Bir milyarder, gerçek aşkı bulmak için basit bir temizlikçi gibi davranır.

.

.

Gerçek Aşkın Bedeli

1. Bölüm: Maskelerin Ardında

Abidjan’ın göbeğinde, Batı Afrika’nın en büyük şirketlerinden biri olan Guiltech Endüstri, gökdelenleriyle göğe meydan okurcasına yükseliyordu. Şirket, akıllı enerji teknolojileri ve ev otomasyon cihazlarıyla milyarlarca franklık bir dev haline gelmişti. Camları parıldayan, zemini cilalı, yüzlerce üniformalı çalışanı olan bu binanın ardında, yalnızca bir kişinin bildiği büyük bir sır saklıydı.

O kişi, şirketin gerçek sahibi olan Benoît Quassy idi. Henüz otuz yaşındaydı ve ülkenin en genç milyarderlerinden biriydi. Ama kimse onun gerçek yüzünü bilmiyordu. Yıllardır medyadan uzak duruyor, hiçbir röportaj vermiyor, fotoğraf bile çektirmiyordu. Çünkü geçmişte yaşadığı hayal kırıklıkları onu derinden yaralamıştı: Karşısına çıkan kadınların hepsi ya servetine ya şöhretine âşıktı. Hiçbiri onun gerçek kalbine dokunmamıştı.

Bir gün, en yakın dostu ve asistanı Henry’ye, “Gerçekten sevilebilmek için her şeyimi bırakıp sıradan bir temizlikçi gibi yaşayacağım. Eğer biri beni en dipteyken severse, zirvedeyken de yanımda olmayı hak eder,” dedi. Henry şaşkınlıkla, “Gerçekten yerleri mi sileceksin patron?” diye sordu. Benoît gülümsedi: “Evet, tam da bu yüzden bunu yapmalıyım.”

Ertesi sabah, saçlarını kısacık kestirdi, ucuz ve bol kıyafetler giydi, yüzünü hafifçe koyulaştırdı, yaşlı gösterdi. Artık Benoît Quassy yoktu; yerine Jean adında yeni bir temizlikçi doğmuştu.

Şirketin arka kapısından içeri girdi. Güvenlik görevlisi ona şüpheyle baktı. “Ne için geldin?” diye sordu. “Yeni temizlikçiyim,” dedi Jean kalınlaştırdığı sesiyle. Görevli, kartını kontrol etti ve “İçeri gir, temizlik şefine görün,” dedi.

Jean, temizlik ofisine gitti. Sorumlu kadın, “Madam Grâce” yazılı yaka kartıyla başını kaldırdı. “Yeni misin?” dedi soğukça. “Evet, adım Jean.” Kadın başını bile kaldırmadan görev alanını söyledi: “Zemin kat koridor, giriş holü, tuvaletler. Malzemeler depoda. Hemen başla.”

Jean, temizlik arabasını aldı, eldivenlerini giydi ve ilk mesaisine başladı. Tuvaletler pis, zemin toz içindeydi. Diz çöküp ovdu, paspasladı, elleri yanmaya başladı ama hiç şikâyet etmedi. Her sabah erkenden gelip işini yaptı, etrafını gözlemledi. Çalışanların çoğu onu görmezden geliyor, bazıları selam bile vermiyordu.

Un milliardaire se fait passer pour un simple agent de nettoyage pour  trouver le vrai amour.

2. Bölüm: Aïcha

Bir gün öğle arasında, personel kafeteryasında köşede yalnız oturan bir kadın dikkatini çekti. Kadının ayakkabıları eski, çantası yıpranmıştı. Ama yanındaki yaşlı temizlikçiye gülümsedi, ona suyundan ikram etti. Bu küçük iyilik Jean’ın kalbine dokundu.

Kadının adı Aïcha’ydı. Bilgi işlem departmanında genç bir asistandı. Sessiz, nazik, işine odaklıydı. Dedikodulardan uzak durur, kimseyle gereksiz yakınlık kurmazdı. Jean yanından geçerken Aïcha başını kaldırıp gülümsedi: “Merhaba beyefendi, sizi her gün burada görüyorum. Çok çalışıyorsunuz.” Jean şaşırdı. “Teşekkür ederim, çok naziksiniz.” Aïcha içtenlikle, “Tanrı ellerinizi kutsasın,” dedi. Jean’ın içi ısındı.

O gece Jean, Henry’ye olanları anlattı. “Sanırım biriyle tanıştım. Gerçekten iyi biri. Ne rol yapıyor, ne çıkar peşinde. Onun gerçek olup olmadığını anlamak istiyorum.” Henry, “Dikkatli ol, patron,” dedi. Ama Jean kararlıydı.

Ertesi gün Jean, temizlik yaparken gözü sürekli Aïcha’daydı. Onun insanlara, özellikle de güçsüzlere nasıl davrandığını gözlemledi. Aïcha, yemeğinin yarısını yorgun bir kuryeye verdi. Jean, “O gerçekten farklı,” diye düşündü.

Bir akşam, Aïcha’nın evini uzaktan takip etti. Kadın eski, ama tertemiz bir apartmanda yaşıyordu. Arabası yoktu, her gün yürüyordu. Jean, “Bu kadın rol yapmıyor, gerçekten sade ve dürüst,” diye geçirdi içinden.

3. Bölüm: Görünmeyen Destek

Jean, Henry’den Aïcha’nın ev sahibini bulup altı aylık kirasını gizlice ödemesini istedi. Ertesi sabah, Aïcha ev sahibinden kirasının altı ay peşin ödendiğini duyunca gözyaşlarını tutamadı. Kim olduğunu bilmiyordu, sadece “Birileri seni koruyor, Tanrı’ya şükret,” dendi.

Aïcha, şirkette Jean’a rastladığında heyecanla anlattı: “Dün biri altı aylık kiramı ödedi. Kim olduğunu bilmiyorum.” Jean şaşkınlık numarası yaptı. “Belki seni seven biri vardır,” dedi. Aïcha gülümsedi: “Siz de farklısınız. Çoğu kişi temizlikçilere insan gibi davranmaz. Ama siz hep dinliyorsunuz.” Jean, “Naziklik bedava,” dedi.

O günden sonra Aïcha, Jean’a daha sıcak davranmaya başladı. Beraber yemek yediler, sohbet ettiler. Jean, onunla konuşurken kendini huzurlu hissediyordu.

4. Bölüm: Zorbalık ve Dayanışma

Şirketin genel müdürü Charles, kibirli ve çıkarcı bir adamdı. Gücünü kullanarak çalışan kadınlara yakınlaşmaya çalışıyordu. Aïcha’ya da yaklaşmaya kalktı, “Yanımda olursan hayatın değişir, maaşını üçe katlarım,” dedi. Aïcha, “Ben parayla aşk satmam,” diyerek teklifi reddetti. O günden sonra Charles, onu baskı altına aldı, işini zorlaştırdı.

Jean, Aïcha’nın yaşadıklarını öğrendiğinde öfkelendi. Charles’ın odasına gidip, “Aïcha’dan uzak dur. Bir daha yaklaşmaya kalkarsan pişman olursun,” dedi. Charles, “Sen kimsin?” diye bağırdı. Jean, “Zamanı gelince öğrenirsin,” diye cevap verdi.

O gece, Aïcha evine döndüğünde kapısında bir buket çiçek ve yeni bir telefon buldu. Kutunun üzerinde “Gizli hayranından” yazıyordu. Korktu, Jean’a anlattı. Jean, “Belki sadece seni seven biridir. İstersen birlikte polise gideriz,” dedi. Aïcha biraz rahatladı.

5. Bölüm: Terfi ve Kıskançlık

Bir sabah, Aïcha şirkette terfi aldığını öğrendi. Artık teknik asistan başıydı, lojman ve şirket aracı vardı. Sevinçle Jean’a koştu, “Terfi aldım! Hayatım değişiyor!” dedi. Jean, “Bunu hak ettin, sen çok değerlisin,” dedi.

Ancak dedikodular başladı. İnsan kaynaklarından Sheila, Aïcha’ya, “Dikkat et, Jean sana şimdi aşkını ilan ediyor çünkü artık bir şeylerin var. Erkekler fırsatçıdır,” dedi. Aïcha’nın kafası karıştı, Jean’dan uzaklaşmaya başladı.

Jean, Aïcha’nın soğuduğunu fark etti. Bir akşam cesaretini toplayıp ona duygularını açtı: “Seni seviyorum, ama sadece kalbini istiyorum, başka hiçbir şeyini değil.” Aïcha, “Zaman istiyorum, kafam karışık,” dedi. Jean, “Seni beklerim,” dedi.

6. Bölüm: Gerçek Yüzler

Bir gün, şirkete iş başvurusu yapan genç bir kadın, Mariam, Charles’ın tacizine uğradı. Charles, “Bu işi istiyorsan benimle olacaksın,” dedi. Mariam gözyaşları içinde Jean’a anlattı. Jean, “Salı günü tekrar gel, dosyanı bana bırak, gerçek hakkını alacaksın,” dedi. Mariam şaşırdı: “Sen temizlikçisin, nasıl olacak?” Jean sadece gülümsedi.

Aynı günlerde, Aïcha’nın Jean’a karşı hisleri güçlenmeye başladı. Onun dürüstlüğü, sabrı ve insanlığı Aïcha’nın kalbine dokunmuştu. Bir akşam, Jean’a, “Seni seviyorum,” dedi. Jean mutluluktan uçtu: “Ben de seni seviyorum. Benimle evlenir misin?” Aïcha gözyaşları içinde “Evet,” dedi.

7. Bölüm: Maskeler Düşüyor

Bir sabah, şirketin tüm personeline genel toplantı çağrısı yapıldı. Herkes büyük salonda toplandı. Jean ortalarda yoktu. Sonra, takım elbiseli, bambaşka biri olarak salona girdi. Herkes şaşkındı. Jean, mikrofonu aldı: “Ben aslında Benoît Quassy’yim, bu şirketin sahibi. Haftalardır aranızda temizlikçi olarak çalıştım. Kimseye kim olduğumu söylemedim. Gerçek yüzünüzü görmek istedim.”

Salonda sessizlik oldu. Benoît, “Bazılarınız bana insan gibi davrandı, bazılarınız ise küçümsedi. Ama bir kişi vardı ki, bana hep saygı ve sevgiyle yaklaştı. O kişi Aïcha’dır,” dedi. Sonra Aïcha’yı sahneye çağırdı, önünde diz çöküp yüzüğü uzattı: “Benimle evlenir misin?” Aïcha, gözyaşlarıyla “Evet!” dedi. Salondan alkışlar yükseldi.

Benoît, Charles’ın Mariam’a ve diğer kadınlara yaptıklarını açıkladı. Charles derhal işten atıldı, şirketten kovuldu. Sheila ise utancından başını önüne eğdi.

8. Bölüm: Yeni Bir Hayat

Benoît ve Aïcha, büyük bir düğünle evlendi. Şirket, yeni bir döneme girdi. Artık kimse statüsüne, kıyafetine göre yargılanmıyor, herkes insanca muamele görüyordu. Aïcha, müdür yardımcısı oldu, ama asla kibirlenmedi.

Mariam, şirkette işe alındı, Sheila ise hatasını anlayıp yeni bir hayata başladı. Her yıl personel gününde, Benoît konuşmasını şöyle bitirirdi: “Hayatta kimseyi küçümseme. Gerçek zenginlik kalptedir. Ben aşkımı, hayatımın en değerli hazinesini, temizlik yaparken buldum.”

Aïcha ise her sabah, “Ben de kralımı, ona insan gibi davrandığım için buldum,” derdi.

Onların hikâyesi ülkeye yayıldı. Gazeteler, “Milyarder, gerçek aşkı temizlikçi kılığında buldu” başlıkları attı. Okullarda, kiliselerde, camilerde bu hikaye anlatıldı. Herkes, “Gerçek sevgi, dış görünüşte değil, kalbin samimiyetindedir,” dedi.

Ve bir gün, Benoît, Aïcha’nın elini tutup şöyle dedi: “Bazen en büyük hazineler, en sade paketlerde saklıdır. Benim hayatımın anlamı, bir temizlikçiyle başlayan bu yolculukta gizli.”

Hikayenin Sonu.
Gerçek aşkı bulmak için her şeyini riske atar mıydın?
Senin hayatında, dış görünüşün ötesine geçen bir iyilikle karşılaştığın oldu mu?

.