Ahırdan Bir Bebek Ağlama Sesi Duyan Kovboy, Yanında Ayakta Duramayacak Kadar Zayıf Bir Kadın Buldu
.
.
Ahırdan Bir Bebek Ağlama Sesi Duyan Kovboy, Yanında Ayakta Duramayacak Kadar Zayıf Bir Kadın Buldu
Olayın Başlangıcı
Gece rüzgarı, yaralı bir hayvan gibi ovaları aşarak Preston Ingram’ın ahırının ahşap kirişlerini sarsıyordu. Preston, yatmak üzereyken, rüzgarın uğultusunun arasında neredeyse ayırt edilemeyecek kadar zayıf ama bebeklerle vakit geçirmiş olanların kolayca anlayabileceği bir ses duydu: bir bebeğin ağlaması.
Preston, verandasının en alt basamağında durmuş, dona kalmıştı. Colorado Silvage’den 10 mil dışarıda bulunan bu çiftliği satın aldığından beri geçen 4 yıl boyunca hiç böyle bir şey duymamıştı. 32 yaşındaki bekar çiftçi, en yakın komşusu 3 mil uzakta olan bir yerde tek başına yaşıyordu. Ağlama sesi tekrar duyuldu, bu sefer daha acil bir şekilde. “Ne tür bir ruh?” diye mırıldandı ve kapının yanındaki kancadan fenerini ve tabancasını aldı. Avluyu geçip ahıra doğru ilerlerken lambanın ışığı uzun gölgeler oluşturuyordu. Mahmuzları sıkıştırılmış toprağa yumuşak bir şekilde çarpıyordu.
Yıl 1878’di ve batı her geçen yıl daha uysal hale geliyordu. Ancak bir adamın korumasız bir şekilde garip sesleri araştırması o kadar da uysal değildi. Kızılderili savaşları çoğunlukla kuzeye kaymıştı. Ancak hala çok sayıda tehlikeli serseri, kanun kaçağı ve acımasız topraklar vardı.
Preston, ahır kapısını itti. Menteşeler protesto edercesine gıcırdadı. Fenerini daha yükseğe kaldırdığında tanıdık zaman at ve deri kokusu onu karşıladı. “Merhaba!” diye seslendi. Derin sesi boşlukta yankılandı. Dört atı ahırlarında gergin bir şekilde kişniyordu. Bir şey onları korkutmuştu. Bebeğin ağlaması, ekstra samanı depoladığı ahırın arkasından daha yüksek sesle geliyordu. Preston ahırların arasında dikkatlice ilerledi. Botları dağınık samanların üzerinde çıtırdadı.
Son ahırı döndüğünde fener ışığı, onu donduracak bir manzaraya düştü. Genç bir kadın saman balyasına yaslanmış yatıyordu. Yüzü ay ışığı kadar solgundu. Zayıf kollarıyla koruduğu küçük bir bohça, ağlamanın kaynağı kıpır kıpır hareket ediyordu. Kadının yırtık elbisesi ve altındaki saman kanla lekelenmişti.
İlk Temas
“Tanrım!” diye fısıldadı Preston. Tabancasını kılıfına sokup aceleyle ilerledi. Kadının yanına diz çöküp fenerini dikkatlice yere bıraktı. Kadın onun yaklaşmasıyla gözlerini açtı. Mavi gözleri korku ve yorgunlukla doluydu. Bebeği daha sıkı kucaklayarak kendini kaldırmaya çalıştı. “Lütfen yapma,” diye fısıldadı. Sesi zar zor duyuluyordu.
“Size zarar vermeyeceğim hanımefendi,” dedi Preston nazikçe. “Ya da bebeğinize. Çok yaralanmışsınız. Size yardım edeyim.” Kadın, Preston’ın yüzünü inceledi. Sanki bir şey arıyormuş gibi. Gördüğü şey onu rahatlatmış olmalıydı. Çünkü biraz gevşedi ve başını samanın üzerine düşürdü. “Bebeğim,” diye mırıldandı. “Lütfen bebeğime yardım edin.”
“İkinize de yardım edeceğim,” diye söz verdi Preston. “Adını söyleyebilir misin?” “Lydia,” diye fısıldadı. “Lydia Lancaster.” “Ben Preston Ingram. Burası benim çiftliğim.” Biraz sakinleşmiş ama hala ağlayan bebeğe baktı. “Bebeğimin bakıma ihtiyacı var. Senin de öyle.”

Tehlike
Preston, Lydia’nın yaralarını sarmaya karar verdi. “Ayağa kalkabilir misin?” diye sordu. Lydia, kalkmaya çalıştı ama hafif bir acı çığlığıyla geri yığıldı. Preston, elbisesinin bel kısmının kanla ıslandığını görebiliyordu. Ona ne olduysa ciddi bir şeydi. “Seni eve taşıyacağım,” dedi kararlı bir sesle. “Bu uygun değil ama başka çare yok. Hemen doktora görünmen gerekiyor.”
Lydia, “Hayır, hayır doktor. Bizi bulurlar,” diye yanıtladı. Preston kaşlarını çattı. “Kim bulacak sizi lütfen?” diye yalvardı. Gözleri yaşlarla doldu. “Sadece bize yardım edin. Yapamam. Onu almalarına izin veremem.”
Preston, Lydia’nın korkusunu anlıyordu ama ona yardım etmek zorundaydı. “Tamam, bir süre sonra,” dedi. “Şimdilik doktor yok. Ama sizi içeri alıp yaralarınızı tedavi etmem gerekiyor.” Yüzünde yine korku belirdi. “Sadece dayan,” dedi Preston.
İçerideki Tehlike
Preston, Lydia’yı kollarının arasına aldı. Ne kadar hafif olduğunu görünce endişelendi. Kendini her zaman iyi bir karakter yargıcı olarak görmüştü ve gizemli koşullara rağmen bu kadından herhangi bir tehlike hissetmedi. Sadece korku hissetti. “Hemen eve gidelim,” dedi.
Ahıra geri döndüğünde Lydia’nın gözleri kapalıydı ve nefes alışı zayıftı. Preston onu bahçeden geçerken başı omzuna yaslandı. Sıcak mutfağın içinde onu yatağına yatırdı ve yatağı ateşe yaklaştırdı. Bebek yine huysuzlanmaya başladı. Minik yumruklarını havada sallıyordu. “Sıkı durun ikiniz de,” dedi Preston. Artık kararlı bir şekilde hareket ederek. Yeterince uzun süre yalnız yaşamış olduğu için temel tıbbi bilgilere sahipti.
Bir Aile Olma
Lydia’nın ateşi ikinci gece düştü. Üçüncü sabah oturup Charlot’u kendi başına besleyebiliyordu. Ancak bu çabası onu açıkça yoruyordu. Preston ona bir keyze çorba getirdiğinde, “Hayatımızı kurtardın,” dedi. “Sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum.” “Teşekkür etmene gerek yok,” diye cevapladı Preston aniden garip hissederek.
O ana kadar Lydia’nın yanaklarına renk geldiğinde ne kadar güzel olduğunu fark etmemişti. Koyu sarı saçları omuzlarına dalgalar halinde dökülüyordu ve mavi gözleri onu delip geçiyor gibiydi. “Teşekkür etmen gerek,” dedi Lydia ısrarla. “İki yabancıyı evine aldın. İtibarını riske attın. Zamanını ve erzakını bizim için harcadın.”
Preston, Lydia’nın minnettarlığından rahatsız olarak omuz silkti. “Herkes aynı şeyi yapardı,” dedi. Hayır, dedi Lydia kararlılıkla. “Yapmazlardı. Bana güvenin.” Sonra Preston, Lydia’nın gözlerine baktı ve aniden bir şey hissetti. “Beni koruyacak mısın?” diye sordu.
Tehlikenin Gölgesi
Preston, Lydia ve Charlotte’u ahırında bulduğu andan itibaren bu kararı vermeye başlamıştı. Ama o anda kararını kesinleştirdi. “Burada kalacaksınız,” dedi kararlı bir sesle. “İkiniz de tozlanmaya terk edilmiş boş bir odam var. Sizi kuzenim olarak tanıtacağım. Dul kaldıktan sonra yardım etmeye gelmişsiniz.”
Lydia’nın gözlerinde anlayış belirdi. “Neden bizim için bunu yapıyorsun? Bizi neredeyse hiç tanımıyorsun,” dedi. Preston bunu tam olarak açıklayamadı. Sadece Lydia ve Charlotte’un gitmesi düşüncesinin göğsünde dayanamayacağı bir boşluk hissi yarattığını biliyordu. “Belki yalnız olmaktan bıktım,” dedi sonunda.
Yeni Bir Hayat
Ertesi sabah Preston, çevredeki çiftliklere malzeme tedarik eden küçük ama büyümekte olan bir kasaba olan Silvaca gitti. Atını genel mağazanın önüne bağladı ve içeri girerek tezgahın arkasındaki Bayan Parker’a selam verdi. “Günaydın, Preston,” diye sıcak bir şekilde selamladı. “Neredeyse iki haftadır seni görmedim. Kuyuya düştüğünü düşünmeye başlamıştım.”
Preston güldü. “Çiftlikle meşguldüm hanımefendi. Bugün stok yapmam lazım.” Lydia ve Charlotte için de dahil olmak üzere normalden daha fazla malzeme toplarken dün benim evime doğru siyah giysili bazı yabancılar gördüm. Kim olduklarını biliyor musun? Bayan Parker’ın yüzü asıldı. “Onlar yaklaşık bir hafta önce ortaya çıktılar. Etrafta hava atıyorlar. Liderleri Thorn diyor kendine.”
Preston, Lydia’nın yaşadığı tehlikeyi anladı. “Bu adamları tanıyor musun?” diye sordu. Bayan Parker, “Hayır ama dedikodulara göre çok tehlikeliler,” diye yanıtladı. Preston, “O zaman dikkatli olmalıyız,” dedi.
Tehlike Kapıda
Preston, Lydia ve Charlotte’u korumak için elinden geleni yapmalıyken, bir yandan da kendi geçmişiyle yüzleşmek zorundaydı. Engin ve Thorn’un peşinde olduğunu biliyordu. “Bu durumu çözmek zorundayım,” diye düşündü.
Bir akşam, Preston, Lydia ve Charlotte ile birlikte otururken, kapı çaldı. “Kim o?” diye sordu Lydia, korkuyla. Preston, “Bir dakika bekle,” dedi ve kapıyı açtı. Karşısında Engin duruyordu. “Seninle konuşmamız lazım,” dedi. Preston, “Burada ne işin var?” diye sordu.
Engin, “Beni dinle. Thorn seni bulacak. Kaçman lazım,” dedi. Preston, “Seni asla dinlemem,” diye yanıtladı. Engin, “Ama bu ciddi bir durum,” dedi. Lydia, “Ne yapmalıyız?” diye sordu. Preston, “Sakin ol, her şey kontrol altında,” dedi.
Son Yüzleşme
Preston, Engin’in söylediklerini dikkate almadı ama içindeki korku giderek büyüyordu. “Thorn geri dönecek,” diye düşündü. Lydia, “Bunu durdurmalıyız,” dedi. Preston, “Evet, ama nasıl?” diye sordu. Lydia, “Bir plan yapmalıyız,” dedi.
Bir gece, Preston ve Lydia, Thorn’un saklandığı yere gitmeye karar verdiler. “Bu durumu sona erdirmek zorundayız,” dedi Preston. Lydia, “Ama bu çok tehlikeli,” diye yanıtladı. Preston, “Ama bu durumu çözmek zorundayız,” dedi.
Gelecek Umutla Dolu
Sonunda, Preston ve Lydia, Thorn’u etkisiz hale getirmeyi başardılar. “Artık bu iş burada bitti,” dedi Preston. Lydia, “Evet, artık bu çete sona erdi,” dedi. Preston, “Bu durumu çözmek için birlikte çalıştık,” diye ekledi.
Zaman geçtikçe, Preston, Lydia ve Charlotte, geçmişin yüklerini geride bırakmayı başardılar. Lydia, artık sadece bir kadın değil, aynı zamanda bir savaşçı olarak da kendini ifade edebiliyordu. “Artık geleceğe umutla bakabilirim,” dedi. “Bu mücadele sadece benim değil, hepimizin mücadelesi,” diye ekledi.
Sonuç
Preston, Lydia ve Charlotte, birlikte bir aile oldular. Geçmişin yüklerini taşımaya devam etseler de, artık birlikteydiler. Preston, “Artık korkmuyorum. Birlikteyiz,” dedi. Lydia, “Evet, her şey yolunda olacak. Birlikteyiz,” dedi.
Ve böylece, Preston, Lydia ve Charlotte, geçmişin izlerini silerek yeni bir hayata adım attılar. Artık korku yoktu, sadece sevgi ve güven vardı. Preston, hayatının bu yeni döneminde, sadece bir çiftçi değil, aynı zamanda bir aile reisi olarak da kendini ifade edebiliyordu.
.
Ahırdan Bir Bebek Ağlama Sesi Duyan Kovboy, Yanında Ayakta Duramayacak Kadar Zayıf Bir Kadın Buldu (Part 2)
Tehlikenin Gölgesi
Preston, Engin’in tehditlerinin ardından Lydia ve Charlotte’u koruma görevini üstlenmişti. Engin’in geri döneceğini biliyordu ve bu durum onu endişelendiriyordu. Lydia’nın gözlerinde korku ve endişe vardı. “Onlar bizi bulacak, Preston,” dedi. “Thorn ve adamları çok tehlikeli.”
Preston, “Biliyorum, ama burası benim evim. Onlara burada yer yok,” diye yanıtladı. Lydia, “Ama ne yapacağız? Onları durdurmanın bir yolunu bulmalıyız,” dedi. Preston, “Bir plan yapmalıyız. Onların bizi bulmasını bekleyemeyiz,” diye ekledi.
Plan Yapma
Preston, Lydia ve Charlotte ile birlikte bir plan yapmaya karar verdi. “Öncelikle, bu çiftliği korumalıyız. Eğer Engin ve Thorn buraya gelirse, onları durdurmalıyız,” dedi. Lydia, “Ama nasıl? Onlar sayıca fazla,” diye yanıtladı. Preston, “Ama biz de hazırlıklı olmalıyız. Benim tabancam var ve senin de elinde bir bıçak bulmalıyız,” dedi.
Lydia, “Tamam, ama benim önce Charlot’u korumam gerekiyor. O benim her şeyim,” dedi. Preston, “Evet, onu koruyacağız. Ama önce kendimizi korumalıyız,” diye yanıtladı.
Gece Yarısı
Gece yarısı, Preston dışarıda devriye gezerken, bir ses duydu. Yavaşça ahırın kapısını açtı ve içeride bir hareket gördü. Engin ve adamları, ahırın etrafında dolaşıyorlardı. Preston, hemen geri çekildi ve Lydia’ya haber verdi. “Engin ve adamları burada. Hızlı olmalıyız,” dedi.
Lydia, Charlot’u uyandırmadan sakin bir şekilde hazırlanmaya başladı. Preston, tabancasını kontrol etti ve “Hazır olduğunda, hemen dışarı çıkacağız,” dedi. Lydia, “Tamam, ama dikkatli olmalıyız,” diye yanıtladı.
Karşılaşma
Preston, Engin ve adamlarının ahırın kapısına doğru yaklaştığını gördü. “Hadi, şimdi!” diye fısıldadı. Hızla dışarı çıktılar. Engin, “Ne yapıyorsunuz burada?” diye bağırdı. Preston, “Seni durdurmak için buradayız,” dedi. Engin, “Beni durduramazsınız!” diye yanıtladı.
Bir çatışma başladı. Preston, Engin’in üzerine doğru koştu. Engin, “Beni durduramazsın!” diye bağırarak bıçağını çıkardı. Ama Preston, ondan önce hareket ederek Engin’in bıçağını elinden aldı. “Artık bu iş burada bitiyor,” dedi Preston.
İntikamın Kıvılcımı
Engin yere düştüğünde, Lydia, “Preston, dikkat et!” diye bağırdı. Engin, “Beni burada bırakmayacaksınız!” diye bağırarak yavaşça kalkmaya çalıştı. Ama Preston, “Hayır, bu durumu sona erdirmek zorundayız!” dedi.
Lydia, “Preston, onu öldürme! Bunu yapma!” diye haykırdı. Preston, “Ama o tehlikeli!” diye yanıtladı. Engin, “Beni burada bırakma, lütfen!” diye yalvardı. Lydia, “Preston, ona bir şans ver. Belki de değişebilir,” dedi.
Yeni Bir Başlangıç
Preston, Lydia’nın sözlerini dikkate aldı. “Tamam, ama bir daha böyle bir şey yaparsan, seni affetmem,” dedi. Engin, “Söz veriyorum, bir daha böyle bir şey yapmayacağım,” diye yanıtladı. Lydia, “Hadi, şimdi gidelim,” dedi.
Preston, Lydia ve Charlot ile birlikte dışarı çıktılar. Engin, “Size zarar vermeyeceğim. Sadece gitmek istiyorum,” dedi. Preston, “Tamam, ama buradan uzaklaşmalısın,” diye yanıtladı. Engin, “Söz veriyorum, bir daha dönmeyeceğim,” dedi.
Gelecek Umutla Dolu
Preston, Lydia ve Charlot, Engin’in tehditlerinden kurtulmuşlardı. “Artık güvendeyiz,” dedi Lydia. Preston, “Evet, ama bu durumu unutmamalıyız. Her zaman dikkatli olmalıyız,” diye yanıtladı. Lydia, “Evet, ama artık birlikteyiz,” dedi.
Zaman geçtikçe, Preston, Lydia ve Charlot, geçmişin yüklerini geride bırakmayı başardılar. Lydia, artık sadece bir kadın değil, aynı zamanda bir savaşçı olarak da kendini ifade edebiliyordu. “Artık geleceğe umutla bakabilirim,” dedi. “Bu mücadele sadece benim değil, hepimizin mücadelesi,” diye ekledi.
Sonuç
Preston, Lydia ve Charlot, birlikte bir aile oldular. Geçmişin yüklerini taşımaya devam etseler de, artık birlikteydiler. Preston, “Artık korkmuyorum. Birlikteyiz,” dedi. Lydia, “Evet, her şey yolunda olacak. Birlikteyiz,” dedi.
Ve böylece, Preston, Lydia ve Charlot, geçmişin izlerini silerek yeni bir hayata adım attılar. Artık korku yoktu, sadece sevgi ve güven vardı. Preston, hayatının bu yeni döneminde, sadece bir çiftçi değil, aynı zamanda bir aile reisi olarak da kendini ifade edebiliyordu.
News
Sessiz Kadın – Bıçaklı Dehşeti Gördü – Tek Hamlede Yere Serince Gerçek Ortaya Çıktı
Sessiz Kadın – Bıçaklı Dehşeti Gördü – Tek Hamlede Yere Serince Gerçek Ortaya Çıktı . . “Sessiz Kadın – Bıçaklı…
Bir kondüktör yaşlı bir adamı trenden itiyor… Sonrasında olanlar her şeyi değiştiriyor…
Bir kondüktör yaşlı bir adamı trenden itiyor… Sonrasında olanlar her şeyi değiştiriyor… . . “Bir Kondüktör Yaşlı Bir Adamı Trenden…
PART 2“धर्मेंद्र के अंतिम संस्कार में हेमा मालिनी के साथ हुई ज़्यादती! 10 मिनट में निकाल दिया गया बाहर? शॉकिंग बिग अपडेट! 💔”
दर्द के बाद की उम्मीद: क्या देओल परिवार में कभी आएगा मेल? मुंबई, 26 नवंबर: धर्मेंद्र जी के अंतिम संस्कार…
PART 2-“धर्मेंद्र की मौत के बाद आधी रात को सलमान खान के घर क्यों पहुँचीं हेमा मालिनी? 🤫 सामने आया चौंकाने वाला सच! 🚨”
सलमान खान की पहल: क्या देओल परिवार में सुलह हो पाएगी? मुंबई, 26 नवंबर: धर्मेंद्र जी के निधन के बाद…
PART 2 – “शॉकिंग खुलासा: धर्मेंद्र अपनी डायरी में किसे लिखते थे ‘मेरा पहला और आखिरी प्यार’? नाम जानकर आप चौंक जाएंगे! 💔”
देओल परिवार की ऐतिहासिक मुलाक़ात: क्या 40 साल पुराना बँटवारा खत्म हुआ? मुंबई, 25 नवंबर: देओल मैंशन में उस सुबह…
Bir amiral 1.000 askerin önünde ona yumruk attı – o da intikam olarak onu vurdu.
Bir amiral 1.000 askerin önünde ona yumruk attı – o da intikam olarak onu vurdu. . . “Anne, Kurtar Onu!”…
End of content
No more pages to load






