KIZINI KÖRKÖRÜNE ÇEVIREN ŞEYİ BİLİYORUM! – MİLYONER DİLENCİ KIZLA ALAY EDİYOR, O BİR ŞEY AÇIKLA…

.
.

Kemal ve Aylin: Kayıp ve Yeniden Doğuş

Kemal Soylu, İstanbul’un ünlü Emirgan Korusu’nda, 8 yaşındaki kızı Defne’nin tekerlekli sandalyesini iterek yürüyordu. Bahar aylarının getirdiği güzellik, parkı rengarenk çiçeklerle süslerken, Defne’nin 4 ay önce kaybettiği görme yeteneği, Kemal’in kalbinde derin bir acı yaratıyordu. Doktorlar, durumu geri döndürülemez olarak tanımlamışlardı ama Kemal, bu gerçeği kabul etmeyi reddediyordu.

“Baba, kuşların sesini duyuyor musun?” diye sordu Defne, küçük ellerini kucağında birleştirerek. “Sanki hepsi bana şarkı söylüyor.” Kemal, kızının parlak sarı saçlarını okşayarak, “Evet canım, duyuyorum,” dedi. Ancak içindeki sıkıntı, her geçen gün daha da büyüyordu. Türkiye’nin en zengin iş adamlarından biri olan Kemal, servetini bir kenara bırakmış, kızının gözlerindeki ışığı geri getirmek için çaresizlik içinde çırpınıyordu.

Bir Dilenci Kız

Bir gün parkta yürürken, yırtık kıyafetler giymiş küçük bir kız, yanlarına yaklaştı. 10 yaşındaki bu dilenci, elinde birkaç paket mendil tutarak, “Beyefendi, mendil almak ister misiniz?” diye sordu. Kemal, sinirle yanıtladı: “Hayır, istemiyorum. Lütfen bizi rahatsız etme.” Kız geri çekilmedi; sadece Kemal’e dik dik baktı. “Kızınızın neden görmediğini biliyorum,” dedi. Kemal, bu cümle karşısında donakaldı. “Ne saçmalıyorsun sen?” diye bağırdı.

Küçük kız, “Kızınızı kör eden şeyleri biliyorum,” dedi. Kemal, öfkeyle yüzünü çevirirken, içindeki korku büyüyordu. Kızın söyledikleri, onun saklamaya çalıştığı karanlık bir sırrı ortaya çıkarma tehdidi taşıyordu. “Bunlar tıbbi bir durum. En iyi doktorlar bile bunu çözemez,” dedi Kemal, ama içindeki korku gitgide büyüyordu.

Gerçekle Yüzleşme

Aylin, dilenci kız, “Saf yaşam limonata serinizdeki mikroorganizmalar, sinir sistemine saldırıyor ve görme sinirlerine kalıcı hasar veriyor,” dedi. Kemal, bu cümlelerin ağırlığı altında ezildi. Kendi şirketinin ürünleri, kendi kızının körlüğünün sebebi olabilir miydi? İçindeki suçluluk duygusu, onu derin bir karanlığa sürüklüyordu.

“Baba, iyi misin?” diye sordu Defne. Kemal, kızına dönmeden önce Aylin’e baktı. “Hiçbir şey tatlım. Sadece iş konuşması.” Ama içindeki acı, her geçen gün daha da büyüyordu. O an, Aylin’in ona yardım etme isteğiyle dolu gözlerini gördüğünde, bir umut ışığı belirdi. Belki de bu küçük kız, ona gerçekleri gösterip, kızını kurtarabilirdi.

Umut Işığı

Günler geçtikçe, Kemal, Aylin’in söylediklerini düşünmeye başladı. Onun bilgisi ve cesareti, Kemal’in içindeki umudu yeniden yeşertti. Aylin, her gün Defne’ye çayını veriyor, kızının gözlerindeki ışığı geri getirmek için çalışıyordu. Kemal, Aylin’in formülünü öğrenmek ve onunla birlikte çalışmak için harekete geçti.

Bir gün, Aylin’in yanına gittiğinde, “Bana bu bitkilerin nasıl toplandığını ve nasıl işlendiğini öğret,” dedi. Aylin gülümseyerek, “Elbette, ama bu sadece bir başlangıç. Senin de bu yolda yürümeye hazır olman gerekiyor,” dedi. Kemal, Aylin’in bilgisine hayran kaldı ve ona güvenmeye başladı.

Zorlu Yolculuk

Kemal, Aylin ile birlikte Türkiye’nin dört bir yanına dağıldı. Karadeniz’in dağlarında, Ege’nin kıyılarında, Anadolu’nun ovalarında nadir bitkileri toplamak için çalıştılar. Her seferinde, Defne’nin gözlerindeki ışığı geri getirmek için daha fazla umut buldular. Zamanla, Defne’nin durumu da iyileşmeye başladı. Her gün biraz daha fazla şey görmeye başladı.

Bir gün, Defne, “Baba, bugün rüyamda renkleri gördüm,” dedi. Kemal’in kalbi hızla çarptı. “Gerçekten mi?” diye sordu. “Evet, çok güzel bir ışık vardı. Sanki her şey parlıyordu.” Kemal, bu umut verici haberi Aylin’e iletti. Aylin, “Bu harika bir işaret,” dedi. “Demek ki iyileşme süreci başlıyor.”

Yeni Bir Başlangıç

Kemal, Aylin ile birlikte her gün yeni tedavi yöntemleri ve bitki toplama teknikleri üzerinde çalışıyordu. Defne, her geçen gün daha fazla şey görmeye başlıyordu. Bir gün, Aylin, “Bugün büyük bir gün,” dedi. “Priya ve ailesi buraya gelecek. Onlara da çayımızı deneteceğiz.” Kemal, heyecanla, “Evet, bu harika olacak,” dedi.

Priya, Nepal’den gelen bir çocuktu. Doğuştan görme engelli olan Priya, Aylin’in formülüyle tedavi edilmeyi bekliyordu. Priya’nın ailesi, Kemal ve Aylin ile birlikte umut dolu bir gün geçirdi. Priya, çayı içtikten sonra, “Baba, ben de görebilecek miyim?” diye sordu. Kemal, “Evet, her şey mümkün,” dedi.

Gerçekler Ortaya Çıkıyor

Kemal, Aylin ile birlikte tüm tedavi sürecini izlerken, bir gün Aylin’in geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmek istedi. “Aylin, sen kimsin?” diye sordu. Aylin, “Ben sadece yardım etmeye çalışan biriyim,” dedi. “Ama geçmişim karmaşık.” Kemal, Aylin’in hikayesini dinlemek istiyordu ama Aylin, “Şu anda önemli olan Defne ve diğer çocuklar,” dedi.

Kemal, Aylin’in sırlarını zorlamamaya karar verdi. Önemli olan, Defne’nin iyileşmesiydi. Günler geçtikçe, Aylin’in formülü sayesinde birçok çocuk iyileşmeye başladı. Kemal, Aylin ile birlikte yeni projeler geliştirmeye başladı. Her gün yeni umutlar, yeni başlangıçlar getiriyordu.

Yeni Bir Aile

Bir gün, Kemal, Aylin’in kaybolduğunu fark etti. “Aylin, nereye gittin?” diye sordu. Aylin, “Ben sadece biraz hava almaya çıktım,” dedi. Kemal, “Ama seni endişeyle aradım,” dedi. Aylin, “Endişelenme, ben iyiyim,” dedi ve gülümsedi. Kemal, Aylin’in yanında olmanın verdiği huzuru hissetti.

Bir akşam, Aylin, “Bugün seninle birlikte başka bir yere gitmek istiyorum,” dedi. Kemal, “Nereye?” diye sordu. “Kasımpaşa’ya,” dedi Aylin. Kemal, “Ama orası tehlikeli,” dedi. Aylin, “Beni takip et,” dedi. Kemal, Aylin’in peşinden gitti ve kendilerini bir dizi dar sokakta buldular.

Sonuç

Kemal, Aylin’in peşinden giderken, “Neden buraya geldik?” diye sordu. Aylin, “Burada başka çocuklar var,” dedi. Kemal, “Gerçekten mi?” diye sordu. Aylin, “Evet, onlara da yardım etmeliyiz,” dedi. Kemal, Aylin’in kararlılığına hayran kaldı. “Tamam, onlara yardım edeceğiz,” dedi.

Aylin, Kemal’in elini tuttu ve “Birlikte her şeyi başarabiliriz,” dedi. Kemal, Aylin’in gözlerinde parlayan ışığı gördü. “Evet, birlikte her şeyi başarabiliriz,” dedi. Ve o günden sonra, Kemal ve Aylin, birlikte birçok çocuğa umut ve şifa getirmeye devam ettiler. Kemal, artık sadece bir iş adamı değil, aynı zamanda bir kahramandı.

.