Engin ve Tuba ağlıyor: Bebeklerimizle aynı dizide oynamak bir gurur 💖👶

.

.

Kara Para Aşk’ın Efsanevi Geri Dönüşü: Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün Gerçek Hayatlarından Bir Parça

Türk televizyonunun efsanevi dizisi Kara Para Aşk, 11 yıl sonra izleyicileriyle yeniden buluşmaya hazırlanıyor. Bu büyük dönüş, sadece nostaljik bir heyecan yaratmakla kalmadı, aynı zamanda duygusal anlamda da büyük bir yoğunluk taşıyor. Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün, başrol oyuncuları olarak bu kez izleyicilere yalnızca etkileyici bir aşk hikayesi sunmakla kalmayacak, aynı zamanda kendi hayatlarından bir parça da gösteriyorlar.

Yeni Sezonun Tanıtımında Ailelerinin Paylaşımı

Yeni sezonun tanıtımı için yapılan bir basın toplantısında, Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün gerçek hayattaki bebekleriyle kameraların karşısına geçmesi, izleyicileri büyülemiş durumda. Ancak set arkasında yaşananlar, duygu yüklü anlar ve gözyaşları izleyiciler üzerinde derin bir etki bıraktı. Bugün yapılan basın toplantısında Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün, gözyaşlarıyla duygu yüklü açıklamalar yaparak hem basın mensuplarını hem de milyonlarca izleyiciyi derinden etkiledi.

Engin Akyürek’in Duygusal Anlatımı

Basın toplantısında ilk sözü alan Engin Akyürek, uzun bir aradan sonra yaşadığı duygusal yoğunluğun kendisini çok etkilediğini belirtti. Gözleri dolu ve sesi titreyerek yaptığı konuşmada, şunları söyledi:

“Şimdiye kadar birçok rolü canlandırdım, ancak ilk kez kendi oğlumla aynı sahneyi çekerken ne yapacağımı unuttum. Sadece ona sevgiyle bakıyordum. O an, bu mesleğin bana sunduğu en büyük ödüldü. Bu gözyaşları mutluluk gözyaşları…”

Akyürek’in bu sözleri, hem basın mensuplarını hem de izleyicileri derinden etkiledi. Özellikle bir oyuncunun profesyonellikten çok, insan olmanın ne kadar güçlü bir duygu olduğunu hissettirmesi, büyük bir anlam taşıdı.

Tuba Büyüküstün’ün Duygusal Paylaşımı

Tuba Büyüküstün, Engin Akyürek’in ardından mikrofona geçti ve duygularını gizlemeden şunları paylaştı:

“Bir annenin çocuğunu kucakladığı anda, tüm dünya durur. O gün sette zaman gerçekten durdu. Onunla aynı sahnede olmak, benim için kariyerimin zirvesi değil, anneliğimin tacıydı. Öncelikle gözlerinde iyi bir anne olmak istiyorum, hem kameraların önünde hem de arkasında. O günün sahnesini hayatım boyunca hatırlayacağım.”

Tuba Büyüküstün’ün bu samimi sözleri, hem anneliğin hem de oyunculuğun ne kadar iç içe geçtiğini ve aslında bir çocuğun varlığının sahnedeki rolü nasıl derinden etkileyebileceğini gösterdi. Büyüküstün’ün anlattığı sahne, sadece oyunculuk değil, gerçek bir annenin içsel duygularının dışa vurumuydu.

Sahne Arkasında Yaşananlar: Duygusal Bir Deneyim

Üç ay önce sahnelenmeye karar verilen bu özel sahnenin çekimleri, büyük bir özen ve titizlikle planlandı. Ekip, bebeğin psikolojik durumunu ve güvenliğini göz önünde bulundurarak, pedagoglarla birlikte çalıştı. Sahne çekimleri sırasında tüm ekip, bebeğin huzurunu sağlamak için büyük çaba sarf etti. Yönetmen Ayşe Durmaz, bu süreci şu şekilde özetledi:

“Çocuklarla çalışmak zordur, ancak bu sefer tamamen farklı bir deneyim yaşadık çünkü o çocuk, iki ana karakterimizin kalbidir. Bu sahnede gerçek bir aşk vardı, sadece kurgu değil. Bu tür bir gerçeklik her karede kameraya yansıdı.”

Bebeğin yer aldığı sahne sırasında, sadece Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün değil, tüm set duygusal anlar yaşadı. Çekimler sırasında pek çok teknik ekip üyesinin sessizce gözyaşlarını sildiği ve bazı yan karakter oyuncularının çekim bitiminde birbirlerine sarılarak “Bu bir dizi değil, bir hayat hikayesi” dedikleri bildirildi.

Sosyal Medyada Büyük İlgi

İlk sahne, sosyal medyada milyonlarca kişi tarafından izlendi ve büyük bir etki yarattı. “Bu gerçek aşk” ve “Ekranda hayatı izliyoruz” gibi yorumlarla sosyal medya adeta çalkalandı. Ayrıca, “Ailemle Kamera Karşında” hashtag’i Twitter’da kısa sürede TT (Trend Topic) oldu. Bu durum, dizinin ne kadar büyük bir heyecanla beklediğini ve izleyicilerin sahneyi ne kadar içselleştirdiğini gösteriyor.

Özel Hayatın İfşa Edilmesi Tartışmaları

Basın toplantısında, bazı gazeteciler çiftin bebeklerinin dizide yer almasının “özel hayatın ifşa edilmesi” anlamına gelebileceği konusunda eleştirilerde bulundu. Engin Akyürek, bu soruya sakin ve net bir şekilde şu cevabı verdi:

“Bebeğimizi sadece bir model olarak değil, gerçek aşkın sembolü olarak dahil ettik. Sahip olduğumuz aşk, sahnede değil, hayatımızda var. Onu bir oyuncu olarak görmedik, sadece bir çocuk olarak gördük. Bu bizim kararımızdı ve bu kararı sürdüreceğiz.”

Tuba Büyüküstün ise, bu deneyimin kendisine oyuncu olarak olduğu kadar anne olarak da nasıl katkı sağladığını şu şekilde açıkladı:

“Yıllardır setlerdeyim ama ilk kez o sahnede kameraya bakarken, sadece kalbimle baktım. O an, sadece anne ile çocuk arasındaki o görünmeyen bağ vardı. Bu bağ, beni hayatımda ilk kez tamamen hissettirdi.”

Yeni Sezon: Gerçek Hayat ve Ekran Arasındaki Sınır

Dizinin yayınlanan ilk sahnesi, özellikle Ömer ve Elif karakterlerinin sabah uyanış sahnesiyle izleyicileri etkiledi. Güneşin yavaşça odayı aydınlatmaya başladığı bu sahnede, hiçbir müzik kullanılmadı, sadece doğa sesleri ve bebeğin kahkahası duyuldu. Bu özel an, izleyiciler tarafından “İçimde sıcaklık hissettim” şeklinde yorumlandı ve Türk televizyon tarihinin en özel anlarından biri olarak kayda geçti.

Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün, bu yeni sezonda yalnızca karakterlerini değil, aynı zamanda hayatlarını da izleyicilere sunuyorlar. Bebekleriyle birlikte kameraların önüne geçmeleri, oyunculuğun sadece bir meslek değil, bir yaşam biçimi olduğunu gösteriyor.

PLAY VIDEO:

Sonuç: Aşk, Hayat ve Profesyonellik

Kara Para Aşk dizisinin geri dönüşü, izleyicilere sadece eğlence sunmakla kalmadı, aynı zamanda oyunculuk ve gerçek yaşam arasındaki sınırların ne kadar ince olduğunu da gösterdi. Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün’ün, kendi hayatlarını ve duygusal yolculuklarını izleyicileriyle paylaşması, Türk televizyonu için yeni bir dönemin başlangıcını işaret ediyor. Gerçekten de, bazen en güzel ve en duygusal anlar, kameraların önünde değil, arkasında yaşanır.