ÇOCUK KAYBOLMUŞ YAŞLI KADINA SIĞINAK VERDİ… VE ERTESİ GÜN İNANILMAZ BİR ŞEY OLDU

.
.

KAYBOLMUŞ KALPLERİN YOLU

1. Bölüm: Fırtına Altında

Bolu’nun dağlarında, yağmurlu bir akşamda, 73 yaşındaki Umut Hanım, kızı Fatma’yı aramak için cesaretini toplamış, ıssız toprak yolda kaybolmuştu. Yağmur, yaşlı kadının saçlarını ve giysilerini sırılsıklam etmiş, ayakları çamura gömülmüş halde, bir çiftlik arıyordu. Saatlerce yürümüş, nefesi kesilmişti. Karanlık ve soğuk, yalnızlığını daha da derinleştiriyordu.

Tam umudunu kaybetmek üzereyken, uzakta küçük bir ahşap kulübenin ışığını gördü. Kulübenin önünde, 5 yaşındaki Deniz tek başına yaşıyordu. Dedesi Kemal sabah erkenden çalışmaya gitmiş, akşam dönmek üzereydi. Deniz, dışarıdan gelen inlemeleri duyunca hiç tereddüt etmeden kapıyı açtı. Kapıda, dizlerinin üstünde titreyen yaşlı bir kadın buldu.

“Aman tanrım, hanımefendi iyi misiniz?” diye sordu Deniz, saf bir endişeyle. Umut Hanım, kelimeleri bulmakta zorlandı, sadece başını olumsuzca salladı. Deniz onu içeri çekti, eski ama temiz bir battaniyeyle sardı ve sıcak bir kase su getirdi.

Kulübe basitti; iki küçük oda, koyu renkli ahşap mobilyalar, sönmüş bir şömine ve fasulye kokusu… Deniz, Umut Hanım’ı sandalyeye oturttu, ona yemek ikram etti. “Dedem her zaman yemeğin paylaşıldığında bitmeyeceğini söyler,” dedi. Umut Hanım, uzun zamandır böyle bir iyilik görmemişti. Titreyen elleriyle yemeği yedi, gözlerinden yaşlar aktı.

2. Bölüm: Kayıp ve Arayış

Umut Hanım, “Ailen nerede evladım?” diye sordu. Deniz, “Dedem sabah çiftliğe gitti, gece döner. Annem ben çok küçükken gitti, dedem bana bakıyor,” dedi. Babasını hiç tanımamıştı. Umut Hanım’ın kalbi sızladı; bu kadar küçük bir çocuğun yalnızlığı ona dokundu.

Deniz, “Sobayı yakmamı ister misiniz?” dedi. Küçük yaşına rağmen becerikliydi, ateşi yakıp ortamı ısıttı. Umut Hanım, çocuğun olgunluğuna hayran kaldı. Annesinin yokluğu hakkında konuşurkenki kabullenişi, kendi yaptığı hataları ona hatırlattı. Kendi kızı Fatma’yı, öfke ve gurur yüzünden evden kovmuştu. Acaba Fatma da geride bir çocuk bırakmış mıydı?

Deniz, “Dedem çok iyi bir insandır. Herkese iyi davranmayı öğretti. Gençliğinde çok güzel bir kıza aşık olmuş ama ailesi fakir olduğu için kavga çıkmış,” dedi. Umut Hanım’ın sırtından bir ürperti geçti. Anlatılan hikaye tanıdık geliyordu.

“Dedemin adı ne?” diye sordu Umut Hanım, endişeyle. “Kemal Yılmaz,” dedi Deniz. Umut Hanım’ın dünyası başına yıkıldı. Kızı Fatma’nın aşık olduğu Kemal’in evindeydi. Oğluna hor baktığı, ailesinin parası için kızından faydalanmakla suçladığı adamın yanında…

3. Bölüm: Yüzleşme

O anda kapı açıldı, Kemal yağmurluğuyla içeri girdi. Deniz, “Büyük baba, Umut Hanım yağmurda kaybolmuştu, onu içeri aldım. Sizi çok eskiden tanıdığını söyledi,” dedi. Kemal, Umut Hanım’ı tanıdı; Fatma’nın annesi, mutluluğunu yok eden kadın…

“Burada ne yapıyorsun Umut?” diye sordu Kemal. Umut Hanım, “Birini arıyordum…” dedi. “Fatma,” dedi Kemal. Umut Hanım, “Bizim kızımız,” diyerek gerçeği itiraf etti.

Deniz, “Siz benim büyükannem misiniz?” diye sordu. Umut Hanım, gözyaşları içinde, “Evet meleğim, ben senin büyükannenim,” dedi. Deniz koşarak ona sarıldı. Kemal, yılların acısını ve kırgınlığını hissetti.

Fatma’nın nerede olduğunu sordular. Kemal, “Fatma 5 yıl önce gitti, deniz doğduktan kısa süre sonra. Bir sabah sadece denizin bizimle daha iyi olacağını söyleyen bir mektup bırakarak ortadan kayboldu,” dedi. Umut Hanım, kızıyla buluşma hayali kurarken, onun da kendi ailesini terk ettiğini öğrendi.

Kemal, Fatma’nın bıraktığı mektubu gösterdi. Fatma, “Denizin istikrar ve koşulsuz sevgi sunabilecek bir aileye ihtiyacı var. Şu an buna muktedir değilim,” yazmıştı. Umut Hanım, kızı hamileyken ona gelmiş ama hizmetçi “Sadece para istediğini” söyleyerek buluşmayı engellemişti.

4. Bölüm: Affetmek ve İkinci Şans

Geceyi kulübede geçirmeye karar verdiler. Deniz, yatağını büyükannesine verdi, kendisi hamakta yattı. Sabah, Kemal ile Umut Hanım geçmişin acılarını konuştular. Umut Hanım, “Kızımı fakir olduğu için Kemal’le evlenmesine izin vermedim. Gururum ve önyargım yüzünden ailemi kaybettim,” dedi. Kemal, “Fatma bana geldiğinde hamileydi ama senin onu görmek istemediğini söylediler,” dedi.

İkisi de geçmişteki hatalarını itiraf etti. Kemal, “Affetmek güçlü bir kelime. Unutmak anlamına gelir mi bilmiyorum ama geçmişi geçmişte bırakmayı deneyebilirim,” dedi. Umut Hanım, “Fatma’yı bulmak için yardımına ihtiyacım var. Deniz annesini tanımayı hak ediyor,” dedi.

Deniz, büyükannesine kırsal yaşamı öğretti. Keçi sağmayı, tavuklara yem vermeyi, sebze bahçesine bakmayı… Umut Hanım, şehirdeki yalnız yaşamından vazgeçip köye taşınmayı düşündü. Kemal, “Deniz’in eğitimine karışmak yok, pahalı hediyeler yok,” dedi. Umut Hanım, “Sadece büyükanne olarak yanında olmak istiyorum,” dedi.

5. Bölüm: Fatma’yı Aramak

Özel bir dedektif tuttular. Fatma’nın son çalıştığı şehirden başlayarak iz sürdüler. Ahmet amca, “Fatma çok acı çekiyordu, kendini iyi bir anne olarak görmüyordu,” dedi. Umut Hanım, kızının sevgisiz değil, çaresizlikten gittiğini anladı.

Kemal ve Umut Hanım, Fatma’ya mektup yazmaya karar verdiler. Deniz, “Sevgili anneciğim, seni çok seviyorum ve eve dönmeni istiyorum,” dedi. Kemal, “Fatma, acı çekiyordun ama sana kin beslemiyorum. Sadece özlem duyuyorum,” yazdı. Umut Hanım, “Yaptığım hatalar için özür dilerim. Senin iyi bir seçim yaptığını şimdi görüyorum,” dedi.

Dedektif, Fatma’nın Bodrum’da bir pansiyonda çalıştığını buldu. Kemal, Bodrum’a gidip Fatma’yı buldu. Fatma, “Geri dönemem, oğlumu terk ettim,” dedi. Kemal, “Oğlunu seven ve ona bakabilecek insanlara bıraktın. Bu terk etmek değil,” dedi. Fatma, “Korkuyorum, iyi bir anne olamazsam?” diye ağladı. Kemal, “Deniz seni seviyor, seni affetmek istiyor. Bir ay bizimle kal, sonra karar ver,” dedi.

6. Bölüm: Aileye Dönüş

Fatma köye döndü. Deniz, annesini ilk kez kucakladı. Umut Hanım ve Fatma 40 yıl sonra ilk kez sarıldılar. Herkes duygulandı, geçmişin yaralarını konuşarak iyileştirmeye başladılar.

Fatma, anneliğe yeniden alışmaya çalıştı. Deniz ona banyo yaptırmayı, yemek yapmayı, bahçede çalışmayı öğretti. Kemal ve Fatma ilişkilerini yeniden inşa etti. Umut Hanım, müdahaleci olmadan destek vermeyi öğrendi.

Fatma, “Suçluluk hissediyorum, oğlumu bıraktım,” dedi. Umut Hanım, “Suçluluk bizi felç eder. Elindeki bilgilerle en iyisini yaptığını kabul et,” dedi. Fatma, “Aile ikinci şanslar demektir,” dedi Kemal.

7. Bölüm: Gerçek Aile

Aile doğal bir ritim buldu. Deniz, “Sonsuza kadar bir aile olmamızı istiyorum,” dedi. Herkes kabul etti. İki ay sonra Kemal ve Fatma köyde sade bir törenle evlendiler. Deniz sadıç oldu, Umut Hanım en yakın akraba oldu.

Fatma, “Bana ikinci bir şans verdiğiniz için teşekkür ederim,” dedi. Umut Hanım, “Aile ikinci, üçüncü şanslar demektir. Kaç kere gerekirse,” dedi. Yardım, “Ailedeki herkesin bir rolü var,” dedi. Herkes birbirine sarıldı.

8. Bölüm: Mutluluk ve Huzur

Altı ay sonra aile mutlu bir düzene kavuştu. Deniz anaokuluna başladı, Kemal sebze bahçesini büyüttü, Umut Hanım en özverili büyükanne oldu, Fatma dikiş atölyesi açtı.

Bir gün Deniz, “Baba, insanlar neden kavga ediyor?” diye sordu. Kemal, “Korkudan, sevilmemekten, hata yapmaktan,” dedi. Fatma, “Konuşunca korku gider,” dedi. Deniz, “Yanlış yapınca özür dilemek gerekir,” dedi. Herkes güldü. Deniz’in masumiyeti ve bilgeliği aileyi birleştirdi.

Akşam yemeğinde Deniz dua etti: “Tanrım, ailemi bir araya getirdiğin için teşekkür ederim. Annemin geri dönmesi, babamın bana bakması ve büyükannemin iyi olmayı öğrenmesi için teşekkür ederim.” Herkes duygulandı.

Kemal, “Biz de kaybolmuştuk ama birbirimize dönüş yolunu bulduk,” dedi. Fatma, “Aile yeniden başlamak için asla geç olmadığını gösteriyor,” dedi. Umut Hanım, “Hayat kin tutmayı bırakıp gerçekten sevmeyi öğrendiğimizde başlıyor,” dedi.

Deniz, “Hepimiz aynı anda hem öğretmen hem öğrenciyiz,” dedi. Herkes onayladı. Aile, sevgi ve affetme sayesinde huzur ve mutluluğu buldu.

.