Sahte bir düğün sandı… Ta ki milyarder “Hiçbir şey iptal edilmeyecek” diye fısıldayana kadar.

.
.

Sahte Bir Düğün Sandı… Ta Ki Milyarder “Hiçbir Şey İptal Edilmeyecek” Diye Fısıldayana Kadar

 

Düğün alayının ortasında Deren‘in kalbi çılgınca çarpıyordu. Beyaz gelinliğinin içinde donmuş gibiydi. Kaan’ın sıcak nefesini kulağında hissederken, “Hiçbir şey iptal edilmeyecek,” diye fısıldamıştı o an. Bu sözler Deren’in dünyasını tamamen değiştirecekti.

Sahte bir düğün sandı... Ta ki milyarder "Hiçbir şey iptal edilmeyecek" diye  fısıldayana kadar. - YouTube

 

I. Sahte Teklif ve Gerçek Şüphe

 

Bu hikaye üç hafta önce başlamıştı. Deren Yılmaz, Büyükada’nın eski ahşap evlerinden birinin küçük dairesinde oturmuş, elindeki faturalara bakıyordu. 26 yaşında genç bir oyuncu olarak İstanbul’da ayakta kalmaya çalışıyordu, ama gerçek çok acımasızdı. Kiralar birikiyordu ve oyunculuk kariyeri umduğu gibi gelişmiyordu.

Bir sabah kapısı çaldığında, hayatının en garip teklifini alacağını bilmiyordu. Kapıdaki adam, 50’li yaşlarında, kusursuz takım elbiseli Selim Kaya idi. “Patron Kaan Özdemir adına geliyorum. Sizi bir iş görüşmesi için davet etmek istiyoruz.”

Kaan Özdemir ismini duymuştu elbette. Teknoloji sektörünün genç milyarderi, İstanbul’un en zengin ailelerinden birinin varisi. Ertesi gün, Büyükada’nın en görkemli köşküne gitti. Kaan, 32 yaşında, yakışıklıydı ama gözlerinde garip bir çaresizlik vardı.

“Annem ailevi nedenlerle evlenmemi istiyor. Altı ay içinde evlenmezsem şirketin kontrolü bana geçmeyecek. Milyarlarca liralık bir miras var ortada.”

Deren, başı dönüyormuş gibi hissetti. “Sahte bir evlilik istiyorum. Bir yıl sonra boşanırız. Sen 50.000 lira alırsın.”

Bu para, Deren’in tüm borçlarını ödemesine, yeni bir başlangıç yapmasına yetecekti. Ama sahte bir evlilik ne kadar güvenli olabilirdi?

Üç gün sonra, Kaan’ı arayıp kabul ettiğini söyledi. Avukat bürosunda sözleşmeyi imzalarken, Deren’in içinde garip bir his vardı. Bu iş gerçekten sadece kağıt üzerinde miydi?

İlk düğün provası sırasında her şey çok gerçek görünüyordu. Büyükada’nın en güzel sahilinde kurulmuş dev bir çadır, yüzlerce konuk listesi, profesyonel fotoğrafçılar. Kaan, “Annem mükemmeliyetçidir. Her detay gerçek görünmeli,” diye gülümsedi.

Ancak, düğün gününe sadece bir hafta kala, Deren, Kaan’ın ofisinde açık duran bazı belgeler gördü. Bunlar gerçek evlilik belgeleri miydi? Kalbi hızla çarpmaya başladı. Acaba bu iş, düşündüğünden çok daha karmaşık mıydı?

 

II. Aşka Dönüşen Yalan

 

Düğün gününe bir hafta kala, Deren uyuyamıyordu. Ertesi sabah, Kaan’ın köşküne gittiğinde, artık her şeye farklı gözle bakıyordu. Yaşlı aşçı Fatma teyze, “Kaan Bey, sizin favori yemeklerinizi de eklememizi istedi,” dedi. Deren rahatsız oldu. Neden sahte bir evlilik için bu kadar ayrıntıya iniyordu?

Öğleden sonra, Kaan’ın annesi Nilgün Hanım‘la buluştu. Nilgün Hanım, İstanbul’un en etkili kadın işvereniydi. “Derenciğim,” dedi, “Kaan’ın seni seçmesi çok doğru olmuş. Özdemir ailesine katılan bir kadın, büyük sorumluluklar üstlenir.”

Deren’in kuşkuları arttı. Sanki Nilgün Hanım gerçek bir evlilik bekliyor gibiydi.

O gece, Deren, Kaan’ın ofisine gitti ve içeriden Selim’le Kaan’ın konuşmasını duydu. “Her şey plana göre gidiyor. Düğünden sonra hiçbir sorun olmayacak.”

Deren, düğünden sonra ne olacağını anladı. Ya gerçekten aldatılıyorsa? Ya bu sahte evlilik, aslında gerçek olacaksa?

Son prova günü geldiğinde, Deren artık bekleyemeyeceğini biliyordu. Kaan’la yalnız kaldılar.

“Kaan, sana bir şey sormam gerekiyor. Dün ofisinde Selim’le konuşmanı duydum. Hangi durumu anlayacakmışım? Düğünden sonra çok geç olacakmış. Bu ne demek?”

Kaan, derin bir nefes aldı. “Deren, sana gerçeği söylemem gerektiğini düşünüyordum zaten. Evlilik, tamamen sahte değil. Yasal olarak gerçek bir evlilik olacak.”

Deren, geri adım attı. “Yani beni kandırdın?”

“Hayır, başta gerçekten sadece bir anlaşmaydı. Ama… ama seni tanıdıkça her şey değişti. Ben sana aşık oldum.

Deren, donmuş gibi bakıyordu. “Bu mümkün değil. Sadece üç hafta yetti.”

“Seninle geçirdiğim her dakika gerçekti. Gülüşün, düşüncelerine dalış şeklin, küçük jestlerin—hiçbiri sahte değildi.”

Deren’in gözleri dolmuştu. Ama bu çok haksızlık. “Beni bilgilendirmedin.”

“Haklısın. Çok korkuyordum. Gerçeği öğrendiğinde gideceğinden korkuyordum.”

Deren, elleriyle yüzünü kapattı. “Bana aşık olduğunu kanıtla.”

Kaan yaklaştı. “İlk gördüğüm anda çay içerken dudağının kenarındaki küçük gülümsemeni fark ettim. Geceleri balkonda denizi izlerken ne kadar huzurlu göründüğünü… Bunların hiçbirini sahte evlilik için öğrenmem gerekmezdi.”

Deren hıçkırarak sordu: “Peki ya ben sana aşık olmasam?”

“O zaman boşanırız. Ama sana karşı hissettiklerimi saklayamazdım daha fazla.”

Deren, onu düşündürdü. Bu gerçek miydi, yoksa çok iyi bir oyunculuk mu?

 

III. Yeniden Başlangıç ve İptal Edilmeyen Söz

 

Düğün sabahı geldiğinde, Deren hâlâ uyumamıştı. Kaan, bahçede onu bekliyordu. Elinde bir zarf vardı. “Bu yeni vasiyetname,” dedi. “Düğünden önce değiştirdim. Sen ne karar verirsen ver, maddi olarak güvende olacaksın.” Bu, Kaan’ın ona aşkından başka bir sebeple “evet” demesini istemediğini gösteren bir jestti.

Deren’i etkilemişti.

Kilisede, yemin törenleri başladı. Kaan, yeminlerini okudu: “Sana karşı hissettiklerim hiç bu kadar gerçek olmamıştı. Seni koruyacağıma, sevgimi her gün daha fazla göstereceğime söz veriyorum.”

Deren’in sırası geldi. Mikrofonu aldı ama konuşamıyordu. O anda, bütün şüpheleri, tüm korkuları bir anda geldi. İmam, mola vermelerini istedi.

Sahilin kenarındaki küçük gazeboya gittiler. Deren, “Ya işe yaramazsa, ya ileride pişman olursak?”

Kaan, ellerini tuttu. “Deren, aşk zaten bir risk. Ama ben sensiz yaşayamayacağımı biliyorum.”

Deren, gözlerindeki samimiyeti görebiliyordu. “Peki ya sevgim gerçek değilse? Ya sadece güvenlik hissinden kaynaklanıyorsa?”

“O zaman öğreniriz birlikte,” dedi Kaan. “Ama şu an nasıl hissediyorsun?”

Deren düşündü. “Korkuyorum ama aynı zamanda seninle olmayı istiyorum.”

Bu yeterliydi. “Tamam,” dedi. “Ama bir şartım var. Her şey aramızda artık hiç yalan olmayacak. Her şeyi açık açık konuşacağız.”

Kaan, “Söz veriyorum,” dedi.

Koridora geri döndüklerinde, imam tekrar başlattı töreni. Bu sefer Deren hazırdı. Yeminlerini bitirdiler. İmam, evet deyip demeyeceklerini sorduğunda, ikisi de kararlıydı. “Evet,” dedi Kaan. “Evet,” dedi Deren.

O anda Kaan ona yaklaştı ve kulağına fısıldadı. “Hiçbir şey iptal edilmeyecek.” Bu sözler, artık korkutucu değil, umut vericiydi.

 

IV. En Güzel Yolculuk

 

Düğün gecesi bittiğinde, Deren ve Kaan, Büyükada’nın en güzel köşküne gittiler. Bu, artık sadece Kaan’ın evi değil, onların eviydi.

İlk ay, birlikte yaşamaya alışmak zor oldu. Ama yavaş yavaş uyum sağlamaya başladılar. İkinci ay, ilk büyük kavgaları oldu. Kaan, Deren’in kırıldığını görünce çok sinirlenmişti. “Sen sahte değilsin. Bizim aramızdaki hiçbir şey sahte değil,” dedi. O gece uzun uzun konuştular. Kaan, Deren’e şirketindeki pozisyonunu, gelecek planlarını anlattı. Deren de kendi hayallerini paylaştı. “Seni destekleyeceğim,” dedi Kaan.

Üçüncü ay, Deren hamile olduğunu öğrendi. İlk şoku atlattıktan sonra, ikisi de çok mutlu oldu. “Bu çok hızlı gelişiyor,” dedi Deren. “Ama bu güzel bir hız,” dedi Kaan.

Dördüncü ay, Kaan’ın annesi Nilgün Hanım, onları ziyaret ettiğinde, Deren ile arasındaki bağ güçlenmişti. “Sen geldiğinden beri onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim,” dedi Nilgün Hanım.

Altıncı ay, düğünlerinin altı aylık yıl dönümünde, sahilde yürüyorlardı. “Biliyorsun,” dedi Deren, “ilk tanıştığımızda seni hiç sevmeyeceğimi sanıyordum.”

“Gerçekten mi?”

“Çok soğuk, çok uzak görünüyordun ama yavaş yavaş gerçek yüzünü gördüm. Sevgi dolu, koruyucu, komik yüzünü.”

Kaan gülmüştü. “Sen de çok değiştin. Daha güvenli, daha kendinden emin. Çünkü kendi gücünü keşfettin.”

O akşam, Deren, Kaan’a döndü: “Başlangıcımız normal değildi ama yolculuğumuz mükemmel olacak. Çünkü aşk bir sonuç değil. Bir süreç.”

Kaan ve Deren’in aşk hikayesi, bazen hayatın en güzel hikayelerinin en beklenmedik şekilde başladığını gösteriyor. Bir yalan, bir aldatmaca, bir sahte teklif. Ama gerçek aşk her şeyi dönüştürebiliyor.

Düğün gecesi bittiğinde, Deren ve Kaan, Büyükada’nın en güzel köşküne gittiler. Bu, artık sadece Kaan’ın evi değil, onların eviydi. “Ne düşünüyorsun?” diye sordu Kaan.

“Başlangıcımız mükemmel olmayabilirdi ama sonumuz mükemmel olacak.”

.