BEBEK KÖR DOĞDU… ANCAK TEMİZLİKÇİ HİÇBİR DOKTORUN GÖREMEDİĞİ NEDENİ KEŞFETTİ

.
.

MİLYARDERİN ALERJİK BEBEĞİ HİÇ TATLI YEMEDİ… AMA DADİNİN YAPTIĞI BABAYI ŞOKE ETTİ

Bölüm 1: Fatih Hastanesi’ndeki Yıkım

Fatih Hastanesi’ndeki gerginlik neredeyse boğucuydu. Şehrin en etkili çifti, iş adamı Rıdvan Kaya ve aynı hastanede saygın bir çocuk doktoru olan eşi Dr. Fatma Kaya, yeni doğan çocukları hakkında ebeveynlerin duyabileceği en yıkıcı haberi almışlardı.

Bebek Mehmet, sadece üç aylık olmasına rağmen, doğuştan kör olduğu düşünülüyordu.

“Doktor Rıdvan, kabul etmeniz gerekiyor,” dedi Göz Hastalıkları Bölüm Başkanı Doktor Ahmet Polat. “Mümkün olan tüm testleri yaptık. Oğlunuz iki taraflı optik sinir atrofisi ile doğdu. Bu geri döndürülemez bir durum.”

“Bu olamaz!” diye Rıdvan duvara yumruğunu vurdu. “Eşim doktor, tüm doğum öncesi kontrollerini düzgünce yaptırdı. Bu nasıl mümkün olabilir?”

Dr. Ahmet sabırsızca iç çekti. “Bay Kaya, bazen bu tür şeyler sadece olur. Kimse suçlu değil. Şimdi önemli olan yeni gerçekliğe uyum sağlamak için yardım aramanız.”

Yakınlarda yerleri ovuşturan temizlik görevlisi Melek Yılmaz, sessizce başını kaldırdı. O acı ifadesini tanıyordu; yıllar önce kendi çocuğunu kaybetmişti.

Rıdvan, oğlunun olduğu odaya doğru ilerlerken, Melek de dürtüsel olarak onu takip etti. Odanın aralık kapısından, Rıdvan’ın oğluna sevgi dolu sözler fısıldadığını gördü.

Bölüm 2: Işığa Tepki ve Gözardı Edilen Bilgi

Melek sessizce odaya girdi. Pencereleri temizliyormuş gibi yaparak. İşte o zaman onu anında durduran bir şey oldu. Öğleden sonra güneşi perdelerden süzüldü ve camda altın bir yansıma oluşturdu.

Çok kısa bir an için, bebek Mehmet gözlerini açtı ve başını ışığa doğru çevirdi.

“Efendim,” diye fısıldadı. Ancak Rıdvan sırtı dönük, telefonuyla uğraşıyordu.

Melek beşiğe yaklaştı ve temizlik arabasındaki metal bir nesneyle hareketi tekrarlayarak başka bir yansıma yarattı. Yine birkaç saniyeliğine, bebeğin küçük gözleri açıldı ve parıltıyı takip ediyor gibiydi.

“Aman tanrım!” diye kendi kendine mırıldandı.

Rıdvan sesini duyunca döndü. “Burada birinin olduğunu bilmiyordum. Siz hemşire misiniz?”

“Ben temizlikçiyim, efendim. Adım Melek. Ben az önce garip bir şey gördüm. Bebek ışığa tepki verdi, efendim.“

Rıdvan’ın ifadesi anında kapandı. “Yanılıyor olmalısınız. Doktorlar açıktı. Oğlum kör.”

“Ne gördüğümü biliyorum, efendim. İki kez oldu. Fakat buraya gelmeden önce uzun yıllar bir göz kliniğinde çalıştım. Bir çocuğun görme refleksleri olduğunu, çok ince olsalar bile tanıyabilirim.”

Dr. Ahmet odaya girdi ve Melek’i sertçe azarladı. “Bay Kaya, bu hayallere kulak asmayın. Oğlunuz en iyi uzmanlar tarafından muayene edildi. Teşhis kesindir.”

Melek mahcup bir şekilde odadan çıktı, ancak içinde gördüğüne inanmayı reddeden bir şey vardı.

O akşam, Rıdvan’ın yemek yemeye çıktığı bir anda Melek odaya geri döndü. Cebinden küçük bir el feneri çıkardı ve bebekten uzakta yaktı. Anında Mehmet’in minik gözleri açıldı ve feneri yavaşça hareket ettirdiğinde ışığı takip etti.

“Biliyordum!” diye sessizce haykırdı.

Konuşmanın son kısmını duymuş olan Rıdvan içeri girdi. “Geçici sorunlar mı dediniz?”

Melek gergince açıkladı: “Çalıştığım klinikte 15 yılda üç böyle vaka gördüm. Teşhis edilmemiş enfeksiyonlar, ilaç reaksiyonları, hatta doğumhanede kullanılan temizlik kimyasalları, optik sinir iltihaplarına neden olabilir.”

Rıdvan’ın aklına bir şey geldi. “Doğum! Fatma, Mehmet doğduğunda dezenfektanın keskin kokusundan şikayet etmişti.”

Melek, Rıdvan’a Ankara’daki eski patronu, Doktor Emre Solmaz‘ı aramasını önerdi.

Bölüm 3: Ankara’da İkinci Görüş ve Gerçek Teşhis

Rıdvan, tüm testlerle birlikte Mehmet’i alarak Ankara’ya doğru yola çıktı. Doktor Emre Solmaz, Melek’i görünce sevindi. “Melek’in çocuk göz hastalıklarında olağanüstü bir klinik gözü var.”

Doktor Emre, Mehmet’i daha modern ekipmanlarla muayene etti. İki gün sonra sonuçlar geldi: “Bu bebek kör değil.”

Rıdvan rahatlamadan neredeyse bayılıyordu. “O zaman neyi var, doktor?”

“Görünüşe göre kimyasal zehirlenmeden kaynaklanan optik sinirlerde iltihaplanma,” diye açıkladı Doktor Emre. “Muhtemelen doğum sırasında veya hemen sonrasında olmuş. Genellikle çok agresif veya yanlış uygulanan hastane temizlik ürünlerinden kaynaklanır. Tedavi işe yararsa bir ay içinde görüşü neredeyse tamamen normale dönecek.”

Rıdvan İstanbul’a döndüğünde, doğruca Fatih Hastanesi’ne giderek Dr. Ahmet ile yüzleşti. Yanında tüm yeni tıbbi raporları ve tanık olarak Melek’i götürdü.

“Doktor Ahmet, oğlum kör değil. Kimyasal zehirlenmeden kaynaklanan bir iltihabı var. Sizin testleriniz yanlış çıktı ve eğer bu çalışanın (Melek’i işaret etti) gözlemi olmasaydı, oğlum görme yetisini tamamen kaybedebilirdi.”

Rıdvan, doğum servisinde kullanılan ürünleri araştırmak için uzmanlar tuttu. Mehmet’in doğduğu hafta yeni bir dezenfektanın kullanıma girdiğini keşfettiler. Ürün, bebek odalarında kullanım için uygun şekilde test edilmemişti.

“Çalışanlar ürünün tehlikeli olduğunu fark etmiş ve kimse onları dinlememiş mi?” diye öfkelendi Melek.

Rıdvan, Melek’e döndü. “Melek, benimle çalışmanı istiyorum. Şirketimde bir Hastane Kalite ve Güvenlik Departmanı kuracağım. Seni süpervizör olarak istiyorum. İşin, hastanelere, görevleri ne olursa olsun tüm çalışanları dinlemenin önemini öğretmek olacak.”

Bölüm 4: İnsaniyet Protokolü ve Yeni Kariyer

Melek, hiç hayal etmediği bir fırsattı bu. Rıdvan, “Maaşınız, burada aldığınızın üç katı olacak, üstelik aileniz için tam kapsamlı sağlık sigortasıyla birlikte,” dedi.

Bir hafta sonra Mehmet’in görüşünde belirgin iyileşme belirtileri görüldü; renkli ışıklara tepki veriyor ve tanıdık yüzleri gördüğünde gülümsüyordu. İki hafta içinde, doktorlar görüşünün tamamen normale döneceğini doğruladı.

Rıdvan, eşi Fatma’yı (hala psikiyatri servisindeydi) ziyaret etti ve Mehmet’in iyileşmesini gösteren videoları açtı. “Mehmet kör değil, Fatma. Teşhis hatasıydı.” Fatma, inanamayarak videoları izledi ve sevinç gözyaşlarına boğuldu.

Melek, Rıdvan’ın şirketinde yeni işine başladı. İlk görevi, tüm seviyelerdeki çalışanların gözlemlerinin belgelenmesi ve çok disiplinli bir ekip tarafından analiz edilmesi için bir protokol geliştirmekti. Fatma, “Brezilya’da tıbbı değiştiriyorsun,” dedi Melek’e. “Teşhis sürecini demokratikleştiriyorsun.”

Bir yıl sonra, Melek, Hastane Yönetimi bölümünden sınıfının en iyi notlarıyla mezun oldu. Rıdvan ona diplomayı uzatarak, “Artık resmileşti. Resmi olarak bir hastane yöneticisisiniz,” dedi.

Melek, ulusal kongrede bir konuşma yaptı. “Bakımın ön saflarında yer alanların seslerini görmezden geldiğimizde, sorunları trajediye dönüşmeden önce tespit etmek için değerli fırsatları kaybediyoruz,” dedi. Konuşmanın sonunda, tüm devlet hastanelerinde aktif dinleme protokollerinin uygulanmasını zorunlu kılan bir yasa tasarısı önerildi.

Bölüm 5: Işığın Mirası

Beş yıl sonra, Cebrail Mehmet Projesi (Melek’in kaybettiği oğlu Cebrail ve Rıdvan’ın oğlu Mehmet’in anısına) 1000’den fazla Türk hastanesinde uygulanıyordu. Melek’in geliştirdiği program sayesinde 500’den fazla çocuğun hayatı kurtarıldı veya komplikasyonlar önlendi.

8 yaşındaki Mehmet, olağanüstü bir çocuk olmuştu. Bir gün Melek’e, “Melek teyze,” dedi, “Doktorlar benim göremediğimi söylediğinde neden benden vazgeçmedin?”

Melek ona cevap vermek için eğildi. “Çünkü ben sadece gözlerimle değil, kalbimle de baktım.”

Mehmet devam etti: “Ben doktor olduğumda, çocukların söylediklerini her zaman dinleyeceğim.”

Melek, bu hikayenin sadece bir aileyi değil, yüzlerce sağlık kuruluşunu ve binlerce hayatı etkileyen bir olaylar zincirini nasıl tetiklediğini biliyordu. Bir temizlik görevlisinin dikkatli gözlemi, bilgeliğin yalnızca diplomalarda olmadığını ve insanlar birbirlerine bakma ortak amacıyla bir araya geldiğinde günlük mucizelerin gerçekleşebileceğini kanıtlamıştı.

Mehmet, 12 yaşına geldiğinde, uluslararası tıp etkinliklerine davet edilen, doktor olma kararlılığını koruyan, empati sahibi bir genç olmuştu.

Bir gün, Mehmet, Meryem Nur’a (arkadaşı) dedi: “Bazen hastanede bir çocuğa yardım ederken, Cebrail’in benimle olduğunu hissediyorum. Sanki bana yardım etmek için o da yardım ediyor gibi.”

Melek, ona bakarken duygulandı. “Sen sadece Mehmet’in görme yetisini kurtarmadın. Hayata bakış açımızı dönüştürdün.” Rıdvan ise, “Eskiden başarıyı sadece finansal karla ölçerdim. Bugün kaç hayata olumlu dokunabildiğimizle ölçüyorum,” diye ekledi.

Melek, bir temizlik görevlisi olarak hayatını değiştiren o küçücük varlığı kucaklarken, sıradan bir gözlemin yalnızca bir aileyi değil, tüm Türkiye’deki sağlık sistemini nasıl daha insancıl bir hale getirdiğini biliyordu. Büyük değişimlerin küçük gözlemlerden doğabileceğinin en canlı kanıtıydı bu.

.