14 yaşındaki kız, küçümsendi ama tek hamlede tüm gücü yerle bir etti!

.
.

Vivien: Sessiz İntikamın Gücü

İstanbul’un en gösterişli semtlerinden birinde, görkemli bir malikane yükseliyordu. Carlile ailesinin evi, zenginlik ve güç sembolüydü. Bu evde yıllardır sessizce çalışan Vivien, gri üniformasıyla evin köşelerinde adeta görünmezdi. 6 aydır burada hizmetçi olarak çalışıyor, kimsenin fark etmediği detayları dikkatle izliyordu. Her fısıltıyı, her bakışı hafızasına kazıyordu. Çünkü Vivien’in içinde sakladığı bir sır vardı; Carlile ailesinin karanlık yüzünü ortaya çıkaracak bir intikam planı.

Carlile ailesi, şehrin en güçlü ailelerinden biriydi. Siyasette ve iş dünyasında köklü bağlara sahiplerdi. Ailenin soğuk ve acımasız lideri Victoria Carlile, hizmetçileri bir ordu komutanı gibi yönetirdi. Kızı Buruk ise annesinden bile acımasızdı. Vivien, Buruk’un küçümseyici bakışları ve aşağılayıcı sözleriyle her gün mücadele ediyordu. “Çantama dokunma, kirleteceksin,” diye alay eder, onu bir eşya gibi görürdü.

14 yaşındaki kız, küçümsendi ama tek hamlede tüm gücü yerle bir etti! -  YouTube

Misafirler ise Vivien’i görmezden gelmekle kalmaz, en ufak bir hata gördüklerinde homurdanır, şikayet ederlerdi. Bir gece Vivien ağır bir tepsi dolusu kristal bardak taşırken Buruk aniden tepsiyi çekti ve bardaklar yere düşüp parçalandı. Vivien diz çöktü, kanayan elleriyle kırıkları toplarken Buruk kahkahalarla alay etti. Victoria’nın sert sesi ise odada yankılandı: “Bu beceriksizliğin hesabını vereceksin!”

Başka bir gecede, zengin bir kadın elindeki yağlı ordör tabağını Vivien’in göğsüne bastırdı ve üniformasında büyük bir leke bıraktı. Ardından Vivien şarabı doldururken bardağın içindekiler salonun ortasında serili beyaz ipek halıya döküldü. Oda sessizleşti. Kadın küçümseyici bir ifadeyle bağırdı: “Senin gibi insanlar böyle yerlerde olmamalı.”

Vivien tüm bu aşağılamalara rağmen sessiz kaldı. Herkes onun zayıf olduğunu sanıyordu ama aslında o, yavaş yavaş büyük bir planın parçalarını bir araya getiriyordu. Hizmetçi odasında, duvarda kırmızı iplerle birbirine bağlanmış onlarca fotoğraf ve belge asılıydı. Victoria, Buruk, Richard ve iş ortaklarının karanlık sırları, banka hesap özetleri, gizli anlaşmalar, rüşvet kayıtları ve cinayet bağlantıları… Bu sıradan bir hizmetçi odası değil, bir savaş planının kalbiydi.

Vivien, aylar süren hazırlıkların ardından, en kritik an için hazırdı. Carlile ailesinin sahip olduğu Novaling adlı şirket, milyarlarca dolarlık bir servetin merkezindeydi. Ancak bu servetin gerçek sahibi Vivien’di. 20 yıl önce babası Charles Ljaster, Carlile ailesinin yolsuzluklarını araştırırken gizemli bir kazada hayatını kaybetmişti. Annesi de bir yıl sonra vefat etmiş, Vivien soğuk bir yetimhanede büyümüştü. Babasının intikamını almak ve ailesinin mirasını korumak için sessizce plan yapmıştı.

Gala gecesi geldiğinde, şehrin en zengin ve güçlü isimleri malikanede toplanmıştı. Salon pırıl pırıldı, masalar kristal kadehlerle donatılmıştı. Richard mikrofonu eline aldı ve aile mirasının eşsizliğini övdü. Ancak kimse, gri üniformalı Vivien’in aslında gecenin en önemli figürü olduğunu bilmiyordu.

Vivien, elindeki USB belleği cebinden çıkardı ve sahnenin kenarına yöneldi. Teknik masaya gizlice yaklaştı, USB’yi taktığı anda dev projeksiyon ekranı titredi ve müzik sustu. Salondaki herkes ekrana döndü. İlk olarak Carlile ailesinin sahip olduğu sahte hayır kurumlarının belgeleri, ardından vergi kaçakçılığına dair raporlar, banka dekontları ve cinayet bağlantıları gösterildi.

Richard’ın yüzü bembeyaz oldu, mikrofonu elinden düştü. Vivien sahneye çıktı, mikrofonu eline aldı ve sesini salona duyurdu: “Ben Charles Ljaster’ın kızıyım. Öldürdüğünüz adamın kızı. Babam bu ailenin karanlık sırlarını ortaya çıkarmaya çalışıyordu. Onu susturdunuz. Annem acıya dayanamadı. Kız kardeşim Lili bu malikanede öldü. Sözde bir kaza… Ama siz onun küçük kızını kendi yalanlarınıza alet ettiniz.”

Salondaki hava buz kesmişti. Flaşlar art arda patlıyor, Victoria’nın yüzü kıpkırmızı oluyordu. Vivien konuşmaya devam etti: “Yıllardır sessizdim. Çünkü bazen sessizlik en yüksek çığlıktır. Ama bu gece sessizlik sona erdi.” Ekranda Lili’nin fotoğrafları, ölüm belgesi ve güvenlik kamera görüntüleri belirdi. Merdivenlerden düşerken onu yalnız bırakmayan gölge, Victoria’ya çok benziyordu.

Salondan şok nidaları yükseldi. Ardından Mia’nın doğum kayıtları ekrana yansıdı. Altında Vivien’in adı teyze olarak görünüyordu. Kalabalık bağırmaya başladı: “Bu doğru mu? Nasıl yaptınız bunu?” Richard mikrofonu kapmaya çalıştı: “Bunlar yalan, sahte belgeler!” diye bağırdı. Ancak Vivien’in elinde orijinal mühürlü belgeler vardı ve bunlar ekranda gösteriliyordu.

Buruk, “Bu kadın deli, ona inanmayın!” dedi ama sesi titriyordu. Vivien Buruk’a baktı: “Senin o geceki kahkahaların hala aklımda. Islak üniformamla beni aşağılamıştın. Şimdi gerçek ıslanacak. Yalanlarınızda boğulacaksınız.”

Gazeteciler öne geçti, sorular yağmaya başladı. Bazı misafirler salonu terk etmeye çalıştı ama kapılar kapandı. Güvenlik Vivien’in yanında saf tuttu. Victoria onu dışarı atmak istedi ama güvenlik şefi dimdik durdu: “Artık sizin emirlerinizi dinlemiyoruz hanımefendi.” Salonda uğultu yükseldi. Bu sadece bir itiraf değil, bir imparatorluğun çöküşüydü.

Vivien mikrofonu masaya bıraktı. Ekranda offshore banka hesapları, imzalar, transfer tarihleri ve Richard’ın kendi el yazısıyla yazılmış notlar belirdi. Ardından sessizlik oldu. Vivien sahneden indi, Mia’nın yanına yürüdü. Küçük kız gözleri dolmuş ona baktı. Vivien diz çöktü, elini tuttu ve fısıldadı: “Artık güvendesin.”

Victoria’nın çığlığı salonu doldurdu ama kimse ona bakmadı. Artık söz hakkı, yıllarca susturulan bir hizmetçiye aitti. Vivien, Mia’nın elini tutarak salonun ortasında duruyordu. Kameralar flaş patlatıyor, gazeteciler daha iyi görüntü almak için birbirinin üzerine basıyordu. Artık geri dönüş yoktu.

Kapının dışında siren sesleri duyuldu. Polis memurları ve dedektifler içeri girdi. Baş dedektif Richard’ın yanına yürüdü: “Richard Charlie, kara para aklama, vergi kaçakçılığı ve cinayet şüphesiyle gözaltına alınıyorsunuz.” Richard kendine güvenen bir gülümseme takındı ama dudakları titriyordu. Dedektif kelepçeyi gösterdi: “Bunu mahkemede anlatırsınız.”

Victoria, “Bu bir kumpas, hepsi yalan,” diye bağırdı. Ancak polisler ona yaklaştı: “Sahtecilik, delil karartma ve çocuk istismarı suçlarından tutuklusunuz.” Yüzü bembeyaz oldu. Buruk geri adım attı. “Ben hiçbir şey yapmadım,” diye fısıldadı ama gazeteciler ona yönelmişti: “Buruk, Victoria’nın kızı olarak bu suçlardan haberiniz var mıydı?” Buruk sadece yere baktı.

Polis Victoria ve Richard’a kelepçe takarken kalabalık fısıldaşıyordu. Bazı misafirler telefonu ile kaydediyor, bazıları utanarak yüzünü çeviriyordu. Vivien olanları sessizce izliyordu. Yıllardır beklediği an buydu.

Bir muhabir mikrofonunu uzattı: “Vivien, bu belgeleri ne zamandır topluyordunuz?” Vivien sadece “Yeterince uzun,” dedi. Bu tek cümle salondaki her şeyden daha ağırdı.

Teknik ekip ekranı kapattı. Ancak olan biten çoktan sosyal medyaya düşmüştü. “Carlile çöküşü” etiketi birkaç dakika içinde trend oldu. Canlı yayın yapan gazeteciler “Yüzyılın skandalı” başlığıyla olayı veriyordu.

Vivien, Mia ile birlikte basamaklardan inerken flaşlar yüzüne patlıyordu. Gazeteciler “Bunu nasıl başardınız?” diye soruyordu. Vivien cevap vermedi, sadece Mia’nın elini daha sıkı tuttu.

Carlile malikanesi devlet tarafından mühürlendi, mülkler satıldı, banka hesapları donduruldu. Eskiden altın kaplama muslukları, kristal avizeleri olan o ev şimdi boş ve sessizdi.

Vivien ve Mia küçük bir sahil kasabasına taşındı. Şehrin karmaşasından uzakta, deniz kokusunun hakim olduğu bir yerde yeni bir ev kiraladılar. Ev büyük değildi ama içi sıcaktı; duvarlarda renkli resimler, pencerelerde çiçekler vardı. Mia yeni okuluna başladı. Buradaki çocuklar onun geçmişini bilmiyordu ve bu ona normal bir hayat fırsatı veriyordu.

Vivien ise yerel bir kitapçıda çalışmaya başladı. Yıllarca gölgelerde plan yaparak yaşamış bir kadın için bu sade hayat bir lütuftu.

Bir akşam verandada otururken Mia yanına geldi. Elinde küçük bir defter vardı. “Bu nedir biliyor musun?” dedi. Vivien gülümsedi: “Hayır, söyle bakayım.” Mia, “Günlüğüm. Buraya kötü şeyleri değil, sadece güzel şeyleri yazıyorum,” dedi.

Vivien kızın başını okşadı: “Bu harika bir fikir. Geleceğe sadece güzellikleri taşımak en iyisidir.”

Gökyüzü turuncuya dönerken denizin üzerindeki martılar uzaklara uçuyordu. Vivien ilk kez içinde tam anlamıyla bir huzur hissetti. Yıllardır taşıdığı intikam yükü artık yoktu. Yerine koruma ve sevgi isteği gelmişti.

 

Carlile ailesinin ismi hala gazete manşetlerinde yer alıyordu ama artık sadece bir uyarı hikayesi olarak.

Vivien ve Mia sessizce ama güçlü bir şekilde yeni hayatlarına devam ettiler. Vivien bir gün kendi kendine fısıldadı: “Bazen en sessiz olanlar en yüksek sesle kazanır.”