MİLYONER HABERSİZCE EVE ERKEN GELDİ… VE GÖRDÜKLERİ KARŞISINDA PANİĞE KAPILDI
.
.
Kaya Ailesinin Hikayesi
Bornova’nın en seçkin semtlerinden birinde, Serhan Kaya’nın gümüş renkli Mercedes-Benz’i sessizce kayıyordu. Şubat ayının soğuk öğleden sonrasındaydı. 42 yaşındaki Serhan, uzun bir iş gününün ardından eve dönüyordu. Şehrin en prestijli finans şirketlerinden birinin sahibi, başarılı bir iş adamıydı. Ancak o gün, içindeki huzursuzluk onu eve erken dönmeye zorlamıştı. Belki de karısı Selin’in İzmir’den araması, seyahatini uzatacağını söylemesi ya da şehirdeki yalnızlığı onu bunaltmıştı. Ama en önemlisi, 5 yaşındaki oğlu Tuna’yı görme isteğiydi.
Malikaneye yaklaştığında, bahçenin kusursuz düzeni ve gül rengi taş duvarlar ona her zamanki gurur ve hüzün karışımını yaşattı. Her şey, Tuna’nın özel ihtiyaçlarına göre tasarlanmıştı. Serhan, oğluyla kaliteli zaman geçiremediği için kendini suçluyordu. Bu akşam, Tuna’yı tekerlekli sandalyesiyle bahçeye çıkaracak, yıldızları sayacak, birlikte çay içip Nasreddin Hoca hikayeleri anlatacaktı.
Ancak evin sessizliği ona garip geldi. Tuna’nın gülüşleri, evdeki yardımcıların telaşlı adımları yoktu. Koridorda ilerlerken, üst kattan boğuk bir inilti duydu. Merdivenlerin başına vardığında, o korkunç sesi tekrar duydu: Tuna’nın kesik kesik öksürüğü. Serhan’ın damarlarındaki kan dondu. Merdivenleri hızla çıktı, odasına ulaştığında kapıda asılı nazar boncuğu hafifçe sallanıyordu. Ancak oda boştu. Tuna yoktu.
Panikle alt kata indi, bakıcı Nurten Hanım’ı aradı ama o da ortalarda yoktu. Bahçeye çıkmaya karar verdi. Soğuk hava yüzüne çarptı, bahçedeki leylak ağacının altında Tuna’yı aradı. Ama duyduğu sesler bir çocuk kahkahası değildi; zalimce bir gülüştü. Ardından bir yalvarış sesi: “Lütfen çok üşüyorum.” Tuna’nın sesi. Serhan’ın kalbi kırıldı.
Bahçede köşeyi döndüğünde, Tuna’yı tekerlekli sandalyesinde sırılsıklam halde gördü. Üzerindeki kıyafetler soğuk suyla ıslanmış, küçük vücuduna yapışmıştı. Gözleri korkuyla dolu, yalvarır gibiydi. Karşısında ise Nurten vardı; elinde hortum, yüzünde Serhan’ın tanımadığı zalim bir ifade. Hortumdan çıkan su, Tuna’nın üzerine acımasızca püskürtülüyordu.
Serhan’ın içindeki alarm çaldı. Bir baba olarak duyduğu öfke ve korku, onu harekete geçirdi. Nurten’in sözlü ve fiziksel işkencesi devam ederken, Tuna öksürmeye başladı. Astımı kötüleşiyordu. Dudakları mavimsi bir tona bürünmüştü. Serhan artık dayanamadı ve bağırarak “Yeter!” dedi. Hortum ellerinden kaydı, Nurten irkildi.
Serhan hızla Tuna’nın yanına koştu, titreyen elleriyle astım ilacını çıkardı ve oğlunun ağzına yerleştirdi. Soluk alışı biraz düzeldi ama hala titriyordu. Nurten ise, “Disiplin lazım,” diyerek yaptığı kötülüğü savunmaya çalıştı. Serhan ona soğuk bir bakış attı ve “Bir daha bu eve adımını atma,” dedi.
Tuna, korku ve acı dolu gözlerle babasına baktı. “Baba, ben de diğer çocuklar gibi olacağım değil mi?” diye sordu. Serhan, “Evet oğlum, sen çok güçlüsün. Her gün yaşadığın zorlukların üstesinden geliyorsun,” dedi, oğlunun saçlarını okşayarak.
Evdeki sıcaklık yavaş yavaş geri geliyordu. Serhan, Tuna’yı nazikçe yıkadı, ıslak kıyafetlerini çıkarıp en yumuşak pijamalarını giydirdi. O gece, aile birbirine daha sıkı sarıldı. Nurten’in yarattığı korku, onları daha da yakınlaştırmıştı.
Ertesi gün Selin, İstanbul’dan İzmir’e dönmüştü. Serhan ona olanları anlattı. Selin, Tuna’ya zarar veren kadından şikayetçi olmaya kararlıydı. Ancak Nurten’in iddiaları işleri daha da karmaşıklaştırmıştı. Kadın, Tuna’nın yapay döllenme ile dünyaya geldiğini ve Serhan’ın biyolojik babası olmadığını iddia ediyordu. Bu yalan, aileyi derinden sarsmıştı.
Serhan ve Selin, evdeki çalışma odasını karıştırarak bu iddiaların gerçek olup olmadığını anlamaya çalıştılar. Ancak hiçbir belge bu yalanı doğrulamıyordu. Hatta Nurten’in getirdiği belgeler sahteydi. Hacer Hanım, ailenin yıllardır yanında olan yardımcısı, polise yaptığı kayıtlarla Nurten’in suçlarını belgeliyordu.
Polisler Nurten’i gözaltına aldı. Serhan ve Selin, Tuna’nın yanında durarak birbirlerine destek oldular. Tuna, babasının “Sen benim oğlumsun” sözleriyle rahatladı. Çünkü aile, kan bağıyla değil, sevgi ve bağlılıkla kuruluyordu.
Günler geçtikçe, aile eski huzuruna kavuştu. Serhan, iş hayatında da değişiklikler yaptı; artık daha çok ailesine vakit ayırıyordu. Selin, Tuna’nın bakımında daha aktif rol aldı. Küçük çocuk, yeniden gülebiliyor, hayata umutla bakıyordu.
Nurten’in yarattığı yara derindi ama Kaya ailesi bu fırtınadan güçlenerek çıktı. Onlar için en önemli şey, birbirlerine olan sevgileri ve Tuna’nın sağlığıydı.
PLAY VIDEO:
News
भाभी ने अपने गहने बेचकर देवर को पढ़ाया,जब देवर कलेक्टर बनकर घर आया तो भाभी को
भाभी ने अपने गहने बेचकर देवर को पढ़ाया,जब देवर कलेक्टर बनकर घर आया तो भाभी को “राधिका और किस्मत की…
12 साल बाद खोई बेटी चाय बेचती मिली, पिता ने जो किया सबकी आंखें भर आईं
12 साल बाद खोई बेटी चाय बेचती मिली, पिता ने जो किया सबकी आंखें भर आईं कहानी का शीर्षक: “वापसी…
बेटे का एडमिशन कराने गया ऑटो वाला… और प्रिंसिपल उसके पैरों में गिर पड़ी… फिर जो हुआ सब हैरान रह गए!
बेटे का एडमिशन कराने गया ऑटो वाला… और प्रिंसिपल उसके पैरों में गिर पड़ी… फिर जो हुआ सब हैरान रह…
वो रोजाना अंधे भिखारी को अपना टिफिन खिला देती , फिर जब वो ठीक होकर आया तो पता चला वो एक करोड़पति है
वो रोजाना अंधे भिखारी को अपना टिफिन खिला देती , फिर जब वो ठीक होकर आया तो पता चला वो…
एयरलाइन ने बुजुर्ग को गरीब समझकर बिजनेस क्लास से निकाला, बेइज्जत किया, फिर जो हुआ…
एयरलाइन ने बुजुर्ग को गरीब समझकर बिजनेस क्लास से निकाला, बेइज्जत किया, फिर जो हुआ… “बूढ़े यात्री का हक़ और…
गरीब समझकर किया अपमान ! अगले दिन खुला राज— वही निकला कंपनी का मालिक 😱 फिर जो हुआ…
गरीब समझकर किया अपमान ! अगले दिन खुला राज— वही निकला कंपनी का मालिक 😱 फिर जो हुआ… “राहुल की…
End of content
No more pages to load