorum.”
Fatma Hanım başını salladı. “Umut Yuvası, Keçiören bölgesindeydi ama yer yaklaşık 3 yıl önce yandı. Zeynep’in ayrılmasından kısa bir süre sonra her şey çok garipti.” Ahmet, “3 yıl mı?” diye sordu. “Evet efendim. İki ay sonra Elif Hanım bile evsiz kalan çocuklara yardım etmek için bir kampanya düzenledi.”
Ahmet, “Zeynep’in bu yetimhane ile ilişkisi hakkında bildiğin her şeyi bana söylemeni istiyorum,” dedi. Fatma Hanım, “Zeynep Hanım bu konuda çok ketumdu efendim. Ama son haftalarda farklı görünüyordu. Daha endişeli.”
.
News
मासूम बच्चे ने सिर्फ खाना मांगा था, करोड़पति पति–पत्नी ने जो किया…
मासूम बच्चे ने सिर्फ खाना मांगा था, करोड़पति पति–पत्नी ने जो किया… यह कहानी राजस्थान के झुंझुनू जिले के छोटे…
Sad News for Amitabh Bachchan Fans as Amitabh Bachchan was in critical condition at hospital!
Sad News for Amitabh Bachchan Fans as Amitabh Bachchan was in critical condition at hospital! . . Amitabh Bachchan’s Hospitalization…
Aishwarya Rais Shocking Step Sued with Bachchan Family & Move to Delhi Court for Linkup with Salman?
Aishwarya Rais Shocking Step Sued with Bachchan Family & Move to Delhi Court for Linkup with Salman? . . Bollywood…
कोच्चि दहल उठा: मछली पकड़ने वाली नाव के डिब्बे से 36 शव बरामद, सीमा पर छिपा चौंकाने वाला सच
कोच्चि दहल उठा: मछली पकड़ने वाली नाव के डिब्बे से 36 शव बरामद, सीमा पर छिपा चौंकाने वाला सच ….
एक अरबपति एक टोकरी में एक बच्चे को पाता है और सच्चाई उसे हमेशा के लिए उसकी नौकरानी से जोड़ देती है
एक अरबपति एक टोकरी में एक बच्चे को पाता है और सच्चाई उसे हमेशा के लिए उसकी नौकरानी से जोड़…
Avika Gor’s grand Wedding with Milind Chandwani on National TV with Tv Actors and Family
Avika Gor’s grand Wedding with Milind Chandwani on National TV with Tv Actors and Family . . Avika Gor and…
End of content
No more pages to load