Merhum Burak Özçivit’in vasiyetini okuyan Neslihan, gözyaşlarına boğularak duygusal anlar yaşadı. 😢💔

.

.

Türkiye’nin en çok sevilen ve hayranlık duyulan yıldızlarından biri olan Burak Özçivit, hayatını kaybettikten sonra ardında bıraktığı duygusal vasiyetnameyle sadece ailesini değil, milyonlarca insanın yüreğini derinden sarstı. Hayat arkadaşı, ailesi ve sevenleri arasında alınan bu kararın ağırlığı, ülke genelinde büyük bir sessizlik ve hüzün yarattı.

Vasiyet Oturumu İstanbul’da Yapıldı

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’daki noter huzurunda düzenlenen özel vasiyet oturumuna, Burak Özçivit’in ailesi, yakın dostları, avukatları ve duygusal destek için gelen tanınmış simalar katıldı. En dikkat çeken isim ise, sessiz adımlarla salona giren eşi Neslihan Atagül oldu. Elinde beyaz bir mendil, siyah elbise giyen Neslihan, solgun yüzü ve hafif titresen elleriyle otururken, bu vasiyetin onların son vedası olduğunu biliyordu.

Avukatın Kısa Açıklaması ve O Anki Atmosfer

Avukat tarafından yapılan kısa ve etkileyici açıklamada şunlar vurgulandı:

“Sayın Burak Özçivit, hayatının en zor günlerinde kaleme aldığı bu vasiyette yalnızca kişisel malvarlığını değil, duygularını, düşüncelerini ve geleceğe dair umutlarını da paylaştı. Bu bir vasiyet değil, aileye ve sevenlere yazılmış son bir mektuptur.”

Bunun üzerine imzalı ve Burak’ın el yazısıyla yazdığı vasiyet mektubu okumaya başlandı. İlk satırları duyulunca salon sessizliğe büründü, ikinci paragraftan itibaren gözyaşları sel oldu. Burak’ın kelimeleri, salonun dört bir yanını sildi süpürdü.

“Neslihan… Eğer bu satırları okuyorsan, ben artık yanında değilim…”

Neslihan’a hitaben yazılan satırlar mektubu özel kıldı:

“Neslihan… Eğer bu mektubu okuyorsan, ben artık yan yana değiliz demektir. Ama bil ki seni asla bırakmadım. Seni ilk gözlerimde gördüğüm an aşkla tanıştım. Sen sadece bir eş değil, kalbimin diğer yarısın. Bu dünyadaki en kıymetlimdin…”

Bu satırları okuyan noterden sonra salonda duyulan hıçkırıklar ve nefes kesici sessizlik, kalıcı bir anı olarak zihinlerde yer etti. Neslihan, bu kelimelerle boğuşurken yüzünü elleriyle kapatarak, Burak’ın geride bıraktığı aşk mesajını yüreğinde hissetti.

“Aslan oğlum Karan…”: Burak’ın Oğluna Mesajı

İkinci bölümde sıra, küçük oğlu Karan’a geldi:

“Aslan oğlum… Bu satırları okuduğunda belki çok küçüksün, belki büyümüşsündür. Ama bil ki baban seni dünyadaki her şeyden daha çok sevdi. İlk adımını, ilk kelimeni, ilk düştüğünü gördüğümde daha bir anlam buldum kendimde…”

Bu sözleri duyduğu an, Burak’ın annesi Hülya Hanım ve babası Bülent Bey salonun köşesine sıkışarak sessizce ağlamaya başladı. Neslihan ise oğlunun adını işitince göğsüne elini bastı. Küçük Karan annesine sarılarak “Baba nerde?” diye fısıldadı; bu soru onu dinleyen herkesin yüreğine işledi.

Fahriye Evcen’e Mesaj: Geçmişe Dair Şükran ve Af

Vasiyetin bir diğer çarpıcı bölümü, eski eşi Fahriye Evcen için yazdığı satırlardı:

“Hayatımda yer alan herkese birkaç kelamla teşekkür etmek istiyorum. Fahriye… Bize kattığın her şey, öğrettiklerin için teşekkür ederim. Geçmiş belki kırgınlıklarla dolu olabilir, ama ben her şey için minnettarım. Seni affettim ve senden de affını diliyorum. Artık kalbimde yalnızca huzur var…”

Bu satırlar sosyal medyada büyük yankı buldu. Fahriye Evcen, vasiyet okunduktan sonra Instagram hesabında paylaştığı mesajla tüm ülkeyi duygulandırdı:

“Bazı vedalar yalnızca ölüme özgü değildir, aşka da aittir. Seni her zaman iyi anacağım. Huzur içinde uyu…”

Anne-Babaya Veda: Gülümseyen Gözlerle Sonsuza…

Burak, anne babasına olan sevgisini de şu satırlarla vurguladı:

“Anne, baba… Sizlere veda etmek öyle zor ki bu hayatta. Ama unutmayın, benim güçlü olmam sizden öğrendiğim güçtü. Her çiçek kokladığınızda, ben yanınızdayım. Beni ağlayan yüzümle değil, gülen gözlerimle anın…”

Okunduğu esnada annesi mektubu sıkı sıkı sarılarak ağlarken, Neslihan ayağa kalkıp sarıldı. Bu samimi an, aile sevgisinin büyüklüğünü bir kez daha vurguladı.

Sanata ve İzleyicisine Veda: “Rolüm Bitti, Işıkları Kapatmayın”

Vasiyetin son kısmı, Burak’ın sanatçı kimliğini ortaya koydu:

“Sahneler yuvamdı. Kamera önünde güldüm, ardında ağladım. Ama her zaman gerçektim. Destekleyen, eleştiren herkese teşekkür ederim. Ben sahneyi terk etmiyorum; rolüm sona erdi. Işıkları kapatmayın…”

Bu satırlar kısa sürede #IDidNotLeaveTheStage etiketiyle sosyal medyada yayıldı. Burak’ı bir sanatçı olarak onurlandıran bu ifade, global ölçekte de yankı bularak trend oldu.

Maddi Miras: Sevgi ve Gelecek Bırakmak

Miras konusunda, Burak’ın derin sevgi dolu bir planı vardı: Tüm hatıraların ve taşınmaz mülklerin eşi Neslihan’a bırakılması; küçük oğlu Karan’a ise “o eski gitar” gibi babasına dair ilham kaynağı olabilecek eşyaların kalması istendi. Ayrıca vasiyetinde:

“Maddi miras değil, ilham bırakıyorum. O eski gitarı sakla; dokunmasan bile yanında bulunsun.”

Ayrıca birkaç milyon Türk Lirası’nı Anatolia’daki başarılı öğrencilere burs vermek üzere bir vakfa bağışlamasını vasiyet etti:

“Ben ışığı gördüm, şimdi sıra diğer çocuklarda; onlar da görecek…”

Neslihan’ın Konuşması: “Sen Kalbimizde Yaşayacaksın”

Vasiyet okunduktan sonra gözyaşları içinde mikrofonu eline alan Neslihan Atagül, şöyle dedi:

“Bu mektubu bana değil, kalbimin derinliklerine yazmıştı. Onun sesi her satırda yankılandı. Seni çok sevdim Burak… Gözümü her açtığımda nefesini hissedeceğim. Çünkü sen ayrılmadın; kalbin bizimle kaldı.”

Sonuç: Aşk, Hüzün ve Kalıcı Bir Miras

Bu dokunaklı vasiyet, sadece bir mal varlığı değil, bir ömür boyu süren sevgi, affetme, sanat ve gelecek inancının da sembolü oldu. Türkiye, bu veda ile bir kez daha kalplerinden bir parça kaybetti. Ancak Burak’ın bıraktığı miras—manevi değerler, sevgi mesajları ve sanata olan aşkı—gelecek nesiller tarafından yaşatılacak.