MİLYONER TARAFINDAN AŞAĞILANAN TEMİZLİKÇİ HAKIMLE TEK BAŞINA YÜZLEŞTI… ONUN KIZI İÇERİ GİRİP ŞUNU

.
.

Kaderin Oyunu: Ayşe, Kaan ve Yeniden Doğan Aşk

Güneş kavurucu bir yaz gününde İstanbul’un kalabalık caddelerini eritiyordu. Asfalt kokusu ve araç gürültüsü arasında bir taksi hızla hastane önünde durdu. Kapıdan aceleyle fırlayan genç adam, babasının yarı baygın bedenini kollarında taşıyordu. Bu adam Ajay değil, Türkiye’nin içinden bir karakterdi: Kaan Yılmaz, yıllardır kalbinde kırıklarla yaşayan bir iş insanı. Ama o gün, onun hayatında daha büyük bir sürpriz bekliyordu. Çünkü acil serviste karşısına çıkan doktor, yıllar önce boşandığı, hâlâ unutamadığı eski eşi Ayşe idi.

Bir anlığına zaman durdu. Kalabalık, uğultu, ambulans sirenleri… Hepsi sustu. Yalnızca iki çift göz birbirine kenetlendi. Birinde sitem, diğerinde pişmanlık vardı.

Geçmişin İzleri

Ayşe ve Kaan bir zamanlar dillere destan bir aşk yaşamışlardı. Üniversitenin kitap kokan kütüphanesinde başlayan dostluk, kısa sürede tutkulu bir sevdaya dönüşmüştü. Onlar hayallerini paylaşmış, geleceği birlikte kurmaya söz vermişti. Fakat hayatın acımasız gerçekleri ve egolar, bu masalı gölgelemişti.

Kaan’ın iş hayatındaki baskısı, hırsları ve soğukluğu; Ayşe’nin ise kırılganlığı ve gururu, her gün küçük kavgalarla büyümüş, sonunda birer uçuruma dönüşmüştü. Küçük bir anlaşmazlık büyük bir kavganın kıvılcımı olmuş, acı sözler havada uçuşmuş, sonunda ise boşanma kaçınılmaz hale gelmişti.

Ayşe hastane koridorlarında kariyerine sarılırken, Kaan babasıyla birlikte yalnızlığını paylaşmıştı. Ama her ikisi de kalplerindeki yaraları taşıyordu.

Hastanedeki Karşılaşma

Kaan babasını acile getirirken panikle bağırıyordu:
— “Lütfen, bir doktor! Babam nefes alamıyor!”

Koşup gelen beyaz önlüklü doktorun yüzünü gördüğünde kalbi sarsıldı.
Ayşe idi bu.

Ayşe derin bir nefes aldı, gözlerini kısa bir süreliğine kaçırdı, sonra profesyonel bir ses tonuyla konuştu:
— “Hastayı hemen içeri alın. Durumu kritik.”

Kaan’ın dudakları titredi. Söylemek istediği çok şey vardı, ama o an kelimeler boğazında düğümlendi. Babasını sedyeye yatırdılar, Ayşe hızla tedaviye başladı. Onun maharetli elleri, yıllar önce Kaan’ın kalbine dokunan ellerin ta kendisiydi.

Gece Boyunca Bekleyiş

Koridorda Kaan’ın ayak sesleri yankılanıyordu. Her defasında kapı açıldığında umudu ve korkusu birbirine karışıyordu. O sırada geçmiş zihninde film şeridi gibi dönüyordu: Ayşe’nin kahkahaları, birlikte içtikleri çay, ilk tartışmaları, kırıcı sözler… Ve ayrılığın sessizliği.

Ayşe içeride titizlikle çalışıyor, terleyen alnını silmeye bile vakit bulamıyordu. Bir meslekten daha ötesiydi bu. O, bir zamanlar kaybettiği aileyi kurtarıyordu.

Sabaha karşı odadan çıkan Ayşe, yorgun ama dik bir bakışla Kaan’a yaklaştı:
— “Babanızın durumu hâlâ kritik. Önümüzdeki 24 saat çok önemli.”

Kaan’ın kalbi sıkıştı. Gözleri nemlendi ama o gururla sustu. Yalnızca başını eğdi.

İtiraf ve Pişmanlık

Gecenin ilerleyen saatlerinde Kaan, Ayşe’yi bir köşede dua ederken gördü. Bu görüntü onu derinden sarstı. Yıllarca gururla ördüğü duvarların ardında, hâlâ o kadına ait olduğunu anladı.

Yanına yaklaştı ve kısık sesle söyledi:
— “Ayşe… Sen olmasaydın babamı kaybederdim. Ben yıllarca sana haksızlık ettim. Eğer hayat bana bir şans daha verirse, hatalarımı telafi etmek isterim.”

Ayşe gözlerini kapattı, derin bir nefes aldı. Yıllardır sakladığı acı gözlerinden süzüldü.
— “Kaan, biz çok kırıldık. Senin suskunluğun, benim gururum… Hepsi bizi ayırdı. Ama ben hiç nefret etmedim.”

İlk defa yıllardan sonra, sessizliklerinde gerçek konuşmuştu.

Kaderin Mucizesi

Sabah olduğunda, Ayşe’nin çabalarıyla Kaan’ın babası hayati tehlikeyi atlattı. Doktorlar sevinçle çıkarken, Kaan gözyaşlarıyla Ayşe’nin ellerini tuttu.
— “Sen sadece babamı kurtarmadın, Ayşe… Benim kalbimi de hayata döndürdün.”

Ayşe bu sözlere karşı koyamadı. Gözlerinden yaşlar aktı, ama bu defa içinde umut vardı.

Yeniden Başlangıç

Kaan’ın babası taburcu edildiğinde bütün mahalle sevinçle onları karşıladı. En büyük sürpriz ise, Ayşe’nin yeniden bu eve dönmeye karar vermesiydi. Bu kez gurur değil, sevgi konuşacaktı.

Kaan değişmişti. Hırslarının yerine anlayış, öfkesinin yerine sabır koymuştu. Ayşe de affetmeyi öğrenmişti.

Bir akşamüstü, güneş kızıl rengiyle odalarını aydınlatırken Kaan, Ayşe’nin ellerini tutarak fısıldadı:
— “Biliyorum, geçmişi silemeyiz. Ama geleceği birlikte yazabiliriz.”

Ayşe gözyaşları arasından gülümsedi:
— “Kader bizi ayırdı sandık, ama aslında yeniden birleştirmek için sınadı.”

Ve o an, kalplerinde yeni bir hayat başlamış oldu.

.