Kerem ve Hande’nin Kâbusu: Kayıp Bebek Maya ve Karanlık Gerçekler

Sevgili izleyiciler, magazin dünyasının sevilen çifti Kerem Bürsin ve Hande Erçel, bu kez ne yeni bir dizi projesiyle ne de kırmızı halıdaki göz kamaştırıcı görünümleriyle gündemde. Bu kez yaşadıkları bir trajedi, hayranlarını derinden sarsarken, Türkiye’nin dört bir yanında yankı uyandırdı. Her şey birkaç hafta önce Kerem ve Hande’nin evinin önünde gerçekleşen silahlı saldırıyla başladı. O gece yalnızca fiziksel olarak değil, ruhsal olarak da derin bir yara aldılar.

Kerem yaşadığı bu olayın ardından yaptığı ilk açıklamada, “Bizi sadece hedef almadılar, ailemizi, huzurumuzu ve güvenliğimizi yok etmeye çalışıyorlar,” dedi. Hande ise gözyaşlarıyla yaptığı açıklamada, “Bu sadece bir saldırı değil, susturulmak istenen insanlara gönderilen bir mesajdı,” sözleriyle yaşadıkları tehdidin boyutunu ortaya koydu. Bu açıklamalardan sonra çift, birçok kez tehdit aldıklarını dile getirdi. Ancak, ne yazık ki yetkililer bu tehditleri ciddiye almakta gecikti.

Ve o kara gün geldi çattı. Kerem ve Hande, sabah saatlerinde ifade vermek üzere karakola gittiklerinde her şey normal görünüyordu. Fakat eve döndüklerinde onları bekleyen haber, hiçbir anne babanın duymak istemeyeceği türdendi: Bebekleri Maya ortadan kaybolmuştu. Evde bulunan bakıcı, paniğe kapıldığını ve defalarca çifti aramaya çalıştığını söyledi. Ancak telefonları ya meşguldü ya da hiç çalmıyordu.

Hande donakalmıştı. Gözleri boşluğa bakarken, Kerem dizlerinin çöktüğünü hissetti. Kerem yalnızca şu cümleyi kurabildi: “Neden daha önce söylemediniz?” Ağlayan bakıcılar ise “Defalarca aradık ama ulaşamadık,” cevabını verdi. Durumun ciddiyeti ortadaydı. Evin güvenlik kameralarına ait tüm kayıtlar olayın yaşandığı saatlerde silinmişti. Suçlular çok profesyonelce çalışmışlardı. Bilgisayar sistemleri, yedek diskler, güvenlik kameraları… Hepsi silinmiş ya da çalınmıştı.

Ancak küçük bir umut vardı. Maya’nın odasına yerleştirilen ve 24 saat kayıt yapan bir bebek kamerası… Bu kamera bulut sistemine değil, yerel bir hafıza kartına kayıt yapıyordu. Kerem bu detayı hatırlayıp polise söylediğinde umut yeniden yeşerdi. Ancak odaya döndüklerinde, o cihazın da yerinde olmadığını gördüler. Tek umut kaynağı da ortadan kaybolmuştu.

Tam her şey çözümsüz gibi görünürken olaylara dair şok edici bir iddia ortaya atıldı. Olay günü suç mahalli inceleme ekibinde görevli bir polisin, Maya’nın odasındaki kamerayı gizlice cebine koyduğu ve olay yerinden ayrıldığı söylendi. Bu bilgi sonrası soruşturma yeniden başlatıldı. Artık olay sadece bir çocuk kaçırma vakası değildi; organize bir suç şebekesi, iç işleyişiyle birlikte araştırılmaya başlandı.

Hande’nin kısa bir süre önce bir film projesini reddetmesiyle tehditlerin başladığı ortaya çıktı. Bu projenin yapımcısının, geçmişte yasadışı ilişkilerle adı anılan biri olduğu iddia ediliyordu. Hande’nin bu teklife “hayır” demesi, hem projeyi hem de bu kişilerle olan karanlık ilişkileri riske atmış olabilir.

Olay günü polis merkezinde verdikleri ifadede Hande ve Kerem, tehditlerin arkasındaki kişinin, dün gece ifadesi alınan o yönetmen olduğunu açıkça beyan etti. Bu ifade üzerine yönetmenin ofisinde gece boyunca aramalar yapıldı, ekip arkadaşları sorgulandı.

Ancak tüm bu süreç yaşanırken Maya hâlâ bulunamamıştı. Gözleriyle güldükleri, sesiyle neşe bulan Kerem ve Hande şimdi her saniyeyi umutla yaşamaya çalışıyordu. Kamera görüntüsü yoktu, iz yoktu, ses yoktu. Ama hâlâ içlerinde bir umut vardı.

Kısa sürede Türkiye’nin dört bir yanından gönüllüler seferber oldu. Sosyal medyada binlerce kişi Maya’nın fotoğrafını paylaştı, televizyon kanalları gelişmeleri anbean duyurdu. Ancak hâlâ yanıtı olmayan sorular vardı: Maya nerede? Bu olayın arkasında kim ya da kimler var?

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturmayı derinleştirdi. Polis birimleri aralıksız çalışmaya başladı. Güvenlik kameraları inceleniyor, görgü tanıkları dinleniyor, her ihbar değerlendiriliyordu. Emniyet kaynakları, olayın sanılandan çok daha büyük ve karmaşık bir yapıya işaret ettiğini belirtiyor.

PLAY VIDEO :

Maya’nın kaçırılması bir tesadüf müydü, yoksa daha büyük bir planın parçası mıydı? Kerem ve Hande neden hedef alınmıştı? Bu soruların cevabı henüz bilinmiyor. Ama kamuoyu artık tek bir şeye odaklandı: Maya’nın sağ salim bulunması.

Bu olay sadece bir ailenin dramı değil, aynı zamanda toplumun adalet arayışına da ışık tutan bir örnek hâline geldi. Gün geçtikçe olayın iç yüzü biraz daha aydınlanıyor. Kerem ve Hande için ise her saniye, bir ömür gibi geçiyor. Onların tek dileği, Maya’ya yeniden kavuşmak.

Ve Türkiye, bu küçük kızın sesini yeniden duyabilmek için dua ediyor…