“İçeceğinde Uyuşturucu Var” Dedi Garson… Ve Milyarder Adam Nişanlısını Ortaya Çıkardı

.
.

Levent’te Bir Gece: Gerçeklerin Pençesinde

İstanbul Boğazı’nın karşısında, Levent semtinde yer alan 50 milyon TL değerindeki penthouse, geceye hükmediyordu. Marmara’dan esen rüzgar, devasa cam cepheleri döverken, içerideki atmosfer gerilim doluydu. Bu gece, Türkiye’nin en güçlü teknoloji imparatorluklarından birinin sahibi, milyarder Kerem Yılmaz’ın hayatı, sadece 30 saniyede altüst olacaktı.

Kerem, 30 yaşına girdiği bu özel gecede, sevdiği kadınla birlikteydi. İki yıldır hayatını paylaştığı nişanlısı Zeynep Özkan, milletvekili Özkan’ın kızı, Boğaziçi Üniversitesi hukuk mezunu, güzelliğiyle trafikleri durduran bir kadın olarak etrafındaki herkesin dikkatini çekiyordu. Onun desteğiyle Kerem, yarım milyar TL’lik teknoloji imparatorluğunu kurmuştu.

Ancak, bu gece her şey değişecekti.

Gölgeler Arasında Gizlenen Gerçek

Ayşe Demir, 26 yaşında, Gazi Osmanpaşa’dan gelen genç bir garson kızdı. Annesinin ev kredisini ödeyebilmek için elit organizasyonlarda çalışıyor, siyah saçları topuz, diskret makyajı ve üniformasıyla zenginlerin gözünde görünmez olmaya çalışıyordu. Ama Ayşe, orada olup biteni çok iyi görüyordu.

Zeynep’in gülümseyerek misafirlere sohbet ederken gizli kapsüllü yüzüğünü nasıl çevirdiğini, beyaz kristallerin Kerem’e ayrılan şampanyada nasıl eridiğini fark etti. Rohipnol… Ayşe, bu maddeyi arkadaşının, Elif’in gözyaşlarından tanıyordu. Elif, bir yıl önce uyuşturulduktan sonra hayatı mahvolmuştu.

Kalbi çekiç gibi atarken, Kerem’e doğru yürüdü. Elinde tepsiyle, kovulma ihtimaliyle yüzleşti ama daha fazla birinin kurban olmasına izin veremezdi.

“Affedersiniz Kerem Bey,” diye fısıldadı. “Nişanlınız az önce şampanyasına bir şey koydu.”

Kerem, gözlüğünü düzeltiyor gibi yaparak, “Ne dedin?” diye sordu. Ayşe çoktan diğer masaya geçmişti ama Kerem, onun bakışlarını sırtında hissediyordu.

Şüphelerin Başlangıcı

Kerem’in dünyası sallanmaya başlamıştı. İki yıl boyunca yanında olan, ona destek veren, geleceğini şekillendiren kadın artık şüphelerin merkezindeydi. Zeynep, barda duruyor, rakip teknoloji firması Techfow’un ana hissedarı Murat Kaya ile flört ediyordu. Kahkahası yüksek, dokunuşları uzun, gözlerinde Kerem’in iş kadını pragmatizmi olarak gördüğü hesap vardı.

“Doğum günü tostu zamanı,” dedi Zeynep, iki kadehle yaklaşırken. Gülümsemesi mükemmeldi; Instagram filtresi gibi gerçeği gizliyordu.

Kerem, sesini normal çıkarmaya çalışarak, “Kadehimi nereden aldın?” diye sordu.

“Garson kız verdi,” dedi Zeynep tereddüt etmeden.

Kerem, cebinden telefonunu çıkarıp gizlice kayda başladı. Boğaziçi Üniversitesi’nden psikoloji doktorunun öğrettiği gibi, gerçek önemsiz görünen detaylarda ortaya çıkardı.

Gerçekler Gün Yüzüne Çıkıyor

Zeynep ile tanışmalarını hatırlattı. İki yıl önce bir hayır galasında pasta kesmişlerdi. Ancak Zeynep, bu anıyı bile unutur gibiydi. Kerem, o down sendromlu çocuklar için yapılan bir galada olduğunu biliyordu ama Zeynep bunu küçümseyerek geçiştirdi.

O anda, Kerem anladı ki, iki yıldır hayalini kurduğu kadın gerçek değil, sadece bir maskeydi. Ayşe’nin gözlerinde ise, Zeynep’in maskesinde olmayan gerçek şefkati gördü.

Kerem, Zeynep’in maskesindeki ilk çatlağı keşfetmişti. Ama bir ay sonra evleneceği kadının tüm gerçeklerini öğrenmeye cesaret edebilecek miydi?

Dedektif Serkan’ın Yardımı

Kerem, özel dedektif Serkan Özmen’i aradı. Serkan, iş ortaklarını kontrol etmek için kullandığı güvenilir adamdı.

“Zeynep Özkan hakkında her şeyi bilmek istiyorum. İki yıldır bana söylemediği her şeyi,” dedi Kerem.

Serkan, nişanlandıkları zaman kontrol etmişlerdi ama şimdi daha derinlemesine, düşman kontrol eder gibi incelemeliydi.

Üç saat sonra Serkan’dan bir mesaj geldi: sadece bir adres vardı. Teşvikiye Caddesi 47, daire 23. “Yalnız gel,” yazıyordu.

Gerçeğin Yüzleşmesi

Ertesi gün Ayşe, şık binanın önünde durdu. Serkan kapıyı açtı, gözlerinde çok fazla insan sırrı görmüş birinin parıltısı vardı.

“Novak’ım. Biliyorum Kerem gerçeği söyleme cesaretiniz olduğunu söyledi. İhtiyacınız olacak,” dedi.

Masada fotoğraflar, belgeler, telefon bağlantı haritaları vardı. Serkan, Zeynep’in gerçek adının Zeynep Yıldırım olduğunu açıkladı. Özkan soyadı evlatlık soyadıydı.

Zeynep’in kökeni Kayseri Hacılar ilçesiydi. Babası alkolikti ve ailesini terk etmişti. Annesi ise temizlik görevlisiydi ve Zeynep 19 yaşındayken pankreas kanserinden ölmüştü.

Milletvekili Özkan, Zeynep’i 20 yaşındayken evlat edinmişti. Ancak bu merhametten çok, iş dünyasına sızacak vicdansız birine ihtiyaç duymasıydı.

Zeynep, 5 yıldır Türk iş adamları hakkında sistematik olarak bilgi topluyor, siyasi kariyer için çalışıyordu.

İhanetin İzleri

Masaya saçılan fotoğraflar, Zeynep’in farklı adamlarla ilişkilerini gösteriyordu. Her zaman zarif, her zaman gülümser, ama sonrasında iş ya da siyasi sorunları olan adamlarla birlikteydi.

Kerem’den önce kaç tane vardı? Sekiz. Her biri servetinin bir kısmını ya da siyasi nüfuzunu kaybetmişti.

Kerem ağlamıyor, bağırmıyor, sadece sevdiği ama asla var olmamış kadının fotoğraflarına bakıyordu.

Son Karar

Zeynep ifşa edilmişti. Ama bu oyunun sonu muydu? Yoksa sırlarını ve sosyal konumunu korumak için hiçbir şeyden çekinmeyen kadının intikamının başlangıcı mıydı?

Penthouse’un penceresinden İstanbul’a bakan Zeynep, kaybettiği imparatorluğa kraliçe gibi bakıyordu.

Kerem, elinde kayıt uygulaması açık telefonla, “Anlatmam gerekmiyor. Her şey kaydedildi,” dedi.

Zeynep ilk kez korku gördü gözlerinde.

Yeniden Doğuş

Kerem, her şeyi sıfırdan kurmaya karar verdi. Ama bu sefer gerçekleri söylemekten korkmayan insanlarla.

Ayşe’ye dönerek, “Yeni kuracağım firmanın güvenlik müdürü olur musun?” diye sordu.

Ayşe, Gazi Osmanpaşalı garson kızı, artık Türk iş dünyasının değişiminde önemli bir figürdü.

Epilog

Bir yıl sonra, Nişantaşı’ndaki küçük bir kafede, Ayşe ve Kerem yeni iş projelerini planlıyordu. Firmaları, Türkiye’nin en yenilikçi teknoloji şirketlerinden biri haline gelmiş, şeffaflık ve etik standartlarıyla ünlenmişti.

“Zeynep’i duydun mu?” diye sordu Kerem.

Ayşe kahvesini karıştırırken, “Londra’da, İngiliz milyonerini dolandırmaya çalışıyormuş,” dedi.

Kerem ona baktı. Onun gözlerinde, Zeynep’inkinde iki yıl boyunca olmayan bir şey vardı: özgünlük.

“Seni daha önce tanımadığım için pişmanım,” dedi.

Ayşe gülümsedi. Gerçeği söyleme cesaretinden en güzel aşk hikayelerinin doğduğunu bilen kadının gülümsemesiydi bu.

PLAY VIDEO: