Engin Akyürek: Tuba Büyüküstün Me Dio El Regalo Más Especial de Mi Vida.

.
.
.

ENGİN AKYÜREK: “TUBA BÜYÜKÜSTÜN BANA HAYATIMIN EN ÖZEL HEDİYESİNİ VERDİ”

Engin Akyürek could not contain the tears while putting his hand on Tuba's  belly. - YouTube


Türk dizi ve sinema dünyasının sevilen iki ismi Engin Akyürek ve Tuba Büyüküstün, sadece oyunculuk performanslarıyla değil, aralarındaki gizemli bağla da gündemden düşmüyor. Son zamanlarda, Engin Akyürek’in yaptığı samimi bir itiraf magazin dünyasını adeta sarstı: “Tuba bana hayatımın en özel hediyesini verdi.” Bu sözler, sadece bir jestin ötesinde derin bir duygusal paylaşımın da işareti olabilir mi?


Bir Hediye, Bir Duygusal Bağ

Aylarca süren söylentilerin ardından, Engin Akyürek’in bir dergiye verdiği röportaj, herkesin dikkatini bir kez daha bu ikiliye çekti. Ünlü oyuncu, alışık olmadığımız bir açıklıkla konuştu:
“Şimdiye kadar bu kadar anlamlı ve içten bir şey almamıştım. Tuba o hediye ile ruhuma dokundu.”

Hayranlarını şaşkınlığa uğratan bu açıklama, sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. #EnginTuba, #ÖzelHediye ve #GerçekBağ gibi etiketler kısa sürede Türkiye ve diğer bazı ülkelerde trend oldu. Peki, bu hediye tam olarak neydi?


Tuba’dan El Yapımı Bir Defter

Yakın kaynaklara göre, Akyürek ve Büyüküstün’ün birlikte rol aldıkları bir dizi çekimi sırasında, Tuba ona kendi elleriyle yaptığı bir defter hediye etti. Bu özel defterde, aylar boyunca yazdığı düşünceler, ortak anılar, çizimler ve belki de sadece Engin’e hitap eden satırlar yer alıyordu.

Engin bu hediyeyi şöyle tanımlıyor:
“Bu maddi bir şey değil. Bu, onun ruhunun bir parçasıydı.”
Bu sözler, hediyenin fiziksel değerinden çok, taşıdığı duygusal yoğunluğun altını çiziyordu.


Tuba Büyüküstün’ün Sessiz Kabulü

Tuba Büyüküstün ise İstanbul’daki bir etkinlikte gazetecilerin konuyla ilgili sorularını sessiz bir gülümsemeyle karşıladı. Ünlü oyuncu, “Birine gerçekten bağlandığınızda, kelimeler kendiliğinden dökülür. Yazdıklarım sadece ona ait,” diyerek, bu jesti dolaylı yoldan onayladı.


Kamera Arkasındaki Kimya

Engin ve Tuba’nın arasındaki enerji, daha önce birlikte rol aldıkları “Kara Para Aşk” dizisinden beri konuşuluyordu. İzleyiciler, ekran önündeki uyumlarının ötesinde gerçek hayatta da özel bir bağları olabileceğini uzun süredir düşünüyordu. Ancak bugüne kadar romantik bir ilişki hiçbir zaman açıkça doğrulanmamıştı.

Engin’in son röportajı bu sessizliği bozmuş gibi görünüyor. Ünlü oyuncu, “Bu hediye bana insan ilişkilerinin gerçek anlamını, küçük ama değerli jestlerin gücünü yeniden hatırlattı,” sözleriyle adeta bir duygusal yeniden doğuş yaşadığını ifade etti.

Engin Akyürek: Tuba Büyüküstün Me Dio El Regalo Más Especial de Mi Vida. -  YouTube

Hayranlar Harekete Geçti

Sosyal medya platformlarında hayranlar, Tuba’nın Engin’e verdiği defterin kendi versiyonlarını yapmaya başladı. Kimileri içine şiirler, kimileri hayali anılar yazdı. Hatta bazıları, “Eğer Tuba yazdıysa, biz de hayal edebiliriz,” diyerek defterin içine neler yazılmış olabileceğini tahmin etti.

Bir hayran tarafından gizlice çekilen ve Engin’in çekim arasında elinde deftere bakarken görüntülendiği bir fotoğraf, binlerce kez paylaşıldı. Fotoğrafta Engin’in yüzündeki huzurlu ve dalgın ifade, hayranlara göre “yazılanların ötesinde anılar ve sessizlikler” içeriyordu.


Meslektaşlardan Yorumlar

İsimlerini vermek istemeyen bazı sektör arkadaşları da bu özel bağ hakkında yorum yaptı. Bir kadın oyuncu, bir radyo programında şu sözleriyle dikkat çekti:
“Engin ve Tuba’nın arasında her zaman özel bir şey vardı. Hiçbir zaman bir şey söylemelerine gerek olmadı. Bakışları, setlerdeki uyumları… Ortada farklı bir bağ var.”

Bu ifadeler, sadece geçmişe değil, belki de şu anda yaşanan özel bir yakınlaşmaya da işaret ediyor olabilir.


Medya ve Kamuoyunun Tepkisi

Türk basını, Engin’in sözlerini manşetlere taşıdı. Bazı magazin siteleri, bu “hediye”nin yeni bir dönemin başlangıcı olabileceğini öne sürdü. İddialara göre, defterden sonra ikili daha sık görüşmeye başladı. Cihangir’deki sessiz kafelerde, Boğaz kıyısında yapılan yürüyüşlerde birkaç kez görüntülendiler. Her ne kadar kameralardan uzak durmaya çalışsalar da, tam anlamıyla başarılı olamadılar.


İçsel Yolculuk ve Kesişen Yollar

Son yıllarda her iki oyuncu da daha içe dönük bir yaşam tarzı benimsedi. Tuba, sosyal ve çevresel projelere ağırlık verirken, Engin senaryo yazımı ve yardım kuruluşlarıyla çalışmalarına yöneldi. Bu içsel gelişim süreçlerinin, daha olgun ve samimi bir yakınlaşmaya zemin hazırladığı düşünülüyor.


Bir Defterden Fazlası

Hikâyenin belki de en çarpıcı yönü, bu defterin sadece bir nesne olmaması. O, bir anının, bir sessizliğin, bir anlamın taşıyıcısı. Saint-Exupéry’nin “Küçük Prens” kitabında söylediği gibi: “Asıl önemli olan gözle görülmeyendir.” Tuba’nın yazdıkları, Engin’in hissettikleri, ve hayranların hayal ettikleri bu hikâyeye insanî bir boyut katıyor.


Gelecekte Ne Olacak?

Şimdi herkesin aklındaki soru şu: “Devamı gelecek mi?”
Acaba Engin ve Tuba, bu özel bağı kamuoyuyla paylaşacak mı? Yoksa bu bağlantıyı sadece kendilerine ait sessiz bir liman olarak mı tutacaklar?

Şu an için hiçbir resmi açıklama olmasa da, bu belirsizlik bile birçok insan için yeterli. Çünkü Engin ve Tuba’nın paylaştığı şeyin gerçek olduğuna dair hissiyat, doğrulamanın çok ötesinde bir etki yaratıyor.


Sonuç: Gerçek Bağlar Hâlâ Mümkün

Bu hikâye, bir magazin dedikodusundan çok daha fazlası. Yoğun medya baskısının, yüzeysel ilişkilerin ve sanal dünyaların ortasında, hâlâ anlam taşıyan bağların kurulabileceğini gösteriyor. Engin’in hediyeyle gelen farkındalığı ve Tuba’nın sessizce yazdığı satırlar, birçok kişiye umut veriyor.

Bir hayranın sözleriyle bitirelim:
“Birlikte olup olmadıkları önemli değil. Paylaştıkları şey gerçekti. Ve bu dünyada, bu zaten çok şey demek.”

play video: