BİR MİLYONER DOKUZ AYLIK HAMİLE ESKİ EŞİNİ ÇALIŞIRKEN GÖRÜNCE ŞOKE OLDU VE İNANILMAZ BİR ŞEY…

.

.

Bir Zenginlik Hikayesi: Altan ve Pelin’in Yeniden Doğuşu

Yağmur Kristal Saray’ın geniş pencerelerini nazikçe döverken, Ankara’nın soğuk kasım akşamı şehri sarmıştı. Şehrin en seçkin restoranlarından biri olan Kristal Saray, İtalya’dan ithal Murano kristal avizeleriyle parıldıyor, her masa Hollanda’dan getirilen taze çiçeklerle süslenmişti. Bu lüksün içinde, Altan Selçuk, 42 yaşında, ülkenin en büyük otel zincirinin sahibi, 300 milyon doları aşan servetiyle iş dünyasının zirvesindeydi. Patek Philippe saatine bakarken, hayatının en önemli anlaşmasını yeni imzalamıştı.

Altan, kariyerinde zirveye ulaşmış, gücünü ve zenginliğini herkese kanıtlamıştı. Ancak, bugün onun için özel bir geceydi; yanında getirdiği 28 yaşındaki manken sevgilisi Esin, onun hayatındaki yeni sayfayı temsil ediyordu. Esin, güzel, sofistike ve Altan’ın hayat tarzına kusursuz uyum sağlayan bir kadındı. Altan, Pelin’le olan geçmişini tamamen geride bırakmış, ona dair hatıraları soğuk bir küçümsemeyle silmişti.

Geçmişin Gölgeleri

Altan, Monaco’daki yeni otelinin inşaat fotoğraflarına bakarken, üç yıl önce boşandığı eski eşi Pelin’in yüzü zihninde beliriverdi. Pelin, bir zamanlar kendisine sonsuz aşk vaat eden, evlilikleri boyunca çocuk sahibi olma hayalleri kuran genç kadındı. Ancak Altan, kariyerine odaklanmış, Pelin’in taleplerini hep geri çevirmişti. “Bir çocuk şu anda gereksiz ve pahalı bir dikkat dağıtıcı olur,” demişti ona defalarca. Pelin ise, o gece hıçkıra hıçkıra ağlayarak, “Bir daha seni görmeyeceğim,” diyerek boşanma kağıtlarını imzalamıştı.

Şimdi ise, Pelin hamileydi. Üstelik hamileliği ilerlemiş, yorgun ve zor şartlar altında çalışıyordu. Altan, onu restoranın garson üniforması içinde, hamile karnıyla gördüğünde, dünyası adeta durmuştu. Altan’ın altın kaplama telefonu elinden kayıp yere düştü. Pelin, yıllar önceki o gençlik yumuşaklığını kaybetmiş, yerini uykusuz gecelerin ve endişelerin izlerini taşıyan bir kadına bırakmıştı.

Yüzleşme

Pelin, Altan’ın karşısına çıktığında, her ikisi de sessiz kaldı. Pelin, Altan’a soğuk ama saygılı bir sesle, “Bu sadece talihsiz bir tesadüf. Üç yıl önce ayrıldık, şimdi ayrı hayatlarımız var,” dedi. Altan ise, kelimeler boğazında düğümlenmiş, ne söyleyeceğini bilemiyordu. Pelin’in yüzündeki o yorgunluk, gözaltındaki halkalar ve hamileliğinin ağırlığı, Altan’ın kalbini derinden sarsmıştı.

Esin’in gelişiyle ortam daha da gerildi. Esin, Pelin’i fark etmiş, kıskançlık ve şaşkınlık içinde onu izliyordu. Altan, Esin’in yanında dururken, Pelin mutfağa doğru uzaklaştı. Altan, eski hayatının bu iki kadını arasında kalakalmıştı.

Pelin’in Mücadelesi

Pelin, Keçiören’in Aktepe semtinde, küçük, tek odalı bir dairede yaşıyor, haftada beş gece Kristal Saray’da garsonluk yapıyordu. Saat başı 40 lira kazanıyor, hafta sonları ise Çankaya’daki zengin evlerde temizlik işlerine gidiyordu. Hamileliği sırasında tansiyonu yükselmiş, demir eksikliği çekiyor, doktorların çalışma saatlerini azaltma önerilerine rağmen maddi zorluklar yüzünden çalışmaya devam ediyordu.

Pelin’in hayatı, Altan’ın lüks ve gösterişli dünyasının tam tersi bir gerçeklikti. Altan, Pelin’in durumunu öğrendiğinde, yıllardır görmezden geldiği gerçeklerle yüzleşmek zorunda kaldı. Pelin’in yanında olmak, ona destek vermek istiyordu ama bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.

Altan’ın Değişimi

Altan, Pelin’in hayatına geri dönmek için karar verdi. İşlerini yavaşlatacak, Pelin’in sağlık sigortası, doğum izni gibi ihtiyaçlarını karşılayacak, ona sanat danışmanlığı gibi oturarak yapabileceği bir iş bulacaktı. Pelin’in sanat galerisi geçmişini hatırladı ve ona yeni bir başlangıç sunmak istedi.

Ayrıca, Pelin’in bebeğinin babası Baran Korkmaz ile de konuşmaya karar verdi. Baran, evli ve iki çocuk babasıydı. Pelin’i hamile bıraktığını kabul etmiş ama sorumluluklarından kaçıyordu. Altan, Baran’a yasal ve ahlaki yükümlülüklerini hatırlatacak, Pelin ve bebeği için gereken desteği sağlamasını isteyecekti.

Yeniden Başlangıç

Altan, Pelin’i Kuğulu Park’ta buldu. İkili, soğuk Ankara gününde, geçmişin acılarını ve geleceğin umutlarını paylaştı. Pelin, Altan’ın değiştiğine inanmakta zorlanıyordu ama onun samimiyetini hissediyordu. Altan, Pelin’e şirketin %10 hissesini hediye etti, bebeğin ve Pelin’in geleceği için büyük bir adım attı.

Pelin, Altan’ın teklifini kabul etti ama zaman istedi. İkili, önce arkadaş olarak başlayacak, yavaş yavaş birbirlerine yeniden güvenmeye çalışacaklardı. Altan, Pelin’in yanında olacak, bebeğin hayatında bir baba figürü olmaya çalışacaktı.

Sonuç

Bu hikaye, zenginlik ve güçle dolu bir adamın, hayatının en önemli değerlerini kaybettikten sonra onları yeniden kazanma mücadelesini anlatır. Altan ve Pelin’in hikayesi, insanın değişebileceğini, geçmişin acılarının üstesinden gelebileceğini ve gerçek sevginin her şeyden önemli olduğunu gösterir.

Hayat, bazen en beklenmedik anlarda insanlara ikinci bir şans verir. Önemli olan, bu şansı değerlendirebilmek ve hatalardan ders çıkarabilmektir.